DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan Viranşehir’de esnaf ziyareti yaptı. Gazete Duvar'ın haberine göre, Viranşehir’i Kürtçe adıyla (Weranşar) selamlayan Babacan, "Eşit vatandaşlık olmadığı için bu memleketin bir Kürt meselesi var. Vaktiyle çok yol kat etmiştik. Ne yazık ki bu iktidar Kürt meselesini diriltti. Çözmek bizim boynumuzun borcu. Biz çözeceğiz" dedi.
DEVA Partisi’nin üye sayısının 150 bine yükseldiğini açıklayan Babacan şunları söyledi:
"Tüm sorunların temeli demokrasi açığı. Türkiye’de hukuk ve demokrasi can çekişiyor. Halkın iradesi gasp ediliyor. Dün Diyarbakır’daydım. Türkiye’de ne yazık ki tam demokrasi yok. Tam demokrasi olmadığı için eşit vatandaşlık yok. Eşit vatandaşlık olmadığı için bu memleketin bir Kürt meselesi var. Vaktiyle çok yol kat etmiştik. Ne yazık ki bu iktidar Kürt meselesini diriltti. Çözmek bizim boynumuzun borcu. Biz çözeceğiz.
"Sırtımızı devletin imkânlarına yaslayarak siyaset yapmıyoruz"
Demokratik bir ülkede, şehirlerimizde seçmen iradesi gasp edilmez. Her adımımızı demokrasimizi güçlendirmek adına atıyoruz. Bolluğun ve bereketin yolu tam demokrasiden geçer. Sen vatandaşın hür, demokratik iradesinin üzerine kayyum atayacaksın ondan sonra ekonomiyi düzeltmeye çalışacaksın. Vay yavrum vay… Uğraş, dur. Yapamazlar.
Biz gücümüzü milletten alıyoruz. Biz gücümüzü devletin imkânlarından almıyoruz. Sırtımızı devletin imkânlarına yaslayarak siyaset yapmıyoruz. Siyaseti halkımızla beraber yapıyoruz. Bu yola milletle beraber çıktık.
"Hey gidi faiz düşmanı Erdoğan hey"
Tarıma ayrılan bütçenin tamamı 29 milyar. Eski parayla 29 katrilyon. Çiftçiye 360 günde 29 katrilyon, Türk Lirası banka hesapları sahiplerine 10 günde 11 katrilyon. Bu adalet mi? Sosyal devlet bu mu? Sadece üç ayda ödedikleri faiz 80 katrilyon. Hey gidi faiz düşmanı Erdoğan hey… Bu mu sosyal devlet? Bu yılın tamamında 240 katrilyon faiz ödeyecekler. Faiz 240 katrilyon, tarım desteği 29…
"Böyle bir mantıksızlık olur mu?"
Kur artınca bankası parası olanlar Türk Lirası tuttukları için mağdur oluyorlar da kur arttığında gübreye, tohuma, elektriğe, yeme çok daha fazla para ödemek zorunda kalan benim çiftçim mağdur olmuyor mu? Madem kur artınca bankada parası olanlar mağdur oluyor, aynı mağduriyeti gider. Çiftçiye verdiğin desteği de dolar kadar arttır. Emekli maaşlarını da dolar kadar arttır. Asgari ücreti de dolar kadar arttır. Memur maaşını da dolar kadar arttır. Böyle bir mantıksızlık olur mu?
Etrafında hep parası olanlar var. Etrafındakilerin parası olduğu için kulağına durmadan ‘parası olanın parasına nasıl daha fazla para katarım’ diye üflüyorlar. O da parası olana daha fazla para kazandırmak için kararlar alıyor. Çok basit.
"Aradaki fark Erdoğan farkı"
2002’den 2008’e dünyada petrol fiyatları 20 dolardan 150 dolara çıktı. O dönemde enflasyonu tek haneye düşürdük. Şimdi ‘Dünyanın her yerinde mazot arttı’ diyorlar. Artış belli. Bizdeki mazot, benzin dünyadaki kadar artsaydı fiyatı 9-10 lira olacaktı. Bizde niye 22,5 lira?
"Trafoyu söküp ne yapacaksınız?"
İlk beş yılında Türkiye’deki tüm sulama yatırımlarını tamamlayacağız. Baraj, gölet, isale hattı, basınçlı sulamalı su dağıtım hattı, yağmurlama damlama sistemleri… Hepsini toplayıp alt alta yazın, bir Kanal İstanbul projesi etmiyor. Kanal İstanbul projesinin parasından çok daha az bir paraya Türkiye’deki bütün sulama yatırımlarını tamamlayabiliyoruz.
Siz paraları Kanal İstanbul’a gömün, çiftçimizi susuz bırakın, ondan sonra elektrikle pompayla kuyulardan su çekip tarlasını sulamaya çalışan çiftçimizin elektriğini kesin… Yetmiyor trafoları söküp götürüyorlar. Viranşehir’de buğday hasadına bir ay kalmış, trafolar sökülüyor. Tarımı bilen bir hükûmet bunu yapar mı? Trafoyu söküp ne yapacaksınız? Hangi sorunu çözeceksiniz? Ne geçecek elinize? Üreticiyle kavga edilmez. Üreticinin işi zorlaştırılmaz. Biz çiftçiye ucuz tarifeli elektrik vereceğiz."