Dünya

Bakan Fidan'dan G20'de, Gazze için uluslararası topluma "uyanış çağrısı"

"Tam teşekküllü, işlevsel bir Filistin Devleti, Orta Doğu'da barışı sağlamanın tek yoludur. İki devletli çözüm için çabalarımızı güçlendirmeliyiz"

25 Eylül 2024 20:08

T24 Dış Haberler

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, "Gazze'deki kabul edilemez durum, uluslararası toplum için bir uyanış çağrısı teşkil etmelidir. Filistinli kardeşlerimizi açlığa ve katliama mahkum etmeyeceğiz ve sessiz kalmayacağız." dedi.

Fidan, Birleşmiş Milletler (BM) 79. Genel Kurulu kapsamında, Brezilya Dönem Başkanlığı tarafından BM Genel Merkezi'nde gerçekleştirilen G20 Dışişleri Bakanları 2. Toplantısı'na katıldı.

Fidan, buradaki konuşmasında sürekli dönüşüm, derin jeopolitik ayrılıklar ve kalkınma alanında artan eşitsizlikler döneminde, uluslararası kurumların reformu ve yeniden canlandırılmasının hayati önem taşımayı sürdürdüğünü vurguladı.

Kanlı çatışmaların ve uluslararası insancıl hukukun aleni ihlallerinin ortasında, "Geleceğin Zirvesi'ni" düzenleme konusunda anlamlı bir adım attıklarını kaydeden Fidan, "Gelecek Paktı, küresel kurumların reformu çabalarımızda bize rehberlik edecektir." dedi.

Fidan, bugün "Küresel Yönetişim Reformu Eylem Çağrısı'nı" onaylamak suretiyle G20 bakanları olarak bu çabaya olan bağlılıklarını bir kez daha vurguladıklarını belirterek, şunları kaydetti:

"Gazze'deki kabul edilemez durum, uluslararası toplum için bir uyanış çağrısı teşkil etmelidir. Filistinli kardeşlerimizi açlığa ve katliama mahkum etmeyeceğiz ve sessiz kalmayacağız. Şu anda çatışmanın Lübnan'a sıçramasıyla karşı karşıyayız ve bunun daha da yayılıp yayılmayacağını bilmiyoruz. Bu nedenle, daha geniş bir çatışma riskiyle karşı karşıyayız."

Bakan Fidan, İsrail’in Gazze, Batı Şeria ve Doğu Kudüs'teki Filistinlileri yok etmeye devam etmesinin, bölgesel istikrar ve uluslararası düzen üzerinde daha geniş etkileri olacağını belirterek, bu durumun her geçen gün uluslararası sistemin aşınmasına yol açtığını söyledi.

Fidan, "Tam teşekküllü, işlevsel bir Filistin Devleti, Orta Doğu'da barışı sağlamanın tek yoludur. İki devletli çözüm için çabalarımızı güçlendirmeliyiz." dedi.

"Çağrımız, daha demokratik bir Güvenlik Konseyi içindir"

Küresel yönetişim reformunu tartışmak için en uygun yerin BM Genel Kurulu olduğunun altını çizen Fidan, "Birleşmiş Milletler, çok taraflılığı yeniden şekillendirme girişimlerinin başlaması gereken kurumdur. Birleşmiş Milletler, Güvenlik Konseyi reformu meselesini ele almadan tam anlamıyla işlevsel hale gelemez." ifadelerini kullandı.

Fidan, Güvenlik Konseyi reformu çağrısı yaparak, "Çağrımız, daha demokratik, hesap verebilir, temsil gücü yüksek, şeffaf ve etkili bir Güvenlik Konseyi içindir. Çağrımız, bir ülkenin vetosunun diğerlerinin kaderini belirlemediği bir Güvenlik Konseyi içindir." şeklinde konuştu.

"Yapıcı reformlara giden yolu açmasını umuyoruz"

Bu kritik reformların yalnızca Birleşmiş Milletler ile sınırlı kalmaması gerektiğini vurgulayan Fidan, aynı zamanda, uluslararası finansal mimari ve çok taraflı ticaret sisteminin de reforma tabi tutulması gerektiğini dile getirdi.

Bakan Fidan, bunun Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri'ne ulaşmayı hızlandıracağına işaret etti.

Küresel sınamalarla başa çıkmak için daha iyi kaynaklara sahip ve daha etkili, uluslararası kalkınma bankalarına ihtiyaç duyduklarını belirten Fidan, "Geleceğin Zirvesi'nin ve bugün burada gerçekleştirdiğimiz kapsayıcı toplantının, bu yapıcı reformlara giden yolu açmasını umuyoruz. Türkiye, bu doğrultudaki katkılarını sürdürecektir." diye konuştu. (AA)

Türkiye ve G20

Dışişleri Bakanı Fidan, Brezilya Dönem Başkanlığı kapsamında 21-22 Şubat tarihlerinde Rio de Janeiro’da düzenlenen G20 Dışişleri Bakanları Birinci Toplantısı'na da katılmıştı.

Türkiye, 2015'te başarıyla yürüttüğü G20 dönem başkanlığı sırasında küresel ekonominin siyasi meselelerden bağımsız ele alınamayacağı gerçeğinden hareketle G20 gündemine küresel siyasi konuları da taşımıştı.

Türkiye dönem başkanlığında, G20 tarihinde ilk kez terörizmle mücadele ve mülteci krizi, siyasi konular olarak G20 Liderler Zirvesi resmi gündeminin bir parçası haline getirilmiş ve terörle mücadele konusunda G20 Liderleri ilk kez bir bildiri kabul etmişti.

 

Orta Doğu'da yeni eşik; Lübnan'da binlerce çağrı cihazı ve telsiz patlatıldı

ABD'nin gerilimi tırmandırmama uyarıları, Katar ve Mısır ile birlikte yürüttüğü ateşkes çabalarının ortasında Lübnan'da Hizbullah'a yönelik art arda iki büyük saldırı düzenlendi. İran destekli militan grubun kullandığı binlerce çağrı cihazı ve el telsizi patlatıldı. Saldırılarda aralarında çocukların da bulunduğu en az 37 kişi hayatını kaybederken, 3 bin 500'den fazla kişinin de yaralandığı bildirildi. Bu, 7 Ekim'de başlayan Gazze Savaşı'nın ilk gününden itibaren Hamas'ın yürüttüğü savaşa İsrail'in kuzey, Lübnan'ın güney sınırında destek veren Hizbullah için ağır bir darbe olarak değerlendiriliyor. Grubun lideri Hasan Nasrallah da "Ağır bir darbe aldık. Direnişin tarihinde daha önce görülmemiş düzeyde bir darbeydi" ifadeleriyle saldırının boyutunu kabul etti. 

İlk saldırı çağrı cihazlarına

Önce Hizbullah'ın kullandığı çağrı cihazları, 17 Eylül'de saat 15.30 sularında eş zamanlı olarak patlatıldı. Saldırıdan birkaç ay önce, Nasrallah, militanlara ve özellikle de gerginliğin yüksek seviyede olduğu güney sınırında bulunanlara akıllı telefon kullanmayı bırakmaları çağrısında bulunmuştu. Hizbullah, bu uyarılar nedeniyle İsrail'in sızma tehditleri ortasında güvenli iletişimin bir yolu olarak çağrı cihazlarını tercih ediyordu. Lübnan'ın çeşitli yerlerinde ve Suriye'de binlerce çağrı cihazının patlatılmasıyla 12 kişi hayatını kaybetti, 2 bin 800 kişi yaralandı. Yaralananlar arasında İran'ın Lübnan Büyükelçisi Mojtaba Amani de bulunuyordu. 

TIKLAYIN | Lübnan'da Hizbullah militanlarının çağrı cihazları eş zamanlı olarak patlatıldı; 8 kişi hayatını kaybetti, 2 bin 800 kişi yaralandı

Fotoğraf: AA

Saldırının ardından özellikle ABD basınında cihazların nasıl patlatıldığıyla ilgili bilgiler yer almaya başladı. Amerikan yetkililer, çağrı cihazlarının henüz militan gruba teslim edilmeden önce yerleştirilmiş olabileceğini ifade etti. Çağrı cihazlarının Tayvan'dan sipariş edildiği de bildirildi. 

TIKLAYIN | Patlamaları ne tetikledi: Hizbullah'ın, İsrail takibinden sıyrılmak için kullandığı çağrı cihazları binlerce insanı nasıl yaraladı?

FÜSUN SARP NEBİL YAZDI | Lübnan'da Hizbullah'ın çağrı cihazları nasıl patlatıldı?

Tayvanlı şirketten açıklama: Budapeşte merkezli şirket tarafından üretildi

Tayvanlı çağrı cihazı firması Gold Apollo, Lübnan'daki patlamalarda kullanılan çağrı cihazı modelinin Budapeşte merkezli BAC Consulting tarafından üretildiğini, firmaya sadece markasının lisansını verdiğini ve cihazların üretiminde yer almadığını belirtti.

Gold Apollo'nun kurucusu ve başkanı Hsu Ching-kuang, ürünün kendilerine ait olmadığını, üzerinde sadece kendi markalarının olduğunu söyledi. 

TIKLAYIN | Tayvanlı çağrı cihazı firmasından açıklama: Hizbullah'ın çağrı cihazları Budapeşte merkezli şirket tarafından üretildi

ERAY ÖZER YAZDI | Patlayıcılı çağrı cihazları nerede üretildi, cihazlara patlayıcı nasıl yerleştirildi?

Gold Apollo'nun kurucusu ve başkanı Hsu Ching-kuang

Lübnan: Ulusal egemenliğin ihlali

Lübnan hükûmeti, saldırının ardından yaptığı ilk açıklamada "İsrail'in canice saldırısının Lübnan'ın egemenliğinin ciddi ihlali ve her anlamda suç olduğunu" vurguladı. 

Lübnan Dışişleri Bakanlığı da Bakanlar Kurulu'yla yapılan istişarelerin ardından "saldırıya ilişkin bilgiler tamamlanır tamamlanmaz Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'ne (BMGK) şikayette bulunmak üzere hazırlıkların" başlatıldığını ifade etti. 

TIKLAYIN | Lübnan: Çağrı cihazlarının patlatılması İsrail'in suçu ve ulusal egemenliğin ihlali

NAMIK DURUKAN HABERİ | İsrail, Hizbullah’a karşı strateji mi değiştirdi? İsrail medyası Lübnan’daki siber saldırıyı nasıl gördü?

İkinci saldırı ertesi gün yaşandı: 27 ölü

İlk saldırının ertesi günü, 18 Eylül'de, Lübnan'da bu kez de el telsizleri patlatıldı. Hizbullah, saldırılardan İsrail'i sorumlu tutarak misilleme sözü verdi. 

Reuters tarafından incelenen patlatılmış telsizlerin görüntülerinde iç panelde “ICOM” ve “Japon malı” ibarelerinin yer aldığı görüldü. Bir güvenlik kaynağı, el telsizlerinin Hizbullah tarafından beş ay önce, çağrı cihazlarıyla aynı zamanda satın alındığını söyledi.

Reuters'a konuşan Lübnanlı üst düzey bir güvenlik kaynağı ve bir başka kaynak, yabancı topraklarda uzun bir özelleşmiş operasyon geçmişine sahip olan İsrail istihbarat ajanlarının çağrı cihazlarının içine patlayıcı yerleştirdiğini iddia etti. 

TIKLAYIN | Lübnan'da çağrı cihazlarının ardından telsizler de patlatıldı: En az 20 ölü, 450 yaralı; İsrail Savunma Bakanı'ndan "savaşta yeni aşama" açıklaması

TIKLAYIN | Reuters: Almanya, İsrail'e silah ihracatı lisanslarını askıya aldı

İsrail Savunma Bakanı: Savaşta yeni bir aşamaya geçiyoruz

İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant savaşın yeni bir aşamaya girdiğini, ağırlık merkezinin daha fazla asker ve kaynak aktarılan kuzey sınır bölgesine kaydığını söyledi. Gallant bir hava kuvvetleri üssünde yaptığı açıklamada “Savaşta yeni bir aşamaya geçiyoruz; bu aşama cesaret, kararlılık ve azim gerektiriyor” dedi.

ERAY ÖZER YAZDI | Çağrı cihazlarının peşinde: Sıradaki durak Bulgaristan

FÜSUN SARP NEBİL YAZDI | Cep telefonlarındaki piller ölümcül patlama yaratır mı?

Nasrallah'tan ilk açıklama: İsrail tüm kırmızı çizgileri aştı, saldırılar savaş sebebidir

Hizbullah lideri Hasan Nasrallah, "Bu Lübnan'a yönelik bir savaş ilanıdır. İsrail'in amacı buydu" ifadelerini kullanırken çağrı cihazlarından kapalı olanların olduğunu, bazı cihazların hâlâ depoda olduğunu ifade ederek "Bu bizim için çok büyük bir şans oldu" dedi. 

"Güvenlik ve insanlık açısından direniş hareketi tarihinde görülmemiş bir darbeydi. Ülkemizin tarihinde ve düşmanla mücadelemiz tarihinde görülmemiştir" diye Nasrallah, "İsrail düşmanımız tarafından hedef alındık. Yüzlerce çağrı cihazımız eşzamanlı infilak ettirildi. Tüm kırmızı çizgiler aşılmış ve insani etik hukuk aşılmıştır" diye devam etti. 

TIKLAYIN | Hizbullah lideri Nasrallah'tan patlamalar sonrası ilk açıklama: İsrail tüm kırmızı çizgileri aştı, saldırılar savaş sebebidir

Lübnan'a büyük saldırı

İsrail ordusu, 19 Eylül'de Lübnan'ın güneyinde çok sayıda noktaya hava saldırısı düzenledi. İsrail ordusu, Hizbullah'ın ateşlenmeye hazır 30 füze platformuyla 150 füze rampasını hedef aldığını duyurdu. 

İsrail ordusunun bu saldırısı, 7 Ekim'de başlayan Gazze Savaşı devam ederken 11 aydır Lübnan'a yönelen en şiddetli hava saldırısı olarak raporlandı. 

TIKLAYIN | İsrail, Lübnan'da çok sayıda noktaya hava saldırısı düzenledi: Hizbullah'ın, ateşlenmeye hazır 30 füze platformuyla 150 füze rampasının vurulduğu açıklandı

Çağrı cihazları elektronik mesaj yoluyla vuruldu

Lübnan'ın Birleşmiş Milletler (BM) Daimi Misyonu, yaptığı açıklamada çağrı cihazlarının nasıl patlatıldığının tespit edildiğini duyurdu. Lübnanlı yetkililerin ön soruşturmasında, çağrı cihazlarının Hizbullah'a ulaşmadan önce ele geçirildiği ve cihazlara patlayıcı yerleştirildiği tespit edildi. 

TIKLAYIN | Lübnanlı yetkililer duyurdu: Çağrı cihazları elektronik mesaj yoluyla patlatıldı


Üst düzey Hizbullah komutanı, Beyrut'ta öldürüldü

İsrail ordusu Lübnan'ın başkenti Beyrut'ta gerçekleştirdiği “hedefli bir saldırıda" militan grubun üst düzey isimlerinden İbrahim Akil'i öldürdü. Bir apartmana yönelik gerçekleştirilen saldırıda 31 kişi hayatını kaybederken 60'tan fazla kişi de yaralandı. ABD, saldırıdan haberdar edilmediğini iddia etti.

BM Genel Sekreteri Antonio Guterres'in sözcüsü Stephane Dujarric, küresel örgütün bugün Beyrut'ta meydana gelen saldırının ardından itidal çağrısında bulunduğunu söyledi.

TIKLAYIN | İsrail'in Lübnan’daki “hedefli” hava saldırısında ölü sayısı 14'e çıktı, çoğu kadın ve çocuk | Hizbullah, üst düzey komutanı Akil’in öldüğünü doğruladı

TIKLAYIN | Beyrut'taki İsrail saldırısında öldürülen Hizbullah komutanı İbrahim Akil kimdir?

Lübnan'daki saldırıda ölenler arasında çocuklar da bulunuyordu
 

 

 

 

"Mustafa Kemal çağırdı, geldik"; Kayıp bir kuşağın hikâyesi 'Mübadele