Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı ve AKP Eskişehir milletvekili adayı Fatih Dönmez, "Beylikova'da dünyanın en büyük ikinci nadir toprak elementleri sahasının keşfini gerçekleştirdik. Sahadaki toplam rezerv miktar 694 milyon ton. Pilot tesis işletmeye alındı. Yıllık 1200 ton üretim yapıyor. 4 milyon dolarlık yatırımla bu tesisi elde ettik" dedi.
Dönmez, Eskişehir'in Beylikova ilçesinde kurulu pilot tesiste, Beylikova Kaymakamı Saliha Karataş, Eti Maden Genel Müdürü Serkan Keleşer ile birlikte gazetecilerle bir araya geldi.
Son 20 yılda elektrik kurulu gücünde arz güvenliğini güçlendirme adına ciddi yatırımların hayata geçirildiğini söyleyen Dönmez, 31 bin 846 megavat olarak teslim aldıkları elektrik kurulu gücünü 2023 mart itibarıyla 104 bin 348 megavata çıkardıklarını bildirdi.
Doğal gaz altyapısını da 20 yılda beş ilden 81 ile çıkardıklarını hatırlatan Dönmez, "Nüfusumuzun yüzde 80'lik kısmına da yani 70 milyona da doğal gazı ulaştırmış durumdayız" dedi.
Doğal gaz ve petrol
Dönmez, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Doğal gaz altyapısını geliştirdik ama maalesef doğal gazda ve petrolde dışa bağımlıydık. Fakat özellikle son yıllarda yapmış olduğumuz atılımla birlikte hem denizlerde hem de karada hidrokarbon arama ve araştırma faaliyetlerimize hız verdik. Filomuzu güçlendirdik. İki sismik araştırma gemimiz, 4 derin sondaj gemimizle dünyanın sayılı enerji filosu arasına girmiş olduk. 2020'de hem Türkiye'nin hem de dünyanın en büyük doğal gaz keşfine imza attık. Ardından 2021-2022 yıllarında gelen yeni keşiflerle Karadeniz'de Sakarya gaz sahasında ulaştığımız doğal gaz rezervi toplamda 710 milyar metreküpe ulaştı. Cumhurbaşkanımızın teşrifleriyle de 20 Nisan'da, Filyos'ta bu doğal gazı karaya çıkartıp tesise teslim ettik. Yine o gün Cumhurbaşkanımız milletimize iki büyük müjde verdi: Biri, bir yıl süreyle tüm mutfak kullanımlarında doğal gazın bedava verilmesi ki yaklaşık 25 metreküptür. Diğeri de gelecek olan ilk faturaların tamamının devlet tarafından karşılanması. Bir haftalık yazılım güncelleme sürecinden sonra da mayıs ayı itibarıyla artık faturalar gidiyor ama herhangi bir bedel tahakkuk ettirilmiyor."
Dönmez, Şırnak'ın Gabar Dağı bölgesinde Türkiye tarihinin en büyük petrol keşiflerinden birine imza attıklarını vurguladı.
Son derece nitelikli, "41 API" kaliteli petrol sahasında tam üretime geçildiğinde yaklaşık 100 bin varile kadar günlük üretim yapabileceğini aktaran Dönmez, "Şu anda Türkiye'de kamu ve özel sektörün günlük üretimi 80 bin varil. Bu sahayı devreye aldığımızda iki katından daha fazla üretim artışı sağlamış olacağız. Sadece bu saha tek başına Türkiye'deki petrol ihtiyacının yüzde 12'sini karşılama kapasitesine sahip. 2-3 yıl içerisinde sahanın tamamında yaklaşık 100 kadar üretim kuyusu açacağız ve boru hattıyla birlikte rafinerilere ya da terminallere sevkiyatına başlayacağız. Şu anda da zaten ilk kuyuda günlük bin 200, bin 300 varil üretim var. Tankerlerle onu rafinerilere teslim ediyoruz" değerlendirmesini yaptı.
"Türkiye'deki elektrik ihtiyacının yüzde 10'unu karşılayabilecek"
Dönmez, 60 yılı aşkın süredir Türkiye'nin hayal ettiği ama bir türlü başaramadığı nükleer güç santralinde artık son virajı aldıklarını, Akkuyu Nükleer Güç Santrali'ne nükleer yakıtların geldiğini anımsattı.
Tesisin bir yıl içinde elektrik üretmeye başlayacağına değinen Dönmez, "Türkiye'nin en büyük yatırımı, yaklaşık 25 milyar dolarlık bir yatırım. Şu anda 25 bin civarında insanımız çalışıyor. Burada kullanılacak malzeme ekipmanın yüzde 25-30'luk kısmı da Türkiye'den sağlanıyor. Dört reaktör de devreye girdiğinde Türkiye'deki elektrik ihtiyacının yüzde 10'unu karşılayabilecek kapasiteye ulaşmış olacak" ifadelerini kullandı.
Dönmez, enerji teknolojilerinde yerlileştirme ve AR-GE çalışmalarının hızla devam ettiğini, Avrupa'nın en büyük güneş santralini açtıklarını dile getirdi.
Konya'nın Karapınar ilçesinde bin 350 megavat gücündeki santralde kullanılan güneş panellerinin tamamının Türkiye'de yerli ve milli imkanlarla üretildiğine dikkati çeken Dönmez, şunları söyledi:
"10 bin megavat kurulu güce ulaştık. Yaklaşık olarak kurulu gücümüzün neredeyse yüzde 10'u artık güneş santrallerinden oluşuyor. Bu yöntemle sadece kendi güneş paneli ihtiyacımızı karşılamıyoruz. Türkiye şu anda Avrupa'nın en büyüğü, dünyanın 3. büyük güneş paneli üreticisi haline geldi. Avrupa'ya, Afrika'ya, Orta Doğu'ya, Asya'ya hatta Amerika'ya bile güneş paneli ihraç ediyoruz. Yine Avrupa ve Orta Doğu'nun ilk ve tek entegre güneş paneli üretim fabrikası da Ankara'da bildiğiniz gibi iki yıl önce işletmeye geçmişti."
Dönmez, geçen martta Balıkesir'in Bandırma ilçesinde bor karbür fabrikasının açılışını yaptıklarını, yıllık bin ton üretimle bu tesiste daha önce işlenmek üzere yurt dışına gönderilen borik asidi işleyip, bor karbüre dönüştürdüklerini aktardı.
"Beylikova'da dünyanın en büyük ikinci nadir toprak elementleri sahasını keşfettik"
Geçen yıl aynı yerde temelini attıkları ferro bor fabrikasını bu yıl içinde tamamlayacaklarını kaydeden Dönmez, şöyle konuştu:
"Katma değerli ürüne geçiyoruz. Cevher değil, mücevher satmak istiyoruz. Eskişehir'de, Kırka'da buraya yakın bir bölgede tüm üretimine başlamıştık. Şimdi inşallah önümüzdeki haftalarda temelini atacağız. Yıllık 700 tonluk bir endüstriyel ölçekte, büyük ölçekte bir fabrikamız olacak. Türkiye'nin lityum ihtiyacının ilk etapta yarısını bu tesisten karşılayacağız. Ancak takip eden yıllarda üretim kapasitesini artırarak ihtiyacımızın tamamını Türkiye'den, bu bölgeden karşılama yoluna gideceğiz. Beylikova'da dünyanın en büyük ikinci nadir toprak elementleri sahasının keşfini gerçekleştirdik. Sahadaki toplam rezerv miktar 694 milyon ton. Pilot tesis işletmeye alındı. Yıllık 1200 ton üretim yapıyor. 4 milyon dolarlık yatırımla bu tesisi elde ettik. Endüstriyel tesise geçtiğimizde yıllık 570 bin ton üretim yapacağız. 300-350 milyon dolarlık bir yatırımla bunu gerçekleştireceğiz. Bu tesisten yıllık 200-220 milyon dolarlık da gelir bekliyoruz."
Dönmez, Eskişehir'de hükümet tarafından yapılan ve yapılması planlanan yatırımlar hakkında da bilgi verdi.
"Cevher değil mücevher satalım istiyoruz"
Beraberindekilerle pilot tesisi gezen Dönmez, bir yıl içinde söz konusu tesiste endüstriyel ölçekte daha yüksek kapasiteyle kuracakları tesis için bilgi elde edeceklerini dile getirdi.
Tesisin tamamında mühendislik çalışmalarının Eti Maden AR-GE'de çalışan mühendisler tarafından yapıldığını vurgulayan Dönmez, "Zaman zaman teknik üniversitelerimizden de destek alıyoruz hocalarımızdan, sağ olsunlar. Cevher satışı yapmak yerine katma değerli ürünlere doğru bir geçiş yapalım, cevher değil mücevher satalım istiyoruz" dedi.
Cevher satışında 1 birim kazanç varsa rafine ürünlerde bu rakamın 7-8 kat arttığını dile getiren Dönmez, "Ama ara mamul, son mamule gittiği zaman çarpanlar 100 kat, 1000 kat artabiliyor. O zaman bu artan değerin tamamını ülkemizde bırakmış oluyoruz" diye konuştu.
Dönmez, "Bu açıdan da Eti Maden bu stratejimizde de öncülük ediyor. Eskişehir açısından da tabii bu tesislerin önemi büyük. Eskişehir zaten sanayinin belli bir seviyeye gelmiş olduğu kentlerimizden biri. Hem lityumdan dolayı tüm teknolojilerine yatırım yapmak isteyen şirketlerimiz buraya gelecek hem de nadir toprak elementlerinin üretimi başladıktan sonra bu malzemeleri kendi üretimlerinde kullanmak isteyen şirketler gelecek. Bir kümelenme, gruplanma olmuş olacak. Eskişehir artık sadece ulusal markalara ev sahipliği yapmayacak, uluslararası, küresel markalara da ev sahipliği yapar hale gelecektir" ifadelerini kullandı.
Bir gazetecinin "Olası bir hükümet değişiminde bu madenler olur mu? Bu tarz çalışmalar devam eder mi" sorusuna üzerine Dönmez, şu yanıtı verdi:
"Öyle bir beklentimiz yok açıkçası. Yani olasılıklar üzerine konuşmak istemem. Ama şunu söyleyeyim; 20 yıl önce bunlar niye yapılamadı? Gerek petrolde gerek gazdaki keşiflerimiz... Enerji, elektrik tarafındaki nükleer güç santralinden, rüzgar santraline, güneş santrallerine kadar. Şimdi madencilik alanında maden teknolojileri alanında da bunlar geçmişte yapılabilirdi. Aslında biz maalesef bu konulara çok geç başlamışız Türkiye'de. Son 20 yılda yaptıklarımızla aradaki farkı kapattık. Yani gelişmiş ülkelerle baktığımızda... Şimdi artık beraberiz onlarla yarışta. Bundan sonra da inşallah Cumhurbaşkanımızın önderliğinde bir hükümet kurulacak olursa artık fark bizim lehimize dönmüş olacak. Biz buna inanıyoruz. Diğer olasılığı değerlendirmek istemiyorum. Yerli, milli teknolojilerde geldiğimiz nokta çok önemli. Şimdi daha önce evet yollar yapıyorduk. O yollarda süreceğimiz kendi aracımız yoktu. Bugün şimdi direkt bakın elektrikli otomobille sektöre çok hızlı bir giriş yaptık. Denizde kendi savaş gemilerimizi yapıyoruz, uçak gemilerimizi yapıyoruz. Havada İHA'larımız, SİHA'larımız var. Şimdi bu hava filomuza ayrıca kendi muharip savaş uçaklarımız girecek. Milli teknolojiyle geliştirdiğimiz helikopterlerimizi yapıyoruz. Son 20 yılda 'yapılamaz' denilen, hayali bile kurulamayan birçok projeyi hayata geçirmiş bir Cumhurbaşkanımız var. İnşallah ben halkımızın da bu yapılanları göreceğini, değerlendireceğini, takdir edeceğini düşünüyorum. 15 Mayıs'tan itibaren de yine kaldığımız yerden devam edeceğime inanıyorum."
(AA)