Sözcü gazetesi yazarı Bekir Coşkun, Türkiye’nin Kurtuluş Savaşı’nı kazanmasının ardından Şam müftülüğünün mevlüt okutarak Atatürk’e ‘’Seyfu’l İslam’’ ünvanını verdiğini belirtti. ‘’Seyfu’l İslam’’ın İslam’ın Kılıcı anlamına geldiğine vurgu yapan Coşkun, iktidarın Suriye politikasında kullandığı ‘’Üç saatte Şam’da namaz kılma’’ politikasına atıfta bulunarak, “İslam’ın Kılıcı falan değil, sana çatal-bıçak takımı vermezler…’’ ifadelerini kullandı.
Coşkun’un bugün (16 Şubat 2016) yayımlanan yazısı şöyle:
O gece Şam’ın bütün camilerinde ışıklar sabaha kadar yandı…
Camilerin tümü kabalalıktı ve kalabalıklar sokaklara kadar taşmıştı…
Suriyeliler, Türkiye ve onun liderine sevgi gösterileri yapıyorlar, sevinç duygularını birbirlerine anlatıyorlardı…
Şam müftülüğü, o gece Türkiye’ye ve onun liderine “İslam’a böyle bir zafer bahşettiği için” mevlüt okuttu…
*
(Şimdi “Hakikaten ne asrın lideriymiş!” falan diyeceksiniz…)
*
Ve Şam’ın tüm camilerinde okunan dualar ve müftülük fetvası ile o 22 Eylül 1922 gecesi Atatürk’e “Seyfu’l İslam” ünvanı verildi…
Yani:
“İslam’ın Kılıcı…”
*
(Bunun belgeleri İngiliz Dışişleri Bakanlığı’nın Londra’daki Foreign Office arşivlerindeydi… Gizilik süresi dolunca Prof Dr. Metin Hülagü topladı getirdi…)
*
“Üç saatte Şam’a gidip namaz kılarım…“
Zart, zurt…
*
Şimdilik top atıp, arkasından bakıyorsun; nereye gitti?..
Çünkü orada bir Kürt devleti kuruluyor ve ABD bunun artık garantörü…
Şu anlama geliyor yani; dağlar, mahalleler, kasabalar, şehirler yetmiyormuş gibi, PKK ile Hatay, Kilis, Antep, Urfa sınırlarında da güneyden komşu oluyoruz…
*
Peki, Suriye’nin içini oyarken düşünmedin mi; komşunun bölünmesi, oraya bir Kürt devletinin kurulması demek…
Suriye yönetimi çöktüğünde, Kürt bölgesine ne kurulacaktı?
Fin devleti mi?..
*
“Üç dakikada taharetimi yaparım…”
“On dakikada abdestimi alırım…”
“Üç saatte Şam’da namazımı kılarım…”
“Bir günde Esad’ı yerim…”
*
“İslam’ın Kılıcı” falan değil, sana çatal-bıçak takımı vermezler…