Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin Başhekimi Yrd. Doç. Dr. Bilal Günaydın'ın, radyoloji uzmanı hekimlerden günde en az 75 hasta bakmalarını istediği öne sürüldü. Ayrıca Günaydın'ın, bu talimata uymayan radyoloji uzmanı hekimler hakkında yasal işlem başlatacağı tehdidinde bulunduğu iddia edildi.
Birgün'den Burcu Cansu'nun haberine göre, Bilgisayarlı tomografi, MR gibi görüntüleme hizmetlerini analiz eden, tanılayan ve raporları yazan radyoloji uzmanı hekimlerin “doğru teşhis” koymasının önüne geçecek “hızlı çalışın” talimatı tepkiye neden oldu.
Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi Başkanı Raşit Tükel, “Radyoloji uzmanlarının resmi günlük çalışma süresinin 7 saat olduğu düşünüldüğünde, bir raporu inceleme süreleri en fazla 5-6 dakika olur. Ulusal ve uluslararası standartlar, radyoloji alanında hastaya 15 dakikadan az süre ayrılmamasını, aksi durumda sağlık hizmetinin niteliğinde, hastanın doğru tanıya ulaşmasında sorunlar olabileceğini belirtmektedir. Bu durum meslektaşlarımızı da hukuki risk altında bırakırken hastalara doğru teşhis konulması önünde de engel oluşturmaktadır”dedi.
100 bin kişiye, 5 uzman
Sağlıkta Dönüşüm Programı’nın yarattığı “kışkırtılmış sağlık talebinden” en çok etkilenen alanlardan birinin de görüntüleme hizmetleri olduğunu söyleyen Tükel, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Sağlık Bakanlığı Sağlık İstatistikleri Yıllığı 2016 verilerine göre, Türkiye, MR görüntüleme sayısında 1000 kişiye düşen 157 görüntüleme ile OECD ülkeleri arasında ilk sırada yer almaktadır. Bilgisayarlı tomografi görüntüleme sayısında ise ülkemiz 1000 kişiye düşen 188 görüntüleme ile OECD ülkeleri arasında yedinci sıradadır. Yataklı kurumlarımızdaki 1000 kişiye düşen ortalama ultrasonografi sayısı 62,3, doppler ultrasonografi sayısı 30,3’dür. Ülkemizde nüfus başına düşen radyoloji uzmanı sayısı ise 100.000 kişiye düşen yaklaşık 5 radyoloji uzmanı ile çoğu Avrupa ülkesindeki sayının yarısı ila üçte biri düzeylerindedir.
Kamu hastanelerinin çoğunda bilgisayarlı tomografi ve MR gibi ileri teknoloji gerektiren hizmetler, hizmet alım sözleşmeleri ile taşeron şirketler aracılığı ile yürütülmektedir. Bu incelemelerin raporlanması ise kamu hastanelerinde çalışan ya da hizmet alım firmaları adına çalışan radyoloji uzmanları tarafından yapılmaktadır. Şehir hastanelerinde görüntüleme hizmetleri dışında birçok alanda karşımıza çıkan bu hizmet alımı modeli, nitelikli sağlık hizmetinin önünde önemli bir engel oluşturmaktadır. Bu modeli benimseyen kamu hastanelerinde görevli radyoloji uzmanları, yönetimlerin baskısı altında her geçen gün daha fazla hasta bakmaya zorlanmaktadır.”
Tükel, Sağlık Bakanlığı ve hastane yöneticilerini halkın sağlık hakkını ve hekimlik değerlerini gözeten politikalar üretmeye ve bu yönde hareket etmeye çağırdı.