AP’nin bugün kabul edilmesi beklenen karar metninde, 15 Temmuz darbe girişimi kınanmakla birlikte, bu girişimin “meşru ve barışçıl muhalefeti susturmak için mazeret olarak kullanıldığı” görüşü dile getiriliyor. Türkiye’de temel hak ve özgürlükler ve hukuk devletindeki gidişat için “derin endişe” ifade ediliyor.
Gazeteciler, sivil toplum aktivistleri, “Barış Akademisyenleri” ve Afrin operasyonuna karşı çıkanların gözaltına alınıp tutuklanması ve çok sayıda parlamenterin dokunulmazlığının kaldırılması kınanıyor. Türkiye’de laikliğin gerilediği ve dini azınlıkların ayrımcılık gördüğü not ediliyor. 2002’den bu yana AB terör örgütleri listesinde olduğu hatırlatılan PKK'ya silah bırakma çağrısı yapılmakla birlikte, “Kürt sorununa adilane çözüm için” Ankara ve PKK'nın “müzakere masasına dönmeleri” isteniyor. Karar metnine oylama sırasında bir önergeyle Afrin’e yönelik askeri harekatın “insani sonuçlarından duyulan kaygı” konusunda bir ibarenin eklenmesi de bekleniyor.
Türk parlamenter heyeti Strasbourg'da
Öte yandan AP’de bu hafta düzenlenen Türkiye oturumu vesilesiyle siyasi nedenlerden ötürü yıllardır toplanamayan Türkiye-AB Karma Parlamento Komisyonu (KPK) Başkanlık Divanı da toplandı. Toplantıya katılan KPK Eş Başkanı İsmail Emrah Karayel (AKP) ile Eş Başkan Yardımcıları Markar Eseyan (AKP) ve Niyazi Nefi Kara (CHP) aynı zamanda AP Türkiye oturumunu izleyip, çok sayıda AP üyesiyle de görüştü. Türk parlamenter heyeti gerek genel kurul oturumunda gerekse ikili görüşmelerde Avrupalı parlamenterlerin Türkiye’deki insan hakkı ihlalleriyle ilgili eleştirilerini de dinledi.
"Afrin harekatı anlaşılmıyor"
Türk parlamenter heyeti için kuşkusuz en çarpıcı gelişme, genel olarak AB ama özellikle de AP bünyesinde Türkiye’nin Zeytin Dalı harekatına yönelik olumsuz tavır oldu. KPK Eş Başkanı Karayel, Afrin harekatına “olası insani kriz ve Suriye’de siyasi çözümü riske attığı” gerekçeleriyle karşı çıkan AB Dışişleri ve Güvenlik Politikaları Yüksek Temsilcisi Federica Mogherini’nin açıklamalarını “talihsiz” bulduğunu söylüyor. Karayel’e göre, “Bir NATO üyesinin terör örgütlerine karşı desteklenmesi gerekirken, Türkiye’nin NATO ve Avrupa’nın güneydoğu sınırını savunduğu için eleştiriye muhatap olması özellikle ifade edilmesi gereken bir durum”.
KPK Eş Başkan Yardımcısı Markar Eseyan da Türkiye’nin Afrin harekatının “anlaşılmadığı veya anlaşılmak istenmediği” görüşünde. Eseyan, “İstekli bir şekilde YPG ve PKK’yı farklı örgütler olarak görme eğilimi var. Bu araçsal bir yaklaşım. Aslında öyle olmadığını herkes biliyor. CIA’in sitesine girdiğinizde veya açıklamalara ve sahaya baktığınızda da bunu görebilirsiniz. Ama burada böyle bir sempati oluşmuş durumda. Bu mutlaka Avrupa devletlerinin kendi çıkarlarıyla da uyuşan bir durum” değerlendirmesini yapıyor.
"İnsan hakları bağlamında sorun yaşanacak"
CHP'li vekil Niyazi Nefi ise "Türkiye’de adalet, hukuk ve hakların gaspı konusunda ciddi sorunlar yaşandığını" belirtiyor. Nefi, “Avrupa da bunu biliyor. Hiçbir şey gizli kalmaz. Herkes önümüze mesela Ahmet Şık örneğini koyuyor. FETÖ ile mücadele etmiş ve bedel ödemiş birisini şimdi tam tersi FETÖ’cülükle suçlayıp cezaevine koymayı hiç kimseye izah edemiyoruz burada. Kimse ölmesin diyen, insan sağlığı üzerine yemin etmiş hekimleri gözaltına almalarını kimseye izah edemiyoruz. Etme şansımız da yok. Buna benzer insan hakkı ihlallerini bu heyetin de savunma şansı yok, kimse savunamaz. Türkiye’nin AB ile ilişkilerde insan hakları bağlamında ciddi sorun yaşayacağı ortada” diyor.
KPK'nın geleceği
Böyle bir ortamda son üç yıldır toplanamayan ama Türkiye-AB ilişkilerinin sürdürülebilirliği ve ilerlemesi açısından stratejik öneme sahip KPK bundan böyle düzenli toplanabilecek mi?
CHP'li Niyazi Nefi Kara not edilmeye değer bir gözlem paylaşıyor: “AP’de Türkiye dostları olarak algıladığımız parlamenterlerin hepsi ‘Türkiye’yi savunmakta çok zorlanıyoruz. Türkiye’de insan hakkı ihlalleri var, sorunlar var. AB’ye girişinizi destekledik bugüne kadar ama ırkçı ve aşırı sağcıların karşısında elimizi zayıf düşürdünüz. OHAL’in olduğu, insan hakkı ihlallerinin yoğun yaşandığı bir Türkiye’yi savunmakta zorlanıyoruz’ diyor. Daha çok iletişim kurmamız gerekiyor. İyi niyetliler ama Türkiye’nin de bir şeyler yapması gerekiyor”.
İsmail Emrah Karayel KPK önündeki engelin AP’den kaynaklandığını savunuyor: “Sebebi ilk başlarda Avrupalı parlamenterlerin Türkiye’ye konu başlığı dayatmasıydı. KPK AB kanadından 15 Temmuz darbe girişimine karşı dayanışma görmedik. Bu hafta Başkanlık Divanı toplantısı yaptık. Önümüzdeki süreçte tarafların tutum ve davranışları çok önemli yeni bir KPK toplanabilmesi için”.
KPK’nın “Türkiye’nin üyelik sürecini düzenleyen ve kolaylaştıran bir komisyon” olduğunu hatırlatan Markan Eseyan ise “KPK toplantıları yapılamasa bile parlamenterler arası diyalog devam etmeli” diyor.
Kayhan Karaca / Strasbourg
© Deutsche Welle Türkçe