Ayasofya Camisi’nin tahrip edilen tarihi kapısının bir hurafeye kurban gitmiş olabileceği tartışılıyor. Bazı ziyaretçilerin ‘kutsal olduğu’ gerekçesiyle kapının parçalarını yediği iddia ediliyor. Söz konusu durum sanat eserleriyle ilgili hurafeleri gündeme getirdi. Ressam Prof. Dr. Hüsamettin Koçan, “Daha başka hurafeler de var. Kimi tarihi eserden bir parçayı yanında taşımak istiyor. Kimi içine muska gömüyor” dedi.
Ayasofya Camisi’nin tarihi kapısının durumu, Sanat Tarihi Derneği Başkanı Şerif Yaşar’ın sosyal medyadan yaptığı paylaşımlarla ortaya çıkmıştı. Yaşar, kendisine ulaştırılan fotoğraflar üzerine Ayasofya’ya gitti ve durumu yerinde gördü. Bir görevlinin kapıdaki hasar için “İnsanlar burayı kutsal sayıyor, bazıları parça koparıp ağızlarına atıyor” dediğini anlattı. Vedat Milor da mizahi bir üslupla “Utandıran itiraf: Henüz tadına bakmadığım lezzetlerden biri de Ayasofya’nın kapısı...” tweet’i attı. Bu tartışmalar devam ederken, geçmişte Kayseri’de bir türbedeki mumyanın bazı parçalarının “şifa” niyetine kaynatıldığı iddiası gündeme geldi.
"Hurafeler de bu düşmanların arasında"
Peki, Ayasofya Camisi’nin kapısının başına gelenleri ve sanat eserlerine yönelik hurafeler hakkında sanat tarihçileri ve sanatçılara ne diyor? Hürriyet’te yer alan habere göre, Sanat tarihçisi Prof. Dr. Asnu Bilban Yalçın, “Kaçak kazı yapanlar da eserlerden parça koparanlar da bu tür hurafelere inanıyorlar. Hepsi aynı kapıya çıkıyor. Sanat eserlerinin, kültür varlıklarının düşmanlığı nereden geliyor onu düşünmek lazım. Hurafeler de bu düşmanların arasında” dedi.
“Ayasofya’daki mozaiklerin parçasını ezip, suya katıp içenler de vardı”
Ressam Prof. Dr. Hüsamettin Koçan da, “Ayasofya’daki mozaiklerin parçasını ezip, suya katıp içenler de vardı. Daha başka hurafeler de var. Kimi tarihi eserden bir parçayı yanında taşımak istiyor. Kimi içine muska gömüyor” diye konuştu.