Dünya

Bağlantılar: Bir halk girişiminden mülteci hizmetine...

Lüksemburg'da iki kadının kurduğu 'Bağlantılar' hareketi, ülkeye gelen mültecilere entegrasyon hizmeti veriyor

Ocak 2016’da gerçekleştirilen The Connections’ın başlangıç etkinliğine 300’den fazla kişi katıldı (Fotoğraf: Lex Kleren)

25 Haziran 2016 13:47

Jess Bauldry, Luxemburger Wort

Ocak ayı sonunda, yüzlerce sığınmacı ve yerel halk, “Lüksemburg yeni gelenleri entegre etmek için neyi daha iyi yapabilirdi” diye tartışmak üzere yapılan çağrıya yanıt verdi. Takip eden aylarda olup bitenler tüm beklentileri geride bıraktı.

Yabancı işçi hakları derneği ASTI’nin de katkılarıyla, bu yolculukta mültecilerin yanında yer almaları ve “The Connections”, Türkçe adıyla Bağlantılar adı altında bir dizi bilgilendirme ve eğitim oturumu gerçekleştirmeleri için iki tam zamanlı görev için 230,000 Euro finansman sağlandı.

Aynı zamanda, potansiyel paydaşlar, kaydolanlara stajlar, rehberlik, mikro kredi, eğitim ve hatta yüksek lisans dersleri sunmak için sıraya girmeye başladı.

En başından beri orada olan ve şu anda projeyi yürüten iki kişiden biri olan The Connections’ın Yöneticisi Michelle Moses, “Çeşitli yardım teklifleri beni şaşırttı ve halkın birçok farklı düzeyde yardımcı olmaya nasıl istekli olduğunu görmek heyecanlandırdı,” diyerek şöyle devam etti:

“Şirketinde birine iş vermek isteyen çok kişiyle karşılaştık. Hatta sığınmacılara evlerinde bir oda vermek isteyen birkaç kişi bile vardı.”

Proje, katılımcıların yoğunlaştırılmış dil kursları gibi bağlantılı hizmetler hakkında bilgilendirilmesine ve kendilerine bu yönde yol gösterilmesine yönelik altı bilgilendirme oturumundan oluşan faaliyetlerine mart ayına başladı. Toplam 44 kişinin, niteliklerinin tanınması ve bir işyeri açma ve işe yerleştirilme gibi konularla ilgili özel eğitim çalıştaylarına başlamadan önce ilk oturumlardaki eğitimi tamamlamaları sağlandı.  Yolculuk boyunca, her katılımcı kendisine rehberlik ve danışmanlık sağlanmasının yanı sıra yolculuktaki bir sonraki adımlarında onlara yardımcı olabilecek kişi ve kuruluşlarla tanıştırılıyor. İlk toplantıya katılanların birçoğu oldukça kalifiye kişilerdi ancak becerilerini Lüksemburg’da bir işe uygulamakta zorluk yaşıyorlardı. Proje koordinatörü ve The Connections ekibinin diğer yarısı Zina Menhal, “Buraya, örneğin, mühendislik altyapısı ile gelmişler. Niteliklerinin burada tanınması kolay değil, bu yüzden eğitimini almadıkları bir işte bile olsa çalışmak zorundalar,” diyor.

Zina'nın sığınmacılara destek hizmetleri konusunda bir hayli benzersiz bir altyapısı var. Bağdat’ta çalışmış eski bir gazeteci ve şu anda Lüksemburg’da yaşayan bir Irak göçmeni olarak, danışanlarının ne hissediyor olabileceğini biliyor. En önemlisi, bazı kültürel farkların bu insanların işgücü pazarına entegre olma hızını etkileyebileceğinin farkında. 

“Neler görüp geçirdiklerini anlamak çok önemli,” diyen Zina, ülkedeki işleyiş hakkında bilgi sahibi olmadıklarından, Lüksemburg’da kendilerini mağdur hissettiklerini belirterek ekliyor:

“İnsanlar onları çalışmak istemiyor sanıyorlar. Aslında istiyorlar, ama çalışamıyorlar. 30 yıldır yaptığınız işi bırakıp başka bir iş yapmak kolay değil.”

Lüksemburg’da benzer projeler varsa da, The Connections’ı diğerlerinden ayıran sığınmacılara en çok işe ihtiyaçları olduğu zamanda, yani sığınma başvurularına cevap bekledikleri süreçte yardım ediyor olması. 

Bazı başvuru sahipleri birkaç yıl cevap beklemek zorunda kalabiliyor ve Lüksemburg’da kayıt yaptırdıktan sonraki altı ay boyunca çalışabiliyor olsalar da, birçoğu işe başlamak için gereken eğitimi almak için ihtiyaç duydukları bilgi ve destekten yoksun.

 

"Artık bunalımda değilim,
yapacak bir şeyim var"

 

Zina bu konuda şöyle diyor:

“Kurstan bir kişi bana artık bunalımda olmadığını, çünkü yapacak bir şeyi ve iş bulma umudu olduğunu söyledi. Bu söylediği bana gerçekten çok dokundu.”

Ancak projenin zorlukları da yok değil. İlk 44 kişilik grupta sadece iki kişi kadınmış. Zina’nın söylediğine göre bu bazı ülkelerde kocalarının kadınları çalıştırmamasından veya zorlukların kadınların gözünü korkutmasından kaynaklanıyor. “Çalışamazlar zannediyorlar. Bu çok zor ama onlara benim kendimin de kadın olduğumu ve burada Lüksemburg çalıştığımı anlatmaya çalışıyorum.”

Michelle Moses ve Zina Menhal, sığınmacıların Lüksemburg işgücü piyasasına entegre olmak için ihtiyaç duydukları bağlantıları kurmalarına yardımcı oluyor (Fotoğraf: Gerry Huberty)Bu sorunları ele almak için bu yıl içinde, kadınlara yönelik bir etkinlik daha gerçekleştirilecek. Bu arada, Mayıs’ta,  sığınmacılara yardım etmek istediğini ifade eden Lüksemburglular için de ayrı bir oturum gerçekleştirildi. “Çok sayıda kişi ‘yardım etmek istiyorum ama nereden başlayacağımı bilmiyorum’ diyor. Bu yüzden The Connections ‘Nasıl dahil olabilirim?’ diyen kişiler için güzel ve doğal bir çıkış noktası sağlıyor, çünkü yapacak daha çok işimiz var,” diyen Michelle ekliyor:

“Burada binlerce sığınmacı olduğunu ve ilk programımızın daha ancak 44 kişiye yardım edebildiğimizi düşünürsek, daha yolun çok başındayız .”

Tüm projelerin bir yerden başlaması gerekiyor ve iki kadın The Connections’ı büyütmekte kararlı. Projeyi genişletmek için yaz döneminde daha fazla finansman başvurusu yapmayı planlıyorlar. Bu arada Michelle, ‘hayal’lerinin bir gün Lüksemburg’daki işler ve danışmanlarla sığınmacıları eşleştirmek için bir uygulama oluşturabilmek olduğunu söylüyor.

Bu uygulama sığınmacıların, Lüksemburg’a gelmeden önce profillerini yükleyebilmelerine ve böylece staj yapabilmek veya iş bulabilmek için bir işveren ile hızlı bir şekilde bağlantı kurabilmelerine olanak sağlayacak.

“Böyle bir uygulama, çok işimize yarayacak. Tabi ki bizim yine bire bir çalışmalar yapmamız gerekecek. Ancak internette varlık göstererek, çok daha fazla kişiye ulaşabileceğiz. Bunu başarıyla gerçekleştirdiğimizde, mesela, projeye Belçika ve Almanya’yı da katabiliriz.”

 

Lüksemburg’daki sığınmacılar

 

2015’te, 2,447 kişi, 576,000 nüfuslu bir ülke olan Lüksemburg’a sığınma başvurusu yaptı. Aynı yıl, 200 kişiye mülteci statüsü verildi ve toplamda 1,245 sığınma başvurusu karara bağlandı.  

2015 yılı başında, Lüksemburg’da sığınmacılar ve mülteciler için 7 ayrı ev veya bekleme salonu bulunuyordu.