Anayasa Mahkemesi (AYM), temizlik işçisi Neriye Kuruç’un iş alacaklarıyla ilgili makul sürede yargılanma hakkının ihlaliyle ilgili verdiği pilot kararında, 108 bin bekleyen dosyanın çoğunun makul sürede yargılanma hakkının ihlaliyle ilgili olduğunu ve bunun yapısal bir soruna dönüştüğü uyarısını yaptı. AYM, sorunun çözümü için TBMM’nin düzenleme yapması gerektiğini açıkladı. Bu kararı değerlendiren avukat Onur Can Keskin, AYM’nin Meclis’e “Adil yargılanma hakkına saygı öncelikle senin ödevin” mesajı verdiğinin altını çizdi.
Hastanede temizlik işçisi olarak 23 Temmuz 1999 tarihinde çalışmaya başlayan Neriye Kuruç, 27 Ekim 2014 tarihinde emekli oldu. Kuruç emekli olmasının ardından 10 Aralık 2014 tarihinde Sağlık Bakanlığı, P.E.O. Tic. A.Ş. ve Yedikule Göğüs Hastalıkları Hastanesi aleyhine Bakırköy 7. İş Mahkemesi’nde açtığı davada, fazla mesai ücreti, milli ve dini bayramlarda çalışma ücreti ve kıdem tazminatının ödenmesini talep etti. Mahkeme, 18 Aralık 2017 tarihinde davanın kısmen kabulüne karar verdi. Mahkemenin bu kararı davacı Kuruç ve davalı taraflarca istinafa taşındı.
İstanbul Bölge Mahkemesi 41. Hukuk Dairesi 8 Ocak 2020 tarihinde yerel mahkemenin kararını bozarak, kararın düzeltilmesi için dosyayı tekrar mahkemeye gönderdi.
Bunun üzerine Kuruç, 16 Ağustos 2021 tarihinde iş sözleşmesine dayalı olarak açılan alacak davasının uzun sürmesi nedeniyle makul sürede yargılanma hakkının, yargılamanın makul sürede tamamlanmadığı şikayetinin ileri sürülebileceği etkili bir yol bulunmaması nedeniyle de makul sürede yargılanma hakkı ile bağlantılı etkili başvuru hakkının ihlal edildiği iddialarıyla AYM’ye başvurdu.
Dosya AYM'deyken yerel mahkeme tazminata hükmetti
Kuruç’un AYM’ye başvurusu karara bağlanmadan, yerel mahkeme dosyaya ilişkin karar verdi. Kuruç’a 23 bin 159 lira kıdem tazminatı, 1295 lira fazla mesai, 592 lira genel bayram tatili, 7 bin 760 lira yıllık izin hakkı ücreti, 4 bin 163 lira da asgari geçim indirimi alacağı olmak üzere toplamda 36 bin 969 lira ödenmesine ve ödenmesinde gecikilen süreler için de en yüksek banka faizi uygulanmasına karar verdi. Sağlık Bakanlığı bu kararı da istinafa taşıdı ancak istinaf talebi yerel mahkeme tarafından reddedildi. Henüz bu talebe ilişkin karar kesinleşmedi.
AYM kararı TBMM'ye gönderdi
AYM ise Kuruç’un başvurusunu 5 Temmuz 2022 tarihinde karara bağladı. AYM oybirliği ile pilot karar alarak, Kuruç’un makul sürede yargılanma, etkili başvuru haklarının ihlal edildiğine ve 35 bin lira manevi tazminat ödenmesine hükmetti. AYM, kararın bir örneğini yasal düzenleme yapılmak üzere TBMM’ye gönderdi.
'Makul süre' nedeniyle AYM'de 108 bin dosya bekliyor
AYM, kararının gerekçesinde makul sürede yargılanma hakkının ihlaliyle ilgili iş yüküne dikkat çekerek, önünde derdest bekleyen dosya sayısının 108 bin olduğunu ve bu dosyaların çoğunun makul sürede yargılanma hakkıyla ilgili olduğunu belirtti. AYM, 2020 yılında makul sürede yargılanma hakkının ihlali gerekçesiyle 6 bin 782, 2021 yılında 25 bin 553 ve 2022 yılının ilk altı ayında 34 bin başvurunun yapıldığını açıkladı. AYM, makul sürede yargılanma hakkının ihlali ile ilgili başvurularda mağduriyetin giderilmesiyle ilgili tazminata hükmettiğini ancak bunun mağduriyetlerin önünü kesmediğine ve yapısal bir sorun olduğuna dikkat çekti.
AYM kararında bu yapısal sorunun çözümü için TBMM’nin düzenleme yapması gerektiğini kaydederek, şunları belirtti:
“Ortaya çıkan mağduriyetlerin tazminat yoluyla giderilmesi sağlansa da bu durum benzer başvuruların yapılmasını önlemeyeceği gibi makul sürede sonuçlanmayan ve özellikle devam eden yargılamalardan kaynaklanan ihlalleri de sonlandırmayacaktır. Dolayısıyla Anayasa Mahkemesi bireysel başvurunun ikincilliği ve hukuk sisteminde düzenlenen başvuru yollarının tüketilmesinden sonra başvurulabilecek bir anayasal başvuru yolu olması da dikkate alınarak yargılamaların uzun sürmesinden kaynaklı ihlaller nedeniyle ortaya çıkan ve yapısal sorun teşkil eden durumun telafi edilebilmesi için kanunu bir düzenleme ile bu konuda başvurulabilecek bir mercinin oluşturulması gerekmektedir. Oluşturulacak başvuru yolunun başvurucuların yargılamalarından uzun sürmesinden kaynaklı zararların tazmin edilebilecek nitelikte olması gerektiği açıktır.”
AYM’nin bu kararını değerlendiren avukat Onur Can Keskin, AİHM’nin de benzeri yorumu yaptığını belirterek şu açıklamayı yaptı:
“Yargılamaların uzun sürmesi kronik bir sorun ve bu sorunun çözümüyle ilgili etkili adımlar atıldığı söylenemez. Bugün uzun süren yargılamalar neticesinde vatandaş soluğu AYM’de alıyor, Mahkeme de ihlal bulduğu başvurularda tazminata hükmediyor. Ancak AYM gelinen noktada biriken iş yükünden de şikayet ederek topu Meclis’e attı. ‘Adil yargılanma hakkına saygı öncelikle senin ödevin’ dedi. Geçmişte aynı şikayeti yapan Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Türkiye ile ilgili benzer bir pilot karar vererek, bu sorunu çözecek bir adım atılmasını istemiş, sonrasında 6384 sayılı Kanunla bir tazminat komisyonu kurulmuştu. Ancak bu komisyon sadece yürürlüğe girdiği tarihten önceki başvuruları kapsıyordu. Tahminen yine benzer bir komisyon kurulacak, AYM önündeki başvurularda kabul edilmezlik kararı verilerek komisyona başvurulması istenecek, ihlal iddialarını komisyon değerlendirecek.” (ANKA)