Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, "2000'li yıllarda ortaöğretimdeki kız çocuklarının okullaşma oranı sadece yüzde 39,2'ydi. Bugün yüzde 94,66'ya ulaştı. Kız çocuklarının eğitimle, okullaşmayla ilgili sorunları son 20 yıl içerisinde kökten çözüldü" dedi.
Bakan Özer, Kırıkhan ilçesinde yaptırılan Recep Atakaş Fen Lisesi'nin temel atma töreninde, ülkelerin rekabet güçlerini arttırmak için en fazla yatırım yaptıkların alanın eğitim olduğunu söyledi.
Türkiye'nin eğitim karnesinin 2000'lere kadar çok iyi olmadığını dile getirdi Özer, "İlkokul hariç eğitimin tüm kademelerinde okullaşma oranlarının 2000'li yılların başında yüzde 50'nin altında gerçekleştiğini görmekteyiz. Bu, ülkenizin en önemli fırsat penceresi genç nüfus olmasına rağmen biz, ülke olarak bu genç nüfusu eğitimin tüm kademeleriyle maalesef buluşturamamışız" diye konuştu.
Özer, okullaşma oranındaki artışa vurgu yaparak, "Bu, 2000'li yıllardan sonra gecikmeli eğitimle buluşma seferberliği sayesinde geldiğimiz noktada, günümüzde eğitimin tüm kademelerinde okullaşma oranları ilk kez Cumhuriyet tarihinde yüzde 95'in üzerine çıktı. 5 yaştaki okullaşma oranları yüzde 11'den yüzde 97'e ulaştı. Orta öğretimdeki net okullaşma oranı yüzde 44'lerden yüzde 95'lere çıktı. Yüksek öğretimdeki net okullaşma oranları yüzde 14'lerden yüzde 48'lere çıktı" ifadelerini kullandı.
"Eğitimin önündeki antidemokratik uygulamaların tamamı kaldırıldı"
Okullaşma oranındaki gelişimlerin yanı sıra eğitimin önündeki engellerin de kaldırıldığını anlatan Özer, şöyle konuştu:
"Eğitimin önündeki antidemokratik uygulamaların tamamı kaldırıldı. Düşünün, bu ülkede kız çocuklarının eğitimle buluşmasının önünde başörtüsü gibi bir yasak vardı. İmam hatip ve meslek liselerinin mezunlarının yüksek öğrenime erişimini engelleyen kat sayı uygulaması vardı. Bu dönemde bir taraftan okullaşma oranları arttırılırken aynı zamanda eğitimin önündeki tüm antidemokratik uygulamalar kaldırıldı. Öyle kolay olmadı. Bu ülkede 2000'li yılların başında 300 binler seviyesinde derslik sayısı varken şu anda 857 bin dersliği, 500 binler civarında öğretmenimiz varken bugün 1,2 milyon öğretmeni olan bir eğitim sistemimiz var. Artık biz, 19 milyon 100 bin öğrencinin olduğu, 1,2 milyon öğretmenin yer aldığı devasa bir eğitim sistemine sahibiz. Eğitim sistemimizin toplam sayısı 150'ye yakın ülkenin toplam nüfusundan bile daha fazla. Son 20 yıl, beşeri sermayenin en verimli şekilde eğitimle buluşturulduğu döneme tekabül ediyor. İşte bunun bir lideri var. Kolay bir şekilde yapılmadı."
Özer, "Bugün OECD ülkelerinin, rekabet etmiş olduğumuz ülkelerin büyük bir kısmı 2. Dünya Savaşı'ndan sonra, 1950'li yıllarda eğitimin tüm kademelerinde okullaşma oranlarını yüzde 90'ların üzerine çıkartırken Türkiye 70 yıl gecikmeyle bu süreci tamamlayabildi. O zaman tamamlayana, liderlik edene, emeği geçen herkese şükranları sunmak kadar vicdani bir şey olamaz. Sayın Cumhurbaşkanı'mıza eğitime son 20 yılda vermiş olduğu tüm destekler, her yıl diğer bakanlıklara göre en yüksek bütçeyi eğitime ayırdığı için bu ülkenin tüm evlatları, öğretmenleri, anne ve babaları adına en içten şükranlarımızı sunuyoruz" değerlendirmesinde bulundu.
"Kız çocuklarının eğitim sorunları son 20 yılda kökten çözüldü"
Özer, şöyle konuştu:
"Çoğu zaman da 'muhafazakar kesim kız çocuklarını eğitimle buluşturmuyor' diye töhmet altında bırakıldı. Bir taraftan okul yapılmadı, bir taraftan başörtüsü yasakları uygulandı, bir taraftan da 'muhafazakar kesim çocuklarını eğitimle buluşturmuyor' diye sürekli suçlandı. 2000'li yıllarda ortaöğretimdeki kız çocuklarının okullaşma oranı sadece yüzde 39,2'ydi. Bugün yüzde 94,66'ya ulaştı. Kız çocuklarının eğitimle, okullaşmayla ilgili sorunları son 20 yıl içerisinde kökten çözüldü. İnşallah tüm milletimizle ele ele vererek bakanlık ve hükümetimiz olarak beşeri sermayemizin niteliğini arttırmak, erişilebilirliğini kolaylaştırmak, Türkiye'nin en ücra noktalarına kadar hizmetimizi, kalitesini sürekli artırmak için gece gündüz demeden çalışmaya devam edeceğiz."
Çocukların sağlıklı ve güvenli eğitime erişebilmesi için Türkiye'nin her noktasına yatırım ulaştırmaya çaba sarf ettiklerini belirten Özer, ayrım yapmadan, bölgesel farklılaşmaya gitmeden en nitelikli eğitime erişim için çalıştıklarının altını çizdi.
"Öğretmenlerimizin koşullarını iyileştirmek için çırpınıyoruz"
Bakan Özer, İskenderun ilçesindeki bir otelde düzenlenen, 2022-2023 yılı eğitim öğretim yılı değerlendirme toplantısında yaptığı konuşmada ise Covid-19 sürecinde okulların güvenli ortamlar olduğunun görüldüğünü ifade ederek, 2021-2022 eğitim öğretim yılını yüz yüze, eğitime ara vermeden bitirmenin mutluluğunu ve onurunu yaşadıklarını söyledi.
Özer, uzman ve başöğretmenlik unvanı için yapılan sınav başvurularına değinerek, şartları sağlayan öğretmenlerin yüzde 95'inin uzman ve başöğretmenlik için başvuru yaptığını bildirdi.
Başvuran öğretmenlerin yüzde 99'unun eğitimlerini tamamladığını anlatan Özer, eğitim tamamlayan öğretmenlerin yüzde 98'inin de sınava başvurduğunu ifade etti.
"Tüm öğretmenlere, o boykot çağrılarını yapanlara, trollere prim vermedikleri için en içten şükranlarımı sunuyorum. Hiç kimse öğretmenimizi bizden fazla düşünemez. Mümkün değil. Çünkü biz bu eğitim sistemindeki öğretmenlerimizin koşullarını iyileştirmek için çırpınıyoruz." diyen Özer, bazı okullarda bağış toplanmasına ilişkin de değerlendirmelerde bulundu.
Özer, "Bütçe gönderildi. Mutlaka yine var ama çok daha az noktalara indi. Önümüzdeki senelerde inşallah çok daha azalacak" dedi.