Radikal İslamcı ideolojiyi ilham alarak yapılan saldırıların çoğu Avrupa ve Kuzey Amerika dışındaki bölgelerinde düzenlendi. Ancak Batı'yı hedef alan 50'den fazla saldırı, yetkililer üzerinde gerekli önlemleri almaları için büyük baskı yarattı.
Peki bu saldırıları düzenleyenler ile onların Batı'daki yaşamları, adli sicil kayıtları ve kimlerle işbirliği yaptıklarına dair neler biliyoruz?
Faillerin yaşı ve göçmenlik statüleri gibi veriler, "terörle mücadele" birimlerinin yetkililerine ve halka, bu tip saldırılara karşı nasıl önlemler alınması gerektiğine ilişkin bir fikir veriyor.
Son 3 yılda Batı'da düzenlenen cihatçı saldırılarda 400'den fazla kişi öldü.
, bu saldırıların nasıl düzenlendiğini, kimler tarafından organize edildiğini inceledi.
Araştırmamızda, 2014 yılı Aralık ayı ile 2017 yılı Haziran ayı başında "cihatçı terör" saldırısı olarak değerlendirilebilecek 52 saldırı tespit ettik.
Bu dönem, IŞİD'in 2014 Haziran ayında Suriye ve Irak'ta 'hilafet ettiğini' duyurmasını takip ediyor.
Batı'da saldırılardan nispeten az sayıda ülke etkilendi.
Altısı Avrupa'da: Fransa (en çok etkilenen ülke), Almanya, İngiltere, Belçika, Danimarka ve İsveç.
ABD ve Kanada'da da saldırılar oldu.
Saldırıların çoğu büyük kentler ve şehirlerde yaşandı: Londra, Paris, Nice, Berlin, Brüksel ve Orlando.
Saldırıların birkaçı, sembolik noktaları hedef seçti: Paris'te Champs-Elysees ve Louvre, Londra'da Westminster.
Birçok saldırının hedefinde de, yayaların yoğun olduğu meydanlar, eğlence mekânları veya toplu ulaşım merkezleri gibi kalabalık yerler vardı.
Fakat bazı terör saldırıları, bir ofiste düzenlenen Noel Partisi ve kilisedeki ayin gibi daha küçük çaplı etkinlikleri hedef aldı.
Araştırmamızda cihatçı ideoloji izinde düzenlenen saldırıları inceledik. Bu, başkalarının hayatlarına kasteden saldırıları ve daha büyük bir örgütün mesajını iletmek veya halkın gözünü korkutma amaçlı saldırıları içeriyor. Başka kuruluşlar farklı tanımlar kullanıyor.
Toplamda, 52 saldırıda 403 kişi öldü, 1600'den fazla kişi yaralandı.
Bu rakamlara saldırganlar dâhil değil.
En çok ölüm, Paris'te 2015 yılı Kasım ayındaki saldırıda yaşandı. 90'ı Bataclan konser salonunda toplam 103 kişi hayatını kaybetti.
Fransa'nın Nice şehrinde de bir kamyonun insanların üzerine sürülmesi sonucu 86 kişi öldü.
Birçok farklı şehirdeki saldırılarda da çok sayıda ölü ve yaralı var.
Toplamda bu 10 saldırıda 370 kişi öldü.
Ama saldırganlar sayılmazsa, birçok saldırıda da ölen ya da yaralanan olmadı.
Gençler arasındaki radikalleşme endişeye neden olsa da, saldırganların yaş ortalaması 27.
En genç iki saldırganın yaşı 15'ti. Biri, Marsilya'da Yahudi öğretmenine palayla saldıran ismi açıklanmayan bir genç, diğeri Hannover tren istasyonunda bir polis memurunu bıçaklayan Safia S.
Yaşları 18 altında olan 5 saldırgandan 4'ü Almanya'da.
Saldırganların çoğu 20li yaşlarında. Dört saldırgan biri 30'un altında, üçü 40 veya daha yaşlı.
En yaşlı saldırgan 52 yaşındaki Khalid Masood. Masood, aracını Westminster'da köprünün üzerindeki yayaların üzerine sürdü ve Parlamento'da bir polis memurunu bıçaklayarak öldürdü.
Yaşlı saldırganlar arasında gençlere kıyasla hapse girenlerin ve uyuşturucu madde kullananların sayısı daha fazla.
Cihatçı ağlarda faal olan kadınların sayısı artsa da, 65 saldırgandan yalnızca ikisi kadındı.
Her beş saldırgandan biri İslam'a sonradan geçmiş. Bu sayı Kuzey Amerika'da Avrupa'dakinden daha fazla.
İslam'ı sonradan benimseyenler arasında adli sicil kayıtları kabarık olanların sayısı fazla ve bazıları daha önce cezaevinde yatmış.
Genel olarak, saldırganların çoğu önceden suç işlemiş.
"Terörizm" ile göç arasında karmaşık bir ilişki var. Bu, kutuplaşmalara neden olan bir tartışma, özellikle de Avrupa'daki göçmen krizinden sonra.
Ama ülkede yasadışı yollarla bulunan saldırganlardan veya ülkeye göçmen olarak gelenlerin sayısı az.
Saldırganların dörtte üçü, hedef aldıkları ülkelerin vatandaşı, diğerleri yasal yollarla ülkede yaşayanlar veya komşu ülkelerden gelen yasal ziyaretçiler.
Ama, Batı'da yasadışı yollarla yaşayan bireyler de saldırılar düzenledi.
Paris'te 2015 yılı Kasım ayında düzenlenen saldırılara karışanlardan en az ikisinin Avrupa'ya Yunanistan'dan göçmen olarak girdiği düşünülüyor.
Saldırganlardan üçü ya mülteci, ya da sığınmacıydı, dördü yasa dışı yollarla ülkede bulunuyordu veya sınır dışı edilmeyi bekliyordu.
Diğer saldırganlar arasında Özbek vatandaşı Rakhmat Akilov var. Akilov, Stockholm'de 2017 yılı Nisan ayında kaçırdığı kamyonla dört kişiyi öldürdü.
Tunus vatandaşı Anis Amri de Berlin'deki Noel pazarına düzenlediği saldırıda bir kamyon kullandı.
"Terörist turizmi" başlığı altında da Birleşik Arap Emirlikleri'nde yaşayan Mısır vatandaşı Abdullah Hamamy var. Hammamy 2017 yılı Şubat ayında Louvre'da askerlere saldırdı.
En ölümcül dört saldırıdan ikisinin, 2015 Kasım'ı Paris saldırısı ve 2016'daki Brüksel saldırısı, IŞİD tarafından organize edildiğine inanılıyor.
Bu saldırılar kısmen yabancı savaşçılar tarafından düzenlendi.
En ölümcül diğer iki saldırı da, 2016 Haziran ayında Orlando'da ve 2016 Temmuz ayında Nice'te, cihatçı bir örgüte operasyonel bağı olmayan bağımsız bireyler tarafından gerçekleştirildi.
Bunlar, hiç çatışma bölgelerine seyahat etmeyen terör sempatizanlarının ve bağımsız hareket edenlerin eğitimli bir grup militan kadar tehlikeli olabileceğini gösteriyor.
Genel olarak, saldırganlar ile ülke dışında faaliyet gösteren cihatçı örgütler arasındaki bağları tespit etmek her zaman kolay olmuyor.
Batı'yı 2014 yılı Haziran ayından bu yana hedef alan her 10 saldırıdan yalnızca biri ve daha azı IŞİD'den doğrudan talimatla düzenlendi.
Ama yine de IŞİD'in etkisi açıkça görülebilir.
Saldırıdan önce veya saldırı sırasında her 10 failden 6'sı neredeyse hemen hepsinde IŞİD olmak üzere bir cihatçı örgüte bağlılık yemini etti. IŞİD de genellikle saldırıları üstleniyordu.
Saldırıların sıklığı ve yüksek ölü, yaralı sayısıyla cihatçı terörizm Batı'da siyasi tartışmaların merkezine oturdu ve haber bültenlerinde geniş yer buldu.
Siyasetçiler, terörle mücadele yetkilileri ve halk dahil, herkese harekete geçme çağrısı yapılırken tehdidin yakın zamanda azalması beklenmiyor.
Batılı ülkeler için bunun iç politika ve dış politikada çıkarımları oluyor.
Saldırılar ve saldırıları düzenleyenler hakkında daha fazla bilgi edinerek, neler yapılması gerektiğiyle ilgili de yeterli veri elde edilmesi umuluyor.
bu linkten