Dokuz aylıkken Balat sokaklarına terk edilen 'Latte' adlı golden retriever cinsi köpek, kendisini sahiplenen İtalyan çift tarafından İtalya'nın Verona kentine götürüldü. İtalyan çiftin illüstratör arkadaşları, Latte’nin hikâyesini çizmeye ve çocuk kitabı yapmaya karar verdi.
Hürriyet gazetesinden Heja Bozyel, Latte'nin Balat'tan Verona'ya uzanan hikayesini aktardı.
Heja Bozyel'in Hürriyet Pazar'da yayımlanan haberi şöyle:
Onun öyküsü hazin başlıyor: Golden Retriever cinsi Latte, bundan yaklaşık 9 ay kadar önce, sahipleri tarafından Balat’a, Coffee Department adlı kafenin önüne terk edilmişti. Dükkânın ortaklarından Hanife Özyurt Pekkip onu bulduğu zaman, vücudu yaralarla kaplıydı. Egzama olmuş ve ilk sahipleri onu büyük bir olasılıkla bu sebepten terk etmişlerdi. Hastalık, aniden sokaklara düşmek ve sevdiği insanlar tarafından terk edilmek, Latte’yi çok mutsuz etmişti. Hanife ile tanışana ve tüm Balatlılar tarafından sahiplenilene kadar...
Aslında onun hikâyesi diğerlerinden farklı değil: Yavruyken alınmış, bir süre agucuk bugucuk sevilmiş, Instagram’da bol ‘like’ alan fotoğrafların öznesi olmuş, biraz büyüyünce de sokağa terk edilmiş. Maalesef aynı hikâyeyi yaşayan binlerce köpek, barınaklar tarafından toplanıp aşıları yapılıp kısırlaştırıldıktan sonra, 3 ay içinde sahiplenen biri çıkmazsa alındıkları yere geri bırakılıyor. Latte de bu şekilde barınağa gidip 3 ay sonra çok daha kötü halde geri dönmüş Balat’a.
Bu kez tüm Balat seferber olmuş. Hanife’nin öncülüğünde, emlakçısından tutun kıraathanedeki amcasına, vintage dükkânının şık sahibesinden yaşlı teyzesine kadar tüm semt sakinlerinin köpeği olmuş. Tüm veteriner masraflarını esnaf ortak karşılamış.
Diyeceksiniz ki madem bu kadar seviliyormuş, neden kimse onu evine almamış? Aylarca sahiplendirmeye çalışmışlar Latte’yi ama olmamış. Bazen günlerce ortadan kaybolduğu oluyormuş. Sonra çıkıp geldiğinde belli ki hırpalanmış bir halde buluyorlarmış onu.
Bu hikâyenin mutlu sonla bitmesi Chiara ve Davide Lorenzetti sayesinde oldu.Balat’ta gezerken karşılaştıkları Latte, onlarla birlikte sokakları gezmiş önce. Bu, Latte’nin sevdiği turistlere kıyağı. Her sokağı onlarla birlikte gezip taksiye kadar eşlik ediyormuş. Chiara ve Davide, Coffee Department’ta mola verince Hanife’den Latte’nin hikâyesini dinleyip karar veriyorlar: “Onu Verona’ya, evimize götüreceğiz. Yuvası biz olacağız.” Bu fikir başta güzel olsa da bir köpeğin Türkiye’den Avrupa Birliği sınırları içindeki bir ülkeye götürülmesinin önündeki bürokratik işlemler, işin romantizmini bozmuş tabii. Chiara ve Davide yılmamış. Tatil dönüşü Hanife ile iletişimi kesmemişler. Bir hafta sonra geri gelmişler Latte’yi almak için.
Peşinde üç gün
Chiara ve Davide gelmeden hemen önce düştük Latte’nin peşine. Biz dediğim; ben, fotoğraf makinasıyla Dilan Bozyel ve Latte ile aynı kaderi paylaşan ve sonunda bizim evde mutluluğu bulan Barney. İlk günün yağmurlu olması Latte’nin kısa sürede kaçıp saklanmasına yol açtı. İkinci gün ise veterinere gitti, yıkandı, aklanıp paklandı. Üçüncü gün yani veda günü saatlerce o devlet dairesi senin bu benim gezdiler; Latte, Hanife, Chiara ve Davide. Ve ayrılık vakti geldi. Latte sakinleştiricisini alıp kafesinde uçağa bindi. Şimdi Verona’daki yeni evinde kocaman bir bahçede koşuyor. Balat’taki ailesinin yerini tutamaz ama yeni ailesiyle çok mutlu.
Kitap oluyor
Chiara ve Davide’nin illüstratör arkadaşları Latte’nin hikâyesini çizmeye ve çocuk kitabı yapmaya karar verdiler. Yakında Latte İtalya’nın en ünlü köpeği olursa şaşırmayın!