T24 Haber Merkezi
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, sabah saatlerinde Heyet Tahrir Şam'ın (HTŞ) Suriye'nin başkenti Şam'ı ele geçirdiğini ve Devlet Başkanı Beşar Esad'ın Şam'ı terk ettiğini duyurması üzerine Doha'da düzenlediği basın toplantısında önemli mesajlar verdi. Fidan'ın gündeminde süreçte Türkiye'nin rolünün ne olacağı vardı. Bakan Fidan, "Yeni hükûmet bütün tarafları kapsayıcı bir şekilde davranmalı ve muhalif güçler birleşmeli. Devlet kurumları korunmalı ve doğru çalışmaları sağlanmalı. Bütün bu anlayışla biz Suriye'de barış ve güvenliğin tesisi için elimizden geleni yapacağız" derken Esad yönetiminin çöküşünü "Astana sürecinin savaşı dondurmasından bu yana, 2016'dan beri rejimin son derece değerli bir zamanı vardı. Problemlerle ilgilenmiyorlardı, kurumsal kapasite eksikliği üzerinde durmuyorlardı. Başka sorunlara odaklanıyorlardı. Son derece önemli zamanı, mevcut problemlere çözüm bulmak için kullanabilirlerdi ama yapmadılar. Bu aslında bir mermi bile atılmadan Halep'in neden düştüğünü, bunu da diğer şehirlerin nasıl takip ettiğini açıklıyor" ifadeleriyle açıkladı. Türkiye'nin, Suriye'nin yeniden inşası sürecinde komşu ülkelerle ve mevcut idareyle beraber çalışacağının altını çizen Fidan, Beşar Esad'ın muhtemelen ülke dışına çıktığını söyledi. Bakan Fidan son olarak "Cumhurbaşkanımız ne istediği konusunda son derece net, Suriyeli mültecilerin ülkelerine dönmesi bizim için önemli. Bu konuda çalışmaya başladık" mesajını verdi.
Dışişleri Bakanı Fidan, Katar’da gerçekleştirilen “Doha Forum 2024”te basın toplantısı düzenledi.
Fidan'ın açıklamalarından satırbaşları şöyle:
"Suriye'nin toprak bütünlüğü ve refahı korunmalı. Bu geçiş döneminde çok dikkatli olmalıyız. Özellikle DAEŞ ve PKK'nın bu durumdan bir avantaj sağlamaması için elimizden geleni yapıyoruz.
Tüm azınlıklar adil bir muameleye tâbi tutulmalı. Yeni hükûmet bütün tarafları kapsayıcı bir şekilde davranmalı ve muhalif güçler birleşmeli. Devlet kurumları korunmalı ve doğru çalışmaları sağlanmalı. Bütün bu anlayışla biz Suriye'de barış ve güvenliğin tesisi için elimizden geleni yapacağız.
Hem bölgesel hem de uluslararası aktörlerle son hafta içinde yoğun temaslarımız oldu. Dün gerçekten Suriye'nin geleceği için son derece önemli bir gündü. Astana ülkeleri Türkiye, Rusya ve İran bir araya geldiler. Bu gelişmeleri ele aldılar. Biz bu çerçevedeki Rusya ve İran'ın yapıcı yaklaşımını önemsiyoruz. BM Suriye Özel Temsilcisi de bizimle birlikteydi. Kendisi çok önemli katkılarda bulundu. Daha sonra Arap lkeleriyle Suudi Arabistan, Katar, Mısır ve Ürdün'le bir araya geldik. Bu kardeş ülkelere de yapıcı yaklaşımlarından dolayı teşekkür ediyoruz.
ABD ile de temaslarımız oldu. Bölgesel ve uluslararası aktörlerle iş birliğimizi devam ettireceğiz"
"Esad muhtemelen Suriye dışındadır"
Fidan'ın konuşmasından sonra soru-cevap kısmına geçildi. Fidan'a Esad'ın nerede olduğunu bilip bilmediği, Türkiye'nin Suriye'nin yeniden inşası için rolünün ne olacağı, neredeyse 15 yıldır devam eden savaşın 15 gün içinde nasıl sonlandığı soruldu.
"Esad'ın nerede olduğunu biliyor musunuz?" sorusuna Bakan Fidan "Bununla ilgili herhangi bir yorumda bulunamam. Nerede olduğunu da bilmiyoruz. Muhtemelen Suriye dışındadır" yanıtını verdi.
"Sadece Türkiye değil, bölgesel ve uluslararası aktörlerin bu sürece dahil olması gerekiyor"
Bakan Fidan, Reuters muhabirinin "Suriye'nin istikrarlı bir geçiş dönemi geçirmesi için, Türkiye bu geçiş döneminin istikrarlı olması için ne yapıyor ve bu sürece inanıyor musunuz?" sorusuna şöyle yanıt verdi:
"Öncelikle daha önce de belirttiğim gibi biz Suriye'nin istikrarı için çok uzun bir süredir çaba gösteriyoruz. Aktörleri yakından tanıyoruz, problemleri yakından tanıyoruz. Gerçekten zorlu problemler ve çok yoğun çalışmamız gerekiyor. Suriye halkı ile birlikte çalışmamız gerekiyor. Sadece Türkiye'nin değil bölgesel ve uluslararası aktörlerin bu sürece dahil olması gerekiyor. Çok iyi ve sorunsuz bir geçiş döneminin olması için sivil halka herhangi bir zarar verilmemesi gerekiyor. Temel hizmetlerin verilmesi gerekiyor. Bölgesel ülkelerin yeni idare ve yeni Suriye'yi komşuları için tehdit ortaya çıkarmayan bir yapı halinde görmesi gerekiyor. Suriye mevcut problemlerine cevap vermeli bu tehditleri engellemeli"
Türkiye'nin Esad'la teması oldu mu?
AP'nin "Siz ya da hükûmetiniz en son günlerinde Sayın Esed'le bir temas halinde oldunuz mu? Kendisi iktidarda kalmak için çaba harcadı mı?" sorusuna yanıt veren Fidan, Türkiye ile Beşar Esad'ın son günlerde bir temasının olmadığını açıkladı ve şöyle konuştu:
"Maalesef bildiğiniz gibi Sayın Cumhurbaşkanı'mız son birkaç aydır özellikle Suriye rejimine ve Sayın Esed'e ulaşmaya çalışıyor. Ancak bütün bu çabalar sonuçsuz kaldı. Biz bir şeyler olacağını bekliyorduk. Suriye halkının ve Suriye'nin problemlerini yakınen biliyoruz ve gruplar üzerindeki baskıyı da biliyoruz. Mülteciler, ekonomik sorunları biliyoruz. Rejim aslında yavaş yavaş çürüyordu ve çöküyordu. Bu nedenle gerçekten bunu engellemek için bir şeyler yapmaya çalıştık. Hayır, onlarla görüşmedik. herhangi bir temasımız olmadı."
15 yıldır devam eden savaş, 15 gün içerisinde nasıl sona erdi?
TRT World'ün "Neredeyse 15 yıldır devam eden savaş, bir 15 gün içerisinde nasıl sona erdi? Şu anda sınırda İsrail ve muhalefet var, herhangi bir çatışma olacak mı? Türkiye'nin Suriye'nin yeniden inşası için rolü ne olacak?" sorusuna Fidan şöyle yanıt verdi:
"Astana sürecinin savaşı dondurmasından bu yana, 2016'dan beri rejimin son derece değerli bir zamanı vardı. Ancak 2016 yılına kadar rejimin gerçekten çok yüksek bir adrenalin ile hareket ettiğini biliyorduk. Dolayısıyla problemlerle ilgilenmiyorlardı, kurumsal kapasite eksikliği üzerinde durmuyorlardı. Başka sorunlara odaklanıyorlardı. Son derece önemli zamanı, mevcut problemlere çözüm bulmak için kullanabilirlerdi ama yapmadılar. Tam tersine yavaş bir çürüme ve rejimin çöküşünü gördük. Bu aslında bir mermi bile atılmadan Halep'in neden düştüğünü, bunu da diğer şehirlerin nasıl takip ettiğini açıklıyor.
Türkiye'nin yeniden inşadaki rolü
Türkiye, komşu ülkelerle birlikte Suriye'nin yeniden inşa edilmesi için ve tabii ki mevcut idare de birlikte çalışmamız için son derece önemli, elimizdeki her tür kapasiteyi ve imkanı kullanara ekonomik ve diğer sorunlarına çözüm bulabilmek için yeni idare ile birlikte çalışmaya devam edecek"
CNN Türk'ün "Bu kadar farklı grup arasında koordinasyon nasıl sağlanacak ve Trump'ın beyanlarıyla ilgili olarak ne düşünüyorsunuz? Bir kez daha ABD yetkilileri DAEŞ tehdidinden bahsediyorlar ve bir başka terör örgütü YPG ile iş birliği sinyalleri veriyorlar. Ankara, Suriye'de bir üçüncü devletin kurulmaması için ne yapabilir? Amerikan liderliğiyle bir anlaşmaya varılacak mı? Türkiye'ye terörizm tehditleri bundan nasıl etkilenecek?" sorusuna yanıt veren Fidan şunları kaydetti:
"Bildiğiniz gibi muhalif güçler, farklı gruplardan oluşuyor. Ancak bir koordinasyon mekanizmaları var ve bu mekanizmanın önümüzdeki günlerde daha da iyileşeceğini düşünüyorum. Çünkü şu anda ellerinde çok daha büyük bir iş var başarmaları gereken. Ümit ediyoruz ki bir araya gelebilirler ve birlikte düzenli bir biçimde çalışmaya başlayabilirler ve iyi bir geçiş dönemini tesis edebilirler. Tüm tarafların buna dahil edilmesi gerekiyor.
Terörizmle ilgili bölüme gelecek olursak DAEŞ ve diğer terör örgütleri konusunda yanı derecede endişeleniyoruz. Bu durumdan faydalanmamalarını istiyoruz. Bu konuda dikkatliyiz. DAEŞ ve PKK'nın bu süreci kötüye kullanmamasından emin olmak için çok dikkatli hareket ediyoruz. Amerikalı dostlarımızla temas halindeyiz. Bizim bu konuda ne kadar hassas olduğumuzu biliyorlar, özellikle YPG/PKK konusunda. Türkiye'ye bu gruplardan gelecek herhangi bir saldırıya cevap vereceğimizi biliyorlar.
Amerika'daki yeni idareyle tabii ki bu konuyla ilgili olarak bazı temaslarda olacağımızı ifade etmek istiyorum"
"Muhalif güçlerin bütün tarafları dahil etmesi gerektiğini ifade ettiniz. Türkiye'nin de temasları var. Bu anlamda bir müzakere gerçekleşti mi?" sorusuna "Aslında son derece meşru Kürt taraflar var, Suriye'nin kuzeyinde. Onlar muhalif güçlrein bir parçası oldular. Herhangi bir PKK uzantısı herhangi bir şekilde meşru bir taraf değildir. Suriye'deki görüşmelerde görüşeceğimiz bir taraf olamazlar. Türkiye'den, İran'dan PKK kadroları Suriyeli değiller. Suriyeli olmayanlar SDF'yi yönetiyorlar. Kısaca sorunuzun cevabı hayır, kendilerinde değişikliğe gitmedikleri sürece bu olmayacak" şeklinde yanıt verdi.
Bakan Fidan: Suriyeli mültecilerin ülkelerine dönmesi bizim için önemli, çalışmaya başladık
Bakan Fidan, basın toplantısının sonunda Türkçe olarak verdiği mesajda, "Türkiye uzun yıllardır birliği, beraberliği, bütünlüğü için elinden geleni yapmaktadır. Muhalifler an itibarıyla Şam'ı ele geçirmiş durumdalar, Esad ülkeyi terk etmiş durumda. Biz bundan sonra Suriye'nin yaralarının sarılması için birliğinin, bütünlüğünün, güvenliğinin sağlanması için ne yapabiliriz, el birliğiyle onun mücadelesi içindeyiz. Suriye'nin toprak bütünlüğünü korumak için uluslararası güçlerle de birlikte çalışıyoruz. Katar, bu noktada önemli bir partner bizim için. Çalışmalarımızı devam ettireceğiz. Amerika ile de görüşmelerimiz devam ediyor. Özellikle terörizm ve güvenlik konularındaki hassasiyetlerimizi iletiyoruz. Geçiş döneminde Suriye halkı için daha iyi günler görebileceğimizi düşünüyoruz. Cumhurbaşkanımız ne istediği konusunda son derece net, Suriyeli mültecilerin ülkelerine dönmesi bizim için önemli. Bu konuda çalışmaya başladık"