Irak’ta Şengal bölgesine saldıran IŞİD’in kaçırdığı Ezidi kadın Nadya Murad, Avrupa Konseyi Vaclav Halev İnsan Hakları Ödülü’ne layık görüldü. Köyü IŞİD tarafından basılan Nadya Murad'ın annesi ve 6 kardeşi öldürülmüş, kendisi bir buçuk yıl boyunca IŞİD'in elinde rehine kalarak işkence ve tecavüz mağduru olmuştu.
2016 Nobel Barış Ödülü için de aday gösterilen Murad’ın ödül alırken yaptığı konuşma şöyle:
''Sayın Başkan beni bugün Vaclav Havel İnsan Hakları Ödülü vermek üzere davet ettiğiniz ve bu ödüle layık gördüğünüz için teşekkür ederim. Karanlıkta ışığı aramak ve insan - kadın hakları konusunda mücadele etmek beni ilgilendiriyor. Vaclav Havel gibi çok değerli bir yazar da, o güzel yazma yeteneğini yine güzel tiyatro piyesleri yazmak için kullanabilirdi; ama şartlar onu tamamen başka bir alana kaydırdı. İnsan onurunu ve hak ve hukuk arayışını, ihlâllere karşı susmamayı, görmezden gelmemeyi hatta mücadele etmeye desteklemeye yönlendirdi.”
“Beni de kasabam, Koço’da, yaşıtım kızlar gibi üniversiteye gidip, barış içinde yaşayıp, geleceğe doğru hayaller kurup, bunları gerçekleştirmek için çalışmak varken; hayat beni başka yöne yönlendirdi. Çünkü hayat, ait olduğum Yezidi halkına karşı adil davranmadı.
“12 bin Yezidi öldürüldü; iki yılda Yezidi kadınları cinsel köle yaptılar, erkekleri de işkencelere maruz bıraktılar, onlara terörist yaptılar... Yezidi kadınlardan oluşan, bir cinsel köle ağı kurmak için akıl almaz işler yaptılar, 8-9 yaşındaki kızlar tecvaüze uğradı…. O kızların çoğu, neredeyse, tecavüzün ne olduğunu dahi bilmiyorlardı…. Hiçbir fikir başka bir gruba dayatılamaz, tüm farklılıklar.
“Umarın burada bulunan (47) ülke parlamenterleri, kendi ülkelerinizdeki tüm parlamenterlere anlatırsınız; sizlerin ülkesinde bulunan, tüm etnik azınlıklara saygı gösterir ve onlara yapılan en ufak haksızlığa artık izin vermezsiniz. Gençlere anlatmaya çalışıyorum… İnsan hakları suçu işlendiğini 12 bin Yezidi'nin nasıl hunharca katledildiklerini ve bunu yaparken hangi dinden olursanız olun, büyük bir insanlık suçu işlendiğini anlatıyorum…
“Ey insanlık, ey dünya ülkeleri, nasıl mutlu olmamı istersiniz; bugüne değin bu 12 bin kişiye rağmen, nasıl oluyor da tek bir suçlu ceza alamamıştır... Benim ailemden tam 18 kişi katledildi; biliyorum mesajım çok acı ama dünya adaleti görmezden geldiğinde, kadınlar ve erkekler köleleştirilirken, hiç bir devlet evet hiç bir devlet kılını kıpırdamazken, nasıl mutlu bir mesaj verebilirdim? Ödülümü, tüm köleleştirilen kadınlar ve insan kaçakçılığına maruz bırakılanlara adıyorum.
“Umarım, gözleriniz, bundan böyle adaleti görmeye başlar.”