İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Mersin'de düzenlenen polisevi saldırısına ilişkin olarak yaptığı açıklamalara yenisini ekledi. Bakan Soylu, saldırıyı gerçekleştirenlerin DNA raporunu isteyen CHP'ye "Bir muhalefet partisi, ilk kez bir teröristin DNA raporunu istedi. Evlat nöbetindeki ailelerin başına ne geldiğini yıllardır tartışmadılar" dedi.
Bakan Soylu, Jandarma ve Sahil Güvenlik Akademisi 2022-2023 Eğitim Öğretim Yılı Açılış Töreni'ne katıldı. Mersin'de polisevine yönelik saldırıya ilişkin olarak konuşan Bakan Soylu, "Dün sosyal medyada bir video dolaştı. Belki de ilk kez kamuoyu bir teröristi bu ölçüde net bir şekilde izledi ve gerçek yüzünü gördü. Bir kadın terörist, silah eğitimi, bomba eğitimi almış; söz konusu eylemin hazırlığında parmağı olan, mecazi anlamda söylemiyorum, doğrudan parmak izi olan başka eylemler yapacağını da söyleyen bir kadın terörist. Peki, o açıklama sonrasında bize neyi tartıştırmaya çalıştılar; eylemi yapan o muydu, başkası mı, devlet yanıldı mı, yanılmadı mı? Bir muhalefet partisi, ilk kez bir teröristin DNA raporunu istedi. Evlat nöbetindeki ailelerin başına ne geldiğini yıllardır tartışmadılar. Lavrion Kampı'nı bugün dünyaya anlatmaya çalışıyoruz. Bunları bu elemanların nasıl topladığını hiç tartışmadık. 'Paramotor o kadar uçar mı' diye uzman kesilmesini bildiler. Uçar; sen bu örgütün nasıl uluslararası lojistik destek aldığını bilmezsen bunu da bilemezsin. 92 teröristin nasıl ana muhalefet partisinin sitesinde, raporunda yer aldığını da tartışmadık" diye konuştu.
Soylu, konuşmasına şöyle devam etti:
"Sanki o raporu oraya biz koymuşuz gibi suçlandık ve iftiralara uğradık"
"Bizim bir terörist listemiz var; 'gri mi', 'turuncu mu', 'mavi mi' diye bakarız. Şimdi bir şeye bakmak aklımıza geldi ona da bakacağız; tutuklu gazeteciler listesinin de bir bölümüne bakmak zorunda kalacağız. Bir taraftan terör listesine, bir taraftan da tutuklu gazeteci listesine birlikte bakmış olacağız. Bu terör saldırısında bizatihi PKK ve KCK'nın elinden dünyaya ve Amerika'ya yönelik bir belge daha çıkmış oldu. O da Suriyeli olarak bilgilendirdikleri teröristin resimleriyle bir YPG elemanı olduğu, YPG elemanının gelip burada eyleme karıştığını PKK kendisi itiraf etmiş oldu. PKK ile PYD ve YPG arasında bir bağ bulamayanlar hemen İstihbarat Daire Başkanlığı'mıza koşup 'Bu silahların seri numaralarını istiyoruz' diye telaşa kapıldılar. Bir eylem aslında birçok foyayı ortaya çıkarmış oldu. 'Tutuklu Gazeteciler Raporu' içinde teröristlerin nasıl sıkıştırıldığını, onların aklanmaya çalışıldığını bir şekilde ortaya koymuş oldu. Bunun için milletten özür dilerler mi? İftira attıkları devletten özür dilerler mi? 'Biz yanlış yaptık' derler mi? Hayır. Sanki o raporu oraya biz koymuşuz gibi suçlandık ve iftiralara uğradık. Söyledikleri tek şey var; 'Bu terörist o terörist değil'. İyi ama terörist, ortada bir eylem var, parmak izi var, ortada 1 şehidimiz var, gazimiz var. Bu kadar gözleri kararmış, bunu görmeyen, terör örgütü sözcülüğü yapan anlayışa ilk defa şahit oluyoruz."
"Yıllık 5 bin 550 kişinin terör örgütüne katıldığı konumdan, katılımın 51'e düştüğü bir noktaya geldik"
Bakan Soylu, 'Tutuklu Gazeteciler Raporu' hakkında şunları kaydetti: "İçerisine birkaç gazeteci koyup ondan sonra terör örgütleri mensuplarını o listede aklamaya çalışmak belki de bu ülkeye ve terörle mücadeleye yapılabilecek en büyük sıkıntı. O listedekiler bugün de bundan 9 yıl önce de terörist olarak tespit ettiklerimiz, kalemi ile ekmeğini kazananlar değildi. 100 kişilik bir liste yaparsınız, araya 2 tane terörist karışır, bunu bir şekilde hata olarak izah edersiniz ama bu nasıl bir gazeteciler listedir ki 188 kişilik listede 91'i PKK/KCK, 14'ü MLKP, 9'u DEAŞ ve diğer terör örgütleri. 188 kişiden masum olanlar dışında terör örgütleri ile iltisaklılar orada kendilerini aynen korumaktadır. Bu nasıl bir gazeteciler listesidir ki 16'sı kırsalda PKK adına faaliyet göstermektedir. 1 tanesi MLKP adına eylem yapmaktadır. 2'si Tunceli'de 2016 yılı sonunda etkisiz hale getirildi, 6'sı halen cezaevinde terör örgütü mensupluğundan bulunmaktadır. Şimdi bunları söylemeyecek miyiz? Hem içeride hem dışarıda terör ile mücadelede suç ile mücadelede sorumluluğumuz büyüktür. Yıllık 5 bin 550 kişinin terör örgütüne katıldığı konumdan, katılımın 51'e düştüğü bir noktaya geldik. Küresel tezgahlar ayağımıza dolansa da dolanmasa da mücadelemiz sürecek. Kendi mücadelemizi vermemiz gerekecek." dedi. (DHA)