Cumhuriyet yazarı Barış Pehlivan, Adnan Oktar örgütüne 2018 yılında yapılan operasyonun başındaki eski İstanbul Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürü Furkan Sezer'in, operasyonun ikinci yıldönümünde Kilis'e atanmasını yazdı. Gazeteci İpek Özbey’in Furkan Sezer'le yaptığı görüşmeler sonucu kaleme aldığı "Dragos" adlı kitaptan alıntılar paylaşan Pehlivan, sürgün döneminde İçişleri Bakanı koltuğunda Süleyman Soylu'nun oturduğuna dikkat çekti.
Barış Pehlivan, "Sen misin örgüt çökerten!" başlıklı yazısında şunları kaydetti:
223 adet başarı, üstün başarı, takdir ve maaş taltifi sahibi bir Emniyet müdürüydü Furkan Sezer. Görevi boyunca uyarı ve kınama da dahil olmak üzere hiçbir cezası yoktu. 11 Temmuz 2018’de Adnan Oktar’a yapılan operasyonun başındaki isimdi. Haliyle hem örgütten hem de bürokrasiden ciddi baskılara maruz kaldı.
Ve tam da operasyonun 2. yıldönümünde, adeta intikam alınır gibi sabah karşı, İstanbul’dan Kilis’e sürüldü. Sahi, kimdi polislerin bağlı olduğu o dönemki içişleri bakanı? Bingo: Süleyman Soylu!
Bakın, Kilis sürgününü “Dragos” adlı kitapta nasıl anlatıyor Furkan Sezer:
...
- Genel uygulamaya göre tayinler ağustos ayında açıklanır. Benim tayinim temmuzun ikinci haftası, gece saat 3-4 arası açıklandı. Kilis’e gönderiliyordum. İstanbul’daki görev süremde altıncı yılı doldurmuştum. İstanbul’un görev süresi 10 yıldı. Ne bir soruşturmam vardı ne de cezam. Onlarca örgüte operasyon yürütmüştüm. Haksızlığa uğradığımı biliyordum. O gecenin sabahı ilk iş bu atamanın hukuksuz şekilde yapıldığına dair dilekçemi ilgili mahkemeye bizzat götürmek ve dava açmak oldu. 11 Temmuz 2002 yılında göreve başladım. 11 Temmuz 2018 tarihinde Adnan Oktar silahlı suç örgütüne yönelik operasyon başlatıldı ve yine bir 11 Temmuz’da, yıl 2020 İstanbul’dan Kilis’e sürgün edildim. Bu tayinin ihtiyaçtan gerçekleştirildiğini, Kilis’te olan müdür ihtiyacının giderilmesi amacına yönelik olduğunu devleti biraz olsun bilen kimse söyleyemez sanırım.
- Ülkemizde faaliyet yürüten birçok terör örgütüne yönelik soruşturma ve operasyon yaptım. Bunlardan en büyük ve önemlileri de Fethullahçı terör örgütüne karşı yürüttüklerimdi. İşte Adnan Oktar operasyonu da bunlardan biriydi. Kimin intikamı diye soruyorsunuz ya, bunlardan rahatsız olan Emniyet içindeki bir grubun intikamı diye düşünüyorum. Yine dönemin KOM Daire Başkanlığı’nda çalışan bazı üst düzey isimlerin benimle ilgili bazı rahatsızlığı olduğunu duyuyor, hatta görüyordum.
Davayı kazandı ama yine de geri dönemedi
Peki, sonuç ne mi?
Bu sürgüne karşı açtığı dava lehine sonuçlandı. Ancak o dönemki İçişleri Bakanlığı mahkeme kararını dahi uygulamadı. Bir Emniyet müdürü sürgüne mahkûm edildi.
Ve bir silahlı suç örgütünü çökertmenin bedeli ödetilen Emniyet Müdürü Sezer istifaya karar verdi."
Yazının tamamını okumak için tıklayın