Suriye ve Irak’ta yaşanan insani dram bugün bir kez daha AKPM gündemindeydi. Avrupa’nın 47 ülkesinden parlamenterleri bünyesinde toplayan AKPM, aynı zamanda Siyasi İşler Komisyonu Başkanı olan Yunan parlamenter Dora Bakoyannis tarafından hazırlanan “İslam Devleti adlı örgütün insanlığa karşı tehditleri: Hıristiyanlara ve diğer dini ve etnik topluluklara yönelik şiddet” başlıklı rapor ve beraberindeki karar tasarısını oy çoğunluğuyla kabul etti.
Rapor ve kararda, “İslam Devleti” yerine “Irak Şam İslam Devleti” (IŞİD) terminolojisi kullanılması için AKPM’nin AKP'li üyelerinin sunduğu değişiklik önergesi genel kurulda oy çoğunluğuyla reddedildi. Rapor ve karar metninde, “Birleşmiş Milletler de öyle kullanıyor” denilerek “İslam Devleti” terimi kullanıldı.
Suriye ve Irak’taki IŞİD kontrolü altındaki azınlık gruplarının “yok olmaya başladığına” işaret edilen kararda, bu gruplar için durumun “kaygı verici” olmaktan çıktığı ve “ümitsiz hale geldiği” belirtildi.
Genel Kurul'daki oylama sırasında karar metnine bir paragraf eklenerek Kobani’deki duruma dikkat çekildi ve “bir insanlık dramı yaşanmasının önlenmesi amacıyla” uluslararası topluma acil eylem çağrısında bulunuldu. Suriye ve Irak’ta önceliğin “katliamları durdurmak” olması gerektiğine vurgu yapılan kararda, tüm Avrupa ülkelerinden bölgede barış için ellerindeki tüm imkanları kullanmaları isteniyor.
Avrupalı cihatçılar sorunu
Kararda, Suriye ve Irak’taki radikal dinci gruplar içinde 3 binden fazla Avrupa kökenlinin de mücadele ettiğine işaret edilip, Avrupa ülkelerinden bu kişilerin kimliklerini tespit etmeleri ve bu gruplara eleman toplayan şebekeleri çökertmeleri talep ediliyor. AKPM, aynı şekilde IŞİD’in finansal kaynaklarının tespit edilip, etkisiz hale getirilmesi ve cezalandırılmasını istiyor.
Kararda, Suriye ve Irak’a insani yardımın yetersiz olduğu da hatırlatılıp; Irak, Suriye, Ürdün, Lübnan ve Türkiye’deki mülteci kamplarına yardım programlarının arttırılması isteniyor. Kararın bu bölümüne oylama sırasında Türk parlamenterlerin girişimiyle eklenen bir paragrafta, “Türkiye'nin, Yezidiler gibi Irak ve Suriye’den kaçan zor durumdaki binlerce azınlık mensubuna kapılarını açtığı, Türkiye’deki Iraklı ve Suriyeli sayısının neredeyse 1,5 milyona ulaştığı, bunların yaklaşık 250 bininin son iki haftada sınırı geçtiği ve Türkiye’nin Irak’ın kuzeyinde yerlerinden edilmiş 35 bin kişi için kamplar kurduğu” not düşüldü.
Karara temel oluşturan raporun açıklama bölümünde IŞİD’e destek konusu da gündeme getirildi. Körfez ülkelerinin geçmişte bu örgüte verdikleri desteğin bilindiği, ancak Suudi Arabistan ve Katar tarafından, “Türk gümrük polisinin yardımıyla” bölgedeki İslami eğilimli gruplara tedarik edilen silahların “yanlışlıkla ve dolaylı yoldan” IŞİD’in eline geçtiğinin ortaya çıktığı not edildi.
Raporda, IŞİD’in bugün Suriye’de petrol yataklarını kontrol ettiği, günde 9 bin varil petrol ürettiği, özellikle Hıristiyanlara ait tarihi eserlerin kaçakçılığını yaptığı da belirtiliyor. IŞİD’in bir devlet olmak için bakanlıklar, mahkemeler ve vergi sistemi kurmaya başladığına da işaret edilen raporda, mali varlığının 900 milyon ile 2 trilyon dolar arasında tahmin edildiği kaydediliyor. Raporda, CIA verileri kaynak gösterilerek, IŞİD saflarında 20 bin ila 31 bin 500 kişinin savaştığı da aktarılıyor.