Japonya'daki Fukuşima nükleer faciasının üzerinden üç yıl geçerken dünya çapında yeni bir nükleer facia tehlikesi giderek artıyor. Uluslararası çevre örgütü Greenpeace'in yaptırdığı nükleer santrallerdeki yaşlanmayla ilgili rapora göre, Avrupa'da faaliyetteki 151 nükleer enerji santralinin 66'sı 30 yaşın üstünde. Bu rakamlara Rusya dahil değil. Greenpeace, Avrupa'da Fukuşima ya da Çernobil gibi nükleer faciaların yaşanması olasılığının giderek arttığı ve yeni bir risk dönemine girildiği uyarısında bulundu.
Greenpeace'in araştırması dünya çapında santrallerde ortalama yaşın 29'a yükseldiğini ortaya koyuyor. Greenpeace'in nükleer enerji uzmanı Tobias Riedl bu tehlikenin özellikle de Avrupa için geçerli olduğu uyarısında bulunuyor:
“Avrupa, dünyanın en yaşlı nükleer enerji santrallerine ev sahipliği yapıyor. Avrupa'da 30 yaşın üstünde 66 reaktör bulunuyor. Hatta 25 reaktör de 35 yaşın üzerinde. Reaktörlere genelde 30 yıllık ömür biçildiği düşünüldüğünde ömürlerini çoktan doldurmuş oluyorlar.”
En yaşlı santral İsviçre'de
Dünyada en uzun süredir faaliyetteki nükleer enerji santrali, İsviçre'de bulunan 45 yaşındaki Beznau. Greenpeace araştırmasını hazırlayan uzmanlar, reaktörlerin çoğu zaman içinde tadilattan geçirilip modernize edilse de, genel durumlarının uzun vadede kötüleştiğine dikkat çekiyor. Riedl bunun nedenini şöyle açıklıyor:
“Reaktör basınç kazanları gibi bazı parçaların değiştirilmesi mümkün değil. Ve bu parçalar son derece yüksek ısılara, radyoaktiviteye ve basınca maruz kalıyor. Bu da materyalin aşınmasına neden oluyor. Sonuç olarak reaktörde çok büyük güvenlik riski doğuyor.”
Araştırma ayrıca, 1979'daki Three-Mile Island ve 1986'daki Çernobil kazalarının ardından önerilen bazı değişikliklerin Avrupa'daki pek çok santralde uygulanmadığını da ortaya koyuyor. Greenpeace'in nükleer uzmanı Riedl tüm bu risklerin sonucu konusunda kötümser:
“Avrupa'da bu eski nükleer santrallerin çalıştığı her gün, Fukuşima gibi ağır bir kazanın Avrupa'da da meydana gelmesi riskini artırıyor. Çünkü bu reaktörler her geçen gün daha da tehlikeli hale geliyor.”
Personel sorunu
Paris'te yaşayan nükleer uzman Mycle Schneider de bu endişeyi paylaşıyor. Yılda bir yayımlanan “Dünya Nükleer Sanayi Statü Raporu”nun yayıncısı Schneider, nükleer santrallerdeki yaşlanmanın yanı sıra ikinci bir riskin de varlığına dikkat çekiyor:
“Dünyanın en büyük nükleer santral işletmecisi Fransız EDF'nin beş yıl içinde personelinin yaklaşık yarısını değiştirdiğini düşünürseniz, bunun ne kadar zorlu bir iş olduğunu tahayyül edebilirsiniz. Bunlar, kaza olasılığının artmaya devam etmesinin en önemli iki nedeni.”
"Süreleri uzatılmamalı"
Ancak santral işletmecileri de siyaset ve denetim mekanizmaları da bu artan tehlikeye seyirci kalmakla eleştiriliyor. Sadece Avrupa'da ekonomik nedenlerle 46 santralin görev süresinin daha da uzatılması planlanıyor. Bu santrallerin çoğunda aynı zamanda verimin de artırılması planları, Riedl için durdurulması gereken ölümcül bir gelişme:
“Avrupa'daki en yaşlı ve dolayısıyla en tehlikeli nükleer enerji santrallerinin faaliyet süresi uzatılamaz. Tam tersine derhal kapatılmaları gerek.”
Almanya, Fukuşima faciasından sonra 2011 yılında en eski reaktörlerini kapatma kararı almıştı. Riedl yine de Alman hükümetinin daha aktif olması ve 2022'ye kadar nükleer enerjiden tamamen çıkış planını hızlandırması çağrısında bulunuyor.