13 Nisan 2025 14:29
Güncelleme: 13 Nisan 2025 14:32
Sinem Çesim (27), iddiaya göre, ayrılmak istediği ve son kez konuşmak üzere Çatalca'da buluştuğu erkek arkadaşı tarafından bıçaklanarak öldürüldü. Kızının katilinin bir an önce bulunmasını isteyen Sultan Çeşim, "Kızımı öldürenin annesine seslenmek istiyorum. Ben kızımın cesedini götürdüm, gömdüm ama onlar oğlunun cesedini görmesin. Bunu istiyorum. Başka annelerin ağlamasını istemiyorum. Yani devlet bu olaya bir çözüm bulsun. Bugün benim kızım yarın başkasının kızı" dedi. Kızını öldüren kişinin Çatalca'nın köyünden bir muhtarı aradığını ve 'kız ölmüş mü' diye bakmasını istediğini söyleyen Hasan Çeşim ise "Güvenlik kamerasında muhtar zanlının ormana doğru kaçtığını görüyor. Muhtar jandarmayı arıyor. Sonrasında jandarma gelip çocuğumu götürüyor. Gittiğimde kızımı morga atmışlar. Vefat etmişti. Benim kızım buradan Çatalca'ya korsan bir taksi ile gitmiş. Yani hiç mi kamera yok? Hiçbir yerde bir görüntü yok, bir şey yok. Neden hala zanlı dışarıda elini, kolunu sallayarak geziyor? Yurt dışına mı kaçtı, nereye kaçtı? Ben burada anasına, babasına da sesleniyorum. Eğer biliyorlarsa bu çocuğu getirip kendi eliyle teslim etmiyorlarsa bu acının on katını onlara Allah yaşatsın. Ama bunun peşini bırakmayacağım. Gerekirse üç avukat tutarım" ifadelerini kullandı.
Olay 9 Nisan Çarşamba günü 14.00 sıralarında İstanbul Çatalca’da meydana geldi. İddiaya göre, ayrılmak istediğini söylemek için buluştuğu erkek arkadaşı ile Sinem Çeşim arasında çıkan tartışmada, ismi öğrenilemeyen erkek arkadaş Çeşim'i bıçakladı. Olayı görenlerin ihbarı üzerine bölgeye polis ve acil sağlık ekibi sevk edilirken, bıçaklı saldırgan olay yerinden kaçtı. Sağlık ekibi tarafından ambulansla hastaneye kaldırılarak yoğun bakıma alınan Sinem Çeşim, doktorların tüm müdahalelerine rağmen hayatını kaybetti. Genç kadının cenazesi, Yakacık Pir Sultan Cemevi'nde kılınan cenaze namazının ardından Pendik Yeni Şeyhli Mezarlığı'nda defnedildi.
Ayakta durmakta güçlük çeken anne Sultan Çeşim, "Benim kızım daha yeni işe girdi. İki haftadır işe gidiyordu. Sabah 8.00'da işi alıp akşam 15.30'da bırakıyordu. O gün biraz erken çıkmış. Saat 15.30 sıralarında gelmeyince iki defa aradım, telefonuna ulaşamadım. Sonra saat 16.00 oldu. Aradım, ulaşamadım. Belki normaldir, şarjı falan bitmiştir dedim. Akşam yemek hazırladım. Çocuklar geldi, tam sofraya oturacağız. Kızıma, 'Ablanı bir ara, ben bugün iki defa aradım da ulaşamadım' diyecektim. Tam o esnada telefonum çaldı. Yabancı bir numara aradı. Çatalca Jandarma Karakolu'ndan aradığını söyledi. 'Sinem bir kaza geçirdi, gelebilir misiniz?' dedi. Tamam dedim. Durumunu sordum, 'Neden kaza geçirdi? Nasıl oldu? Benim kızım buradan Maltepe'de çalışıyordu. Nasıl Çatalca'ya gitti? Nasıl olay oldu?' dedim. Bana anlatmadı. Sonra oğluma verdim telefonu. Oğlum ve eşimle konuştular. Arabayı ayarladık, ben de gidecektim. Herhalde oğluma vefat ettiğini söyledikleri için beni götürmediler. Gittiklerinde, 'Cenaze sizin mi?' diye gösteriyorlar. O zamana kadar zaten ölmüş, morga götürmüşler. Bana, 'Gidip getireceğiz' dediler. Kızımı getirecekler diye düşündüm. Cenazeden emin olmak için yüzünü göstermişler. Ondan sonra orada içeri alıyorlar, soru soruyorlar. 'Sevgilisi falan var mı' diye sormuşlar. Benim kızımın sevgilisi yoktu. Olsa da söylerdi. Ama bilmiyorum, söylemedi bu sefer bana. Benim kızım buradan nasıl oraya gitti. Benim kızım çalışıyor. Çıksa 15.30'da çıkıp oraya gitmiştir. Önceki gün ben pazara gittim. O da benimle geldi. O akşam evdeydi. Saat 01.00' e kadar mutfakta oturduk. Kızım duş aldı, yanımda oturdu. Saat 01.00'e kadar konuştuk. 'Hayallerim var. Bunu, şunu yapacağım' dedi. Kızım gitti, yatağına girdi. Son görüşüm oydu. Başka da kızımı görmedim. Bir genç kızın hayali ne olabilir? Yani bugün kızıma gelinlik giydireceğime kefen giydirdim. Daha ne gibi hayali olsun. Ben devletin bu işin arkasında durmasını istiyorum. Kızımın katilinin bulunmasını istiyorum. Ne için öldürmüş? Sebebi neymiş? Bilmek istiyorum" dedi.
Kızının kandırılabilecek biri olmadığını belirten anne Sultan Çeşim, "Benim kızım okumadı ama hakim gibi bir kızdı. Yani kandırılacak bir kız değildi. Bana her şeyini söyleyen bir insandı. Kızım ya korkuttu ya bir şey yaptı. Çünkü kızım bana nerede olduğunu söyleyen bir insandı. Hani hayatında biri olsa o söylerdi. Yani bu olayda bir iş var. Ben etrafındaki bütün arkadaşlarının, hepsinin araştırılmasını istiyorum. Bir gün önce kızıma telefon geldi. Bir gün önce telefonu aldı odaya girdi, kapıyı kilitledi ama ben tabii anne olduğum için normalde öyle yapmazdı. Şu ses bana geldi. Karşıda arayan herhalde arkadaşıydı. 'Onu, Whatsapp'tan engelledim. Her yerden engelledim', dedi. Bu ses bana geldi. Ve içime bir kuşku düştü. Sordum kim diye ama bana 'Normal arkadaşım, sevgili falan değil, engelledim' dedi. Yani o kiminle konuştuysa o ses bana geldi. Telefonunda her şey var. Ben bu olayı polise verilmesini istiyorum. Hızlı yürütülmesini istiyorum. Kızımın telefonuna ulaşılamadığı için telefon numarasını da jandarma benden istedi. Şu anda jandarma bize bilgi vermiyor. Gerçek soyadını bile araştırmışlar. Çocuğun kaç tane kod adı varsa, artık bilmiyorum. İki, üç isim kullanıyormuş. Yani şu an instagramı falan kendi çabamızla arıyoruz, ama ulaşamıyoruz. O yüzden bulunmasını istiyorum. Artık kaçtı mı? Ne yaptı? Yani şu an bize bir bilgi verilmiyor. Bildiğimiz bilgi bu kadar. Kızımın katilini istiyorum. Başka da bir şey istemiyorum. Annesine seslenmek istiyorum. Eğer gerçekten oğlunun yerini biliyorsa, onun yerini bilip de getirip teslim etmiyorsa, benim şu anki yaşadığım acıyı görsün. Ben kızımın cesedini götürdüm, gömdüm. Ama onlar oğlunun cesedini görmesin. Bunu istiyorum. Başka bir şey demiyorum. Başka anneler ağlamasın, istemiyorum" dedi.
Acılı baba Hasan Çeşim, "Akşam saat 18.30 gibi jandarma bizi aradı. Çatalca'da kızımızın bir olaya karıştığını söyleyip, çağırdılar. Ben arabaya atlayıp hemen gittim. Biz gidene kadar saat 20.30 oldu. Gittiğimde kızım ölmüş, morga getirmişlerdi. Jandarmanın dediğine göre, Çatalca'nın bir köyündeki bir muhtar arayıp ihbar etmiş. Yani benim kızım buradan Çatalca'ya nasıl gitti? Korsan bir taksi ile gitmiş. Yani hiç mi yakalanma, hiç mi kamera yok? Hiçbir yerde bir görüntü yok, bir şey yok. Neden hala zanlı dışarıda elini, kolunu sallayarak geziyor? Yurt dışına mı kaçtı? Nereye kaçtı? Ben burada anasına, babasına da sesleniyorum. Eğer biliyorlarsa bu çocuğu getirip kendi eliyle teslim etmiyorlarsa bu acının on katını onlara Allah yaşatsın. Ama bunun peşini bırakmayacağım. Gerekirse üç tane avukat tutarım. Ben bu çocuğun yakalanmasını istiyorum. Devletimden bunu istiyorum" dedi. (DHA)
Arabanızı park ederken iki kere düşüneceksiniz |
© Tüm hakları saklıdır.