Gündem

Bahçeli: İkinci İmralı görüşmesinde PKK'nın örgütsel varlığının bittiği hiçbir şart ileri sürmeksizin açıklanmalı; terörle pazarlık olmaz!

"Barışla herkesin kazanması için hazırız ve buradayız"

14 Ocak 2025 10:35

Güncelleme: 14 Ocak 2025 12:11

T24 Haber Merkezi

Partisinin grup toplantısında konuşan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, DEM Parti üzerinden başlattığı "İmralı süreci" hakkında önemli mesajlar verdi. "DEM heyeti ile İmralı arasında yapılacak ikinci görüşmenin ithamında PKK’nın örgütsel varlığının bittiğini, terörle bir sonuç alınamadığı, bu kanlı sayfanın birçok bedel ödenerek kapandığı hiçbir şart ileri sürmeksizin açıklanmalıdır" diyen MHP lideri, "PKK’lı teröristler ya silahlarını gömmeli ya da silahları ile birlikte teslim olmalı veya kaçınılmaz sonları ile karşılaşmalıdır. Terörle pazarlık olmaz, müzakere yapılmaz" ifadelerini kullandı.

"Siyaset kavga arenası değil konuşma ve düğümleri çözme arenasıdır" mesajı veren Bahçeli, "Barışın kaybedeni, savaşın kazananı olmaz, o halde barışla herkesin kazanması için hazırız ve buradayız” dedi.

MHP lideri konuşmasında ayrıca, ana muhalefet partisi CHP'nin Genel Başkanı Özgür Özel'in hemen bu hafta erken seçim kararı alınması" doğrultusundaki söylemine de yanıt verdi; "Bırak bu işleri! Vazgeç çalı gibi yoklamaktan, hesabını kitabını da seçimlerin zamanında yapılmasına göre planla ve hazırlan. Çünkü erken seçim düşü görmek kurt ininde çakal izi aramak kadar abuk sabuk bir halin özetidir. Seçimlerin erkene alınması diye bir şey yoktur. Buna ihtiyaç da gerek de yoktur" sözlerini kaydetti.

Bahçeli’nin açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

"Sorunları yok sayarak biteceğini düşünmek ahmaklık ötesi bir saflıktır"

"Sorunları yok sayarak biteceğini düşünmek ahmaklık ötesi bir saflıktır. Eğer bir sorun muktedir bir dönemde masaya yatırılıp çözümü için kollar sıvanmışsa müteakiben ortaya çıkacak ne bir komplikasyonun ne de konvansiyonel bir neticenin mahşeri vicdanı rahatsız etmesi ihtimal dışıdır. Eğer bir sorun mağlup bir dönemde dayatma üstüne dayatmalarla gündeme gelmişse işte o zaman mahşeri vicdanlar deprem geçirecek, çare diye sunulan reçeteler çözülmeyi ve çürümeyi tetikleyecektir. Türkiye çok güçlü bir devlettir, her sorun başlığını kararlılıkla alacak milli manevi perspektif sınırlarında müşahede edecek cesaret ve dirayettedir. Aciz değiliz, atıl değiliz, tükenmiş değiliz, esir değiliz, bitkin değiliz dünyanın bazen hayranlıkla bazen hürmetle çoğu zaman hasetlikle izlediği Türkiye Cumhuriyetiyiz. 

"Neye inanıyorsak onu söylüyor, söylediğimizin arkasında da mertçe duruyoruz"

"Siyasi düşüncelerimizi kendimize saklayıp detaylar konusunda belirsiz davranmıyoruz, ikircikli bir tarzın kıyısında köşesinde dolaşmıyoruz. Kapalı devre siyasetin dar labirentlerine sıkışıp kalmıyoruz. Maksatlı imaların asılsız iddiaların ahlaksız ithamların heyecanlarımıza ket vurmasını kabullenmiyoruz. Neye inanıyorsak onu söylüyor, söylediğimizin arkasında da mertçe duruyoruz.

"Atina yönetiminin ayağını denk almasını tavsiye ediyorum"

"İşte görüyorsunuz, Yunanistan’ın Ege adalarına menzili 30 ile 300 km arasında değişen füzeleri konuşlandırma hazırlıkları uluslararası hukuka tamamıyla aykırı olduğu gibi iyi komşuluk özlemlerini de temelinden sakatlayacak fütursuz adımlardır. Gayri askeri statüdeki adaların bir plan dâhilinde silahlandırılması Türkiye’ye meydan okumaktır, barış denizi olmasını dilediğimiz Ege’yi gerilim ve cepheleşme girdabına çekmektir. Ege Denizi’nde bulunan yedi farklı ada grubu içinde Anadolu coğrafyasına en yakını olan 12 Ada başta olmak üzere Yunanistan’ın burnumuzun dibinde silah göstermesi yalnızca stratejik bir hata değil, tarihi, askeri ve siyasi sonuçları çok ağır olacak trajik bir yanlıştır. Şunu bir defa net şekilde ifade etmek isterim ki, bilhassa 12 Ada gasp edilmiş, asıl sahibi olan Türk milletinden ayak oyunlarıyla çalınmıştır. Türkiye 12 Ada’sız yaşasa bile, 12 Ada’nın Türkiye’siz yaşaması ham bir hayaldir. Ege’nin karşı kıyısında saldırgan ve yayılmacı bir politika takip etmenin hiç kimseye, özellikle emel sahibi ülkeye kazandıracağı bir şey yoktur. Türkiye, Mavi Vatan’daki egemen haklarından asla vazgeçmeyecektir. Barışçıl diplomasiyi ve iyi komşuluk ilişkilerini kökleştirmek varken savaş ve silah diline yaslanmanın bariz kaybedeni tıpkı 103 yıl önce olduğu üzere asla Türkiye olmayacaktır. Yunanistan’ın, 1920’li yıllarda olduğu gibi, batılı ülkelerin dolduruşuna gelerek tekrar karşımıza çıkması halinde nelerin yaşanacağını ifade etmeye ihtiyaç bile duymadığımızı açık açık ve ikazen söylüyor, Atina yönetiminin ayağını denk almasını tavsiye ediyorum. Barışla herkesin kazanacağına inanıyorum. Ancak barışla kazanmak için elhak savaşmak gerekiyorsa, o da bizim için düğün bayramdır diyor, canımızın ve kanımızın milli mukadderatımızın varlığı için bin kez feda olmasını Cenab-ı Mevla’dan niyaz ediyorum.

"Değişimsiz gelişim olmaz fakat kafasını değiştirmeyenler hiçbir şeyi değiştiremez"

"Biliyoruz ki değişimsiz gelişim olmaz fakat kafasını değiştirmeyenler hiçbir şeyi değiştiremez. Biz gelişmiş ve güçlenmiş Türkiye’nin hedefindeyiz. Süper güç Türkiye’nin güneç gibi güçlendiği inancındayız. 20. Yüzyılın karabasanından çıkmalıyız, hızımızı kesen bagajları boşaltmalıyız. Bunu milli birlik ve dayanışma ruhuyla başarmalıyız.

"İtiraf edeyim ki ne yaptıysak kendimizi bir türlü anlatamadık; Kürt kardeşlerimizi hiçbir zaman öteki görmedik"

"Öteden beri bizi Kürt kardeşlerimize kötülediler. Aramıza çomak sokmak insani İslami ve milli irtibatlarımızı sabote etmek amacıyla her yalanı tedavüle yürürlüğe soktular. En vandal dedikoduları milli bünyemize serpiştirip servis ettiler. Zehri zemzem diye yutturmaya kalkıştılar. Milliyetçi Hareket Partisi ile Kürtleri düşman göstermek amacıyla iç ve dış menşeili hain bir propagandayı devamlı güncelleyip körüklediler. İtiraf edeyim ki ne yaptıysak ne söylediysek kendimizi bir türlü anlatamadık. Belli ki muhabbet ve hürmetimizi layık olduğu şekilde gösteremedik. Hâlbuki Kürt kardeşlerimize hiçbir zaman şaşı bakmadık, onları hiçbir zaman öteki ve sorun görmedik. Hep birlikte Türk milleti olduğumuzu yüreklice savunduk.

Kürtlere seslendi: Washington’dakiler sizi benden daha fazla sevemez

"Şuna da kesinlikle inanın Washington’dakiler sizi benden daha fazla sevemez, Erbil’deki peşmerge sizi benden daha fazla sahiplenemez. Kürt ile Türk’ün alın yazısı bir yazılmıştı. Biz bu görüşten hiçbir şekilde taviz vermedik. TC devleti hepimizin dahası hepimiz Türk milletiyiz.

"DEM heyetinin ziyaretleri nezdimizde müspet seyir ve serencam halinde gerçekleşmiştir"

"Evet ve şüphesiz bizi bölmeye kimsenin nefesi yetişmeyecektir. Kürt kardeşlerimizle aramıza kandan duvar çekmek için on yıllar boyunca faal halde bulunan zalimler ve onların kiralık tetikçisi hain bölücü örgütün sonu gelmiştir. PKK/YPG terör örgütü Kürt kardeşlerimizin ne vasisi, ne vasıtası, ne de varlık beyanıdır. Bölücü terörün Türk-Kürt kardeşliğini küresel sipariş üzerine hançerleme teşebbüsleri artık çuvallamış, muazzam milli uyanış kenetlenmiş halde belini doğrultmuştur. Terörsüz Türkiye’nin şafağı sökmüştür. Türkiye’nin kilitleri sökülmüş, huzurun şahlanışı tarih sahnesine çıkmıştır. DEM heyetinin yaptığı temas ve ziyaretler bizim nezdimizde müspet seyir ve serencam halinde gerçekleşmiştir. Usul ve üslup olgunluğunun örneklerine şahit olmak memnuniyet vericidir. Bu kapsamda terörsüz Türkiye’nin yanında pozisyon alan, duruş gösteren, mesaj veren, bu uğurda dürüst ve önyargısız hareket eden herkes değerli bir çabanın tarafıdır. Hasılı vakit gecikmeksizin, yediğimiz ekmeğin, içtiğimiz suyun, üzerinde gezdiğimiz toprağın, mensubiyetinden iftihar ettiğimiz milletin hak ve hukukunu ortaklaşa müdafaa etmenin vakti gelmiştir. Terör markajını kırarak bölücülük damarını kesmenin; milli kucaklaşmayı biteviye başlatarak ayrık otlarını temizlemenin, eşanlı şekilde ortak tarih ve kültürde birleşmenin dışında başka bir çare kalmamıştır. Terör örgütü için son gelmiş, deniz bitmiş, tutunacağı hiçbir dal kalmamıştır.

"Terörsüz Türkiye’nin yanında pozisyon alan herkes değerli bir çabanın tarafıdır"

"DEM heyetinin yaptığı ziyaretler bizim nezdimizde müspet seyir ve serencam halinde gerçekleşmiştir. Usul ve üslup olgunluğunun örneklerine şahit olmak memnuniyet vericidir. Bu kapsamda terörsüz Türkiye’nin yanında pozisyon alan, duruş gösteren, mesaj veren bu uğurda dürüst ve önyargısız hareket eden herkes değerli bir çabanın tarafıdır. Vakit gecikmeksizin yediğimiz ekmeğin içtiğimiz suyun üzerinde gezdiğimiz toprağın, mensubiyetinden iftihar ettiğimiz milletin hak ve hukukunu ortaklaşa müdafaa etmenin vakti gelmiştir.

"PKK’nın örgütsel varlığının bittiği hiçbir şart ileri sürmeksizin açıklanmalı"

Terör örgütü için son gelmiş, deniz bitmiş, tutunacağı hiçbir dal kalmamıştır. DEM heyetiyle İmralı arasında yapılacak ikinci görüşmenin hitamında PKK’nın örgütsel varlığının bittiği, terörle bir sonuç alınamadığı, bu kanlı sayfanın birçok bedel ödenerek kapandığı hiçbir şart ileri sürmeksizin açıklanmalıdır. Kesin ve tavizsiz beklentimiz budur. PKK’lı teröristler ya silahlarını gömmeli ya silahlarıyla birlikte teslim olmalı veya kaçınılmaz sonlarıyla karşılaşmalıdır. Altını kalın bir şekilde çizerek ifade ediyorum ki, terörle pazarlık olmaz, müzakere yapılmaz, yalnızca ve yalnızca mücadele edilir.

"Suriye’nin kuzeydoğusunda terör örgütü mensupları Suriye hükümetinin çağrısına kulak vermelidir"

"Suriye’nin kuzeydoğusunda PKK/YPG bölücü terör örgütü mensupları Suriye hükümetinin çağrısına kulak vermelidir. Silahlar bırakılmalı, terör yöntemiyle sonuç alınamayacağı görülmelidir. Aksi halde terör örgütü mücavir topraklarımızın neresinde ürüyorsa, bataklık nerede bulunuyorsa, terörün kaynağına hücum ederek, özellikle Fırat’ın doğusunu meşru müdafaa ilkeleri gereğince darmadağın etmesi Türkiye Cumhuriyeti’nin bir devlet onurudur. Batı’dan kaçanların doğuya sığınmaları diye bir şey olmamalıdır. Fırat’ın iki yakası da terörden arındırılmalıdır. ABD, Fransa ve diğer bazı ülkelerin suyu bulandırma, terör örgütünü arkalama ve DEAŞ bahanesiyle teröristlere kol kanat germe teşebbüslerinin geçerliliği ve inandırıcılığı yoktur. Dostluk ve müttefiklik maskesine bürünen ülkelerin arkadan dolanıp terör örgütüne destek vermeleri hiçbir kitaba sığmayacak ilkellik ve ilkesizliktir. Fırat Nehri, kardeşliğin nehridir. Sınır aşan bu nehrimizin sularında taşınan husumet değil berekettir, akan coğrafyamızın umutları, inanç ve tarihsel bağlarımızın muhterem hatıralarıdır. Diyeceğim odur ki, Fırat’ın doğusu terörden ya kurtulmalı ya da kurtarılmalıdır. PKK/YPG Suriye’den çıkmalı ve örgütsel hüviyeti sonlanmalıdır. Terörsüz Türkiye’nin doğuşundan rahatsız ve memnuniyetsiz olan bazı döneklerin iki devletin, iki bayrağın, iki dilin isteneceğini hezeyan komasına gire gire duyurmaları sadece ve sadece hamaset tiyatrosudur. Kılıç hakkının ne olduğunu bilmeden, bu hakkı diline dolayanların esas dert ettiği hakkın cukka hakkı olduğunu bilmeyen mi vardır?

"56 yıldır ne diyorsak oyuz, çizgimizden ödün verecek kadar şuursuz hiç değiliz"

"Hiç kimse meraklanmasın, siyasetin sülün Osmanları da alavereden dalavereden geri durmasın; Milliyetçi Hareket Partisi ve Cumhur İttifakı varken biri ikiye çıkaracak, Türkiye Cumhuriyeti’ni 1923 kuruluş felsefesinden ayıracak, üniter milli devleti ortadan kaldıracak hiçbir hain ve hasmane kalkışmaya müsaade edilmez, edilemez, edilmeyecektir. Biz hala olduğumuz yerdeyiz. 56 yıldır ne diyorsak oyuz. Çizgimizden ve ilkelerimizden ödün verecek kadar şuursuz hiç değiliz. Kaynağını Türk-İslam ülküsünde bulan Türk milliyetçiliğinden en ufak sapma göstermek fikri namusumuzu tartışmaya açmaktır ki, bu bizim için kıyametin kopuşudur. Türklük varlığımızın şeref nişanesidir. Türk milleti iftiharla bağlandığımız beşeri itibar ve irademizdir. Bin yıllık kardeşlik üzerinde titrediğimiz muazzam emanetimizdir.

"Barışla herkesin kazanması için hazırız ve buradayız"

"Bizi bilen bilir, bilmeyen de kendi gibi bilir. Bize vatanseverlik, milletseverlik ve milliyetçilik ahkamı kesmenin iştahında olan doymaz kursaklar, duymaz kulaklar, donmuş kalpler muhteris, münafık ve muzır karakterlerini muteberliğin kisvesiyle örteceklerini sanıyorlarsa, gelsinler virüs kapmış siyasi hal ve zihniyetlerini biraz da külahımıza anlatsınlar. Çıkarlarına ters düşenleri, on metrelik kuyuya itip beş metrelik iple kurtarma rolüne soyunan tatlı su kurnazlarını tanıyor, biliyor, her zaman da takip ediyoruz. Biz kardeşlik dedikçe kuduruyorlar. Terör bitsin dedikçe çılgına dönüyorlar. Varsın kudursunlar, elbette aşıyı vuracak birisi çıkacaktır, bunun yanında geceyi onaran mimar, gücün iradesi olan millet her şeyi görmektedir. Fuzuli’nin dediği gibi, herkesin bir derdi var, kimi anlatır dilini yorar, kimi susar yüreğini yakar. Yüreğimiz yansa da dilimizi bunlara karşı artık yormayacağız. Türk milleti var olacak, Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır. Gün bugündür, ayrışmadan uzlaşmak, yönetimde kaynaşmak için varız. Gün bugündür, istikbalin yol haritasını birlikte çizmek için varız. Terörü bitirip bölgesel istikrarla yeniden tarihi yazmak için ayaktayız. Emperyal güçlere ödün vermeden tarihi yeniden yazmanın kararındayız. Barışın kaybedeni, savaşın kazananı olmaz. O halde barışla herkesin kazanması için hazırız ve buradayız.

"Siyaset kavga arenası değil konuşma ve düğümleri çözme arenasıdır"

"Gülün dikeni var diye üzülmek yerine dikenin gülü var diye sevinmeyi tercih edeceğiz. Siyaset kavga arenası değil konuşma ve düğümleri çözme arenasıdır. Ahlaki mutabakatla Türkiye’mizin yükseliş sürecine herkes destek vermelidir. Silaha dayanarak siyaset olmaz! Terörden medet umarak sonuç alınamaz! Sürekli şikâyet edenler sürekli bozmanın kırmanın dökmenin çabasında olanlar siyaset düşkünüdür ve korkaklığın toplanma kampında toplanmaları da mukadderdir.

Özgür Özel'e erken seçim yanıtı: Bırak bu işleri! 

"(Özgür Özel’e sert tepki) Terörsüz Türkiye hedefini yeni anayasa ve sayın cumhurbaşkanımızın yeniden seçilmesi kapsamında değerlendirmesi gafilce bir saptırmadır ve yalandır. Özgür Beyin hemen seçim çağrısı, gerçeklerle bağını koparan müflis bir siyasetçinin kendisini hayal alemine nasıl kaptırdığının ibretlik göstergesidir. Bu hafta erken seçim kararı alalım diyor, Özgür Bey bırak bu işleri! Vazgeç çalı gibi yoklamaktan, hesabını kitabını da seçimlerin zamanında yapılmasına göre planla ve hazırlan. Çünkü erken seçim düşü görmek kurt ininde çakal izi aramak kadar abuk sabuk bir halin özetidir. Seçimlerin erkene alınması diye bir şey yoktur. Buna ihtiyaç da gerek de yoktur."