Gündem

Bahçeli CHP'nin başbakanlık teklifine 'hayır' dedi; AKP ile koalisyonun şartlarını açıkladı

'Şartlarımız olursa MHP, taşın altına elini değil gövdesini koyar'

20 Haziran 2015 13:30

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, CHP'nin "Başbakan sel ol, hükümeti birlikte kuralım" teklifine “Küçük hesaplar peşinde koşmuyoruz” diyerek olumsuz yanıt verdi. Bahçeli, AKP ile koalisyon için ise şu üç şartı sundu:

Çözüm süreci sona ersin

17-25 Aralık yolsuzluk dosyaları açılsın

Cumhurbaşkanı anayasal sınırlar içine çekilsin, saraydan çıkıp Çankaya’ya gitsin.

“AKP şartlarımızı kabul ettikten sonra Erdoğan’ın AKP’si mi kalır?" diyen Bahçeli, "Şartlarımız olursa MHP, taşın altına elini değil gövdesini koyar. Herkes seçim istiyorsa, biz de istiyoruz. 15 Kasım uygun” diye konuştu.

Bahçeli, Sözcü yazarları, Emin Çölaşan, Bekir Coşkun, Saygı Öztürk, Ankara Haber Müdür Emin Özgönül ve MHP muhabiri Kamil Elibol'un sorularını yanıtladı.

 

'Erken seçime varız'

 

Bahçeli, koalisyon için şu yorumu yaptı: “AKP şartlarımızı kabul ettikten sonra  Erdoğan’ın AKP’si mi kalır? Şartlarımız olursa MHP, taşın altına elini değil gövdesini koyar. Herkes seçim istiyorsa, biz de istiyoruz. 15 Kasım uygun.”

Devlet Bahçeli, CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun SÖZCÜ aracılığıyla ilettiği “MHP ile koalisyon yapalım. Başbakan Bahçeli olsun” teklifine, “Bu Çin’den gelen yeni oyuncak türü mü” karşılığını verdi. AKP ile hükümet ortaklığı için de yeni şartlar açıkladı.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun, “Başbakanlık koltuğunu Bahçeli’ye vermeye hazırım” önerisini, “Bunun üzerinde fazla yorum yapmak şu an için fazla mümkün gözükmüyor” diyerek reddetti. Bahçeli bu öneri için “Çin‘den gelen yeni bir oyuncak türü mü?” benzetmesi yaptı. Bahçeli, SÖZCÜ Gazetesi yazarları Emin Çölaşan ve Bekir Coşkun ile Ankara Temsilcisi Saygı Öztürk ve Haber Müdürü Emin Özgönül’ün sorularını yanıtladı. MHP lideri Devlet Bahçeli şu mesajları verdi:

BAŞBAKANLIK ÖNERİSİ: Kemal Kılıçdaroğlu Bey seçim sonuçlarına göre CHP’nin mutlaka bir hükümet olma ihtiyacı içerisinde olduğunu esas alarak koalisyon modelleri üzerinde dururken, ‘Nasıl bir koalisyon oluşabilir’ konusunda, dikkatli davranmak kaydıyla kamuoyuyla paylaşıyor. Bu öneriyi saygı ile karşılıyoruz, bunun üzerinde fazla yorum yapmak şu an için fazla mümkün gözükmüyor. Yani olmaz, zannetmiyorum.

BİZİ ANLAYIN: MHP olarak bizi çok iyi anlamanızı istiyoruz, küçük hevesler peşinde koşan bir parti değiliz. Kemal Kılıçdaroğlu’nun bu sözü talihsiz. Çin’den gelen yeni bir oyuncak türümüdür bu? MHP bu cümleye kapılarak bu sözün arkasından nasıl gidebilir?

ANA MUHALEFET İSTİYORUZ: Birinci koalisyon modeli AKP-HDP’dir. Ben bu hükümete güven oyu vermem ama millet iradesinin getirmiş olduğu tablodan bir koalisyon çıkarmak istiyorsanız, koalisyonların uyumlu olması lazım. Ortak hedefler noktasında buluşabilecekleri bir görüş çoğunluğu olması lazım. Bu oyunu AKP ile HDP oynuyor. Biz MHP olarak iktidarda değil ana muhalefette olmak istiyoruz, bu süreçte bu şartlar altında rol kapmayız.

CHP’Yİ KİM YÖNETİYOR? MHP ana muhalefet partisi olacaktır. HDP dışında, CHP ile konuştuğumuzda aynı şartlarımızı söyleriz. “Partiyi ulusalcı kanat mı, Mustafa Kemalciler mi?” yönetiyor. Seçim beyannameniz ortada… “İleri demokrasi, özgürlüklerin genişlemesi, açılım” diye bir sürü şeyler yazmış. CHP bunları yazınca, AKP utanmış. Seçim beyannamesinde bunları saklarken diyor ki “Yolda düşürdük.” Türkiye bir yıkıma gidiyor. Bunu görmemek mümkün mü?

HDP PARALELİ DÜŞÜNEN CHP’LİLER: CHP’nin içerisinde 3’te 1 oranında HDP paraleli düşünen bir milletvekili grubu var. “O grupla HDP’yi ve CHP’yi birleştirip, koalisyona MHP de destek versin” diye tekliflere karşı Kemal Kılıçdaroğlu, “Bunlar kim? CHP’nin köklü tarihini ateşe atan kimdir?”sorusunu sorması lazım. Bunu sorduğu zaman CHP birçok şeyi ve kendisini de kurtarmış olur.

KILIÇDAROĞLU’NA TUZAK: Kemal Kılıçdaroğlu Bey’le, “Sonuçta bak görüyorsunuz, ana muhalefet partisi dediniz, cumhuriyetin temel kuruluşu olan parti dediniz, hükümeti kurmasını arzuladınız. Hiçbir şey yapılmadı. Demek ki, Türk siyasi hayatında AKP ve Erdoğan’dan başkası yoktur” demenin tezgahıdır bu. Böyle bir tuzağın içerisine Kılıçdaroğlu nasıl düşüyor? Bizi nasıl böyle bir olayın içine sürükleyebilir. Bizim bunu kabul etmemiz mümkün müdür?

HDP VE PKK: Bunlar PKK’nın siyasal uzantısıdır, bunları yok sayıyoruz, bunları muhatap almak istemiyoruz. Etnik temelli ayrışmanın, mezhep temelli bölünmenin, birçok olayın getirmiş olduğu son durum, toplumsal yarılmadır. Bu yarılma devam ettiği ya da körüklendiği takdirde veya millet iradesi ile bu çözüme kavuşturulamadığı takdirde Türkiye daha büyük sıkıntılar içine girebilir.

ÜÇ MODEL: AKP+HDP, ikincisi AKP+HDP+CHP 470 vekil…Böyle bir hükümetin çözemeyeceği bir durum olur mu? Biz de dahil olursak Doğu Perinçek’in dediği formül olur.

MHP MUHALEFETTE Mİ KALMAK İSTİYOR? Onu söylüyorlar… Kalkıp da bazı rakamlar üzerinden yorumlar getirerek, başkasını iktidara taşımanın hamallığını bize yaptıracaklarsa, o görüşe sahip olanlar bir seçimde de ‘MHP desinler’ ne var bunda ya. O zaman bak göreceksiniz neler oluyor.

AKP İLE KOALİSYON: Kuvvetle muhtemel AKP+CHP’ye kurdurtacaklar, öyle gözüküyor. MHP olarak kurmayı düşündüğümüzde; Cumhurbaşkanı anayasal çerçevede kalacak mı? 1071 rakımına taşınacak mı yani Çankaya’ya taşınacak mı? Anayasa’nın ilk 4 maddesinden hiçbir şart altında  taviz verilmeyecek! Çözüm sürecinin uydurma talepleriyle Türkiye’nin bir yıkıma gidişinden vazgeçecekler! 17-25 Aralık yolsuzlukları da var. Yani “Bilal’i ver iktidarı al.” Kabul ettikten sonra… Bunları bize verdikten sonra Erdoğan’ın AKP’si mi kalır. Bu şartları ortaya koydukları takdirde, MHP taşın altına elini değil gövdesini koyar. Bu diğerleri içinde geçerli.

TOPLUMSAL YARILMA: Toplumsal yarılma çok önemli, bunu hafife almayın, çok önemli bir kavramdır. Kutuplaşmanın, cepheleşmenin gerilmenin getirmiş olduğu tabii bir sonuçtur. Yarılma derinleştikçe, birilerinin otoriteleşmesi ve diktatör olma yoludur, hevesidir. Bunu önlemek lazım. Bütün bunların hepsi, bu  koalisyon oluşumlarında önlenemeyecek ise ille de bir koalisyon oluşsun diye, Türkiye’yi bir başka darboğaza sokmaya gerek yok. En makulü erken seçimdir. Erken seçim bize kaybettirebilir, kazandırabilir de.

ERKEN SEÇİM: Erken seçim cümlesinde saptırma çok oluyor. Yarım balkon konuşmasının arka perdesinde seçimden çıkmış siyasi partileri tehdit eden bir üslup olarak, “Biz azınlık hükümeti kurabiliriz” ya da “Erken seçime gidebiliriz” sözüne karşın gece yaptığım değerlendirmede, “Eğer seçime gidilecekse ona varız” diyoruz. Eğer ülkede hükümet krizi yaşanırsa, millet iradesine başvurmak en sağlıklı yoldur. Böyle bir şey düşünüyorsanız 15 Kasım bunun için uygun tarihtir. Eğer herkes istiyorsa bizde istiyoruz.

 

İlgili Haberler