Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Suriye'nin doğusundaki Deyrizor ilinde bel kemiğini Türkiye’nin terör örgütü olarak gördüğü YPG'nin oluşturduğu Suriye Demokratik Güçleri (SDG) ile Arap aşiretleri arasındaki çatışmaları daha önceden öngördüklerini belirterek, "YPG terörünün meşru bir güçmüş gibi gösterilmesi son bulmalı. Olmazsa (Deyrizor'da) gördüğümüz çatışmalar sadece bir başlangıç" dedi.
Fidan, Avrupa Birliği (AB) Komisyonu'nun Komşuluk ve Genişlemeden Sorumlu Üyesi Oliver Varhelyi ile bakanlıktaki görüşmesinin ardından ortak basın toplantısında konuştu.
Fidan, "Avrupa Birliği'nden siyasi engellemelere müsamaha göstermemesini bekliyoruz. İlişkilerimizin ilerlemesi için gerekli iradeyi sergilemelerini ve daha cesur davranabilmelerini istiyoruz." dedi.
Suriye'de Arap aşiretlerinin SDG'ye karşı başkaldırmasının öngördükleri bir husus olduğunu belirten Fidan, bunun aksinin olmasının mümkün olmayacağını söyledi.
Fidan, Türkiye'nin Suriye politikasının önemli bir unsurunun Suriye'deki halkların herkesin bulunduğu yerde yaşaması olduğunu vurgulayarak şöyle devam etti:
"Kimsenin toprağından sürülmemesi ve başkasının boyunduruğuna girmemesi. Yani Arapların, Türkmenlerin, Kürtlerin herkesin bulundukları yerde yaşaması önemli. Fakat, Amerikan destekli YPG'nin Arap topraklarını işgal ederek, özellikle onları boyunduruk altına alması neticesinde, yani uzun zaman önce biz bu türden girişimlerin başlayacağını öngörüyorduk. Bunlar maalesef uzun süreli iki toplum arasında kan davasına dönüşecek sonuçları da beraberinde getirmekte. YPG terörü, PKK terörü bir gün ortadan kalkacak ama hem Amerika'nın hem YPG'nin hep beraber Kürtlerle Araplar arasına ektikleri fitne tohumlarının tedavisi, rehabilitasyonu uzun yıllar alacak. Biz buradan tekrar sesleniyoruz, özellikle Amerika Birleşik Devletleri'ne ve diğer ilgili devletlere: 'Bölgede özellikle Arapların YPG eliyle baskı altına alınması politikasına son verilmeli. YPG terörünün bölgede meşru bir güçmüş gibi gösterilmesi ve bunun bir baskı aracı haline dönüştürülmesi artık bir son bulmalı. Yani bu son bulma eğer olmazsa (Deyrizor'da) bu gördüğümüz çatışmalar sadece bir başlangıç. Yani bölgemiz için daha tehlikeli senaryoların olmasını öngörmek kaçınılmaz. Biz hem sınır güvenliğimizle ilgili hem dost unsurlarımızın güvenliğiyle her türlü tedbiri alıyoruz. Orada bir sıkıntımız yok. Sadece oradaki çatışmaları şu anda yakından takip ediyoruz."
Türkiye’deki seçimlerin ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Türkiye’nin AB perspektifine ilişkin değerlendirmelerini aktaran Bakan Fidan, “Türkiye'nin Avrupa Birliği üyelik perspektifinde herhangi bir değişiklik yok. Bu çok güçlü bir politik irade.” dedi.
Bakan Fidan, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bunu politik iradeyle tekrar vurgulamasının önemli olduğunu söyledi.
Varhelyi: AB-Türkiye ilişkilerini ilerletebileceğimizi düşünüyorum
Avrupa Birliği (AB) Komisyonu'nun Komşuluk ve Genişlemeden Sorumlu Üyesi Oliver Varhelyi de, "Ankara’da yeni hükümetin kurulmuş olmasıyla birlikte AB-Türkiye ilişkilerini ilerletebileceğimizi düşünüyorum." dedi.
Dostluğun, ittifakın ve Türkiye ile sahip olunan ortaklığın yeniden canlandırılması için burada olduğunu belirten Varhelyi, "Ankara’da yeni hükümetin kurulmuş olmasıyla birlikte AB-Türkiye ilişkilerini ilerletebileceğimizi düşünüyorum." ifadesini kullandı.
Varhelyi, çok güçlü siyasi ve ekonomik taahhütlerinin olduğuna işaret etti.
Türkiye ile olan ilişkilerin her zaman kilit öneme sahip olduğunun altını çizen Varhelyi, şunları kaydetti:
"Göç dalgası söz konusu olduğunda, tahrip edici depremin zararları söz konusu olduğunda biz Türkiye halkıyla bir arada olduk ve jeopolitik öneme sahip olan bölgede de, bizim etrafımızda ve Türkiye'nin etrafında olan dalgalanmalara da birlikte yanıt verdik. Türkiye, daha önce de Sayın Bakan tarafından söylendiği gibi bizim için dost bir ülkedir."