Mehveş Evin
(Milliyet, 16 Mayıs 2012)
Günlerdir derbi sonrası şiddet olayları konuşuluyor. Benim gibi takım tutmadan, en ateşli maçı bile laf olsun diye seyreden biri için, hâlâ şaşırtıcı bir durum... Vahşet ve dehşet öykülerini masal gibi dinleyenlerin, en kabul edilemez haksızlık ve ahlaksızlara kulak tıkayanların, konu futbola geldiğinde kendinden geçmeleri, sonsuz konuşabilme ve fikir beyan etme arzuları, ancak sosyal psikoloji teorileriyle açıklanabilir.
Türkiye’de futbolun, sadece futbol olmaktan çıkması ve fanatizmle birlikte anılması yeni değil. Fakat şike tartışmalarından sonra işlerin iyice çığırından çıktığını ve kendilerine “taraftar” diyenlerin kin ve öfkeyle dolduklarını görebiliyorum.
Buna bir de ülkede siyasetçilerin halay başı olduğu “gerginlik yaratma” tutkusunu ve temel toplumsal sorunların çözülmeyip kat kat birikmesini ekleyin... Buyrun size nur topu gibi bir “düdüklü tencere” denklemi!
Şahsen nevrim döndü
Hayatımda 20 maç seyrettiysem, küfürsüz olanına rastlamadım. En kibar beyefendilerin maçın hararetiyle küfürleri peş peşe bastıklarını ve adeta canavarlaştıklarını çok gördüm.
Sadece beyefendiler mi? Taraftar hanımefendiler de maçın şehvetine kaptırıyorlar kendilerini alimallah! Bu durum, Başbakan Erdoğan’ın da nazarından kaçmamış. Futboldaki şiddet olaylarıyla ilgili tasvip edemeyeceği hareketleri sayarken, “sadece hanımlar ve çocukların izlediği maçta hanımların nasıl küfrettiğini görünce şahsen nevrim döndü” demiş.
Şahsen benim de nevrim dönüyor, ama kadınların küfretmesinden çoook daha başka öncelik sıralamam var.
Süper lig finaliyle ve futboldaki şiddetle ilgili onca olay, çatışma, tartışma varken Başbakan’ın hanımların küfürüne özellikle işaret etmesi, ilginç tabii... Bu vurgudan anladığımız kadarıyla futbol holiganizminde en vahim sorun, kadınların küfretmesi!
İçimizdeki holigan
E tabii, erkeklere çeki düzen verecek cinsiyet, onlar. Çocuklarına örnek olacak veliler, yine onlar... Ama erkeklerin, öznesi daima kadın (anneler, zevceler) veya eşcinseller olan en aşağılık küfürlerine ve saldırılarına laf yok!
İçimize holiganlar falan sızmadı sayın Başbakan. Holiganizm her yerde, en başta Meclis’te var... Erkeklere değil de kadınlara hitaben “bu çirkin alışkanlıklardan kurtulun” demek, sadece ayrımcılık değil, aynı zamanda karşılığı olmayan bir nasihat.
Daha huzurlu, daha adil, daha eşit bir toplumda yaşasak... Nefret söylemini bu kadar yaygın kullanmasak... Siyasi liderlerimiz her gün küfür eder gibi, kin dolu ve ötekileştirerek konuşmasa... Medyasından oyuncusuna, yöneticisinden taraftarına, kurallar ve cezalar net, adil olsa...
O zaman erkeğinden kadınına, “insan gibi” maç izleme şansımız belki olur! İşte o zaman, sizlerin de böyle nasihat etme ihtiyacınız kalmaz.
