"Örneğin Dünya'daki okyanusların dibindeki yanardağlar bile bize bambaşka gezegenler gibi gözükebiliyor. Başka yerlerde de benzer koşullar varsa mikropların yaşamaması için hiçbir neden yok. Biz Juice misyonuyla bu koşulları incelemek istiyoruz."
İtalyan gökbilimci Galileo Galilei, Jüpiter'in dört büyük uydusunu 1610 yılında keşfetti
Yaklaşık 1,6 milyar dolar değerindeki Juice'un Temmuz 2031'de Jüpiter sistemine ulaşması bekleniyor.
Juice, Ganymede çevresindeki yörüngeye yerleşmeden önce diğer aylara da 35 kez yaklaşmayı deneyecek ve bazen yüzeylerine 400 kilometre kadar yaklaşacak.
Uzay aracında toplam 10 alet bulunacak. Bunların arasında yüzey altının ve yüzeyin üç boyutlu haritasını çıkarabilecek bir alet, parçacık dedektörü ve radar da olacak.
İngiltere'deki Imperial College London Üniversitesi tarafından tasarlanan "Elektromanyetik Alan Ölçer" ise ayların gizli okyanusları hakkında bilgi toplayabilecek.
Imperial College London'da araştırmacı olan Prof. Michele Dougherty, "Okyanusun derinliğini, tuz içeriğini, kabuğun okyanusun üzerinde ne kadar derin olduğunu ve okyanusun kayalık manto ile temas halinde olup olmadığını anlayacağız. Böylece ayın iç yapısı hakkında bilgileneceğiz ve yüzeyde organik materyal olup olmadığını tespit edeceğiz" diyor.
Atrobiyologlar Mars'tan sonra Jüpiter ve Satürn'ü inceliyor
Dünya'da yaşamın olması için su, besin kaynağı, enerji ve zamana ihtiyaç var.
Bilim insanları uzun zamandır Mars'ın, bugün olmasa da geçmişte Dünya dışında yaşama ev sahipliği yapma olasılığı en yüksek gezegen olduğunu düşünüyordu.
Ancak Jüpiter ve Satürn'ün yörüngesindeki buzlu aylar, Evren'in başka yerlerinde yaşam olasılıklarını araştıran astrobiyologların ilgisini çekmeye başlamıştı.