ABD Merkez Bankası Fed gösterge faiz oranını değiştirmedi. Oranlar yüzde 0,25 – yüzde 0,50 olarak kaldı.
Faiz oranlarını değiştirmeme kararı oy birliği ile alındı. FED, ekonomik görünüme yönelik endişe işareti verdi ancak Mart ayında faiz artırımı olasılığını dışlamadı.
Uzmanlar, Fed’in bu yıl dört kere faiz artırmasını bekliyor. Ancak özellikle Çin ekonomisine yönelik endişelerin Fed’in hızını keseceğine işaret ediliyor.
Çin, geçen yıl yüzde 6,9 büyümeyle son 25 yılın en kötü büyüme performansına imza atmış ve yatırımcıların Çin’deki büyümenin yavaşlamasının dünyanın en büyük ikinci ülkesinde işlerin kötüye gitmesinden endişe etmesine neden olmuştu.
ABD Merkez Bankası'nın (Fed) Aralık'ta yaklaşık 10 yıl aradan sonra yaptığı ilk faiz artırımının ardından gelen bu kararlar özellikle gelişmekte olan piyasaların seyri için önemli olarak kabul ediliyor.Fed'in Mart ayında faizleri artıracağına dair beklentiler şimdiden azalmaya başlarken, Reuters anketine katılan ekonomistler daha önce 2016 yılı için dört faiz artışı beklerken, bu beklentiler şimdi üçe düştü. Fed yetkilileri, Mart ayında olası bir faiz artışı seçenek dışı bırakmadıklarını belirtti.
Fed tutanaklarında ABD ekonomisinin son dönemde yavaşladığına, sadece istihdam piyasasında güçlü bir iyileşme görüldüğüne de vurgu yapıldı.
Kararın ardından ABD piyasalarının sakin hareket ettiği görüldü. Gösterge Wall Street endeksleri yüzde 0,5'e yakın yükselişe imza attı. Karar öncesinde düşüşte olan altında ise uluslararası piyasalarda hafif bir yükseliş gerçekleşti.
Saxo Bank Başekonomisti Steen Jakobsen, Twitter üzerinden karar sonrası yaptığı kısa yorumda, "Üstü kapalı olarak uluslararası endişelere değinildi, piyasa yanlısı açıklamaya dikkat edildi, Mart ayında küçük bir faiz artışı olması hala olası. Sözün kısası klasik bir Fed açıklaması" yorumunu yaptı.
ALB Foreks Araştırma Uzmanı Enver Erkan faiz kararı sonrasında yaptığı yorumda, "Son dönemde artan piyasa oynaklığı ve dünya ekonomilerine ilişkin aşağı yönlü risklerin birikmesi ile beraber Fed'in de yakın zamanda yeni bir faiz artırımı yapması için uygun bir ortamın olmadığı anlaşılıyor. ABD ekonomisine ilişkin de aşağı yönlü riskler mevcut, özellikle enflasyon tarafındaki aşağı yönlü baskı, 30 dolar civarında seyreden petrol fiyatları nedeniyle artmış görünüyor. Dış etkenlerin fiyatlar üzerindeki aşağı yönlü baskılayıcı etkisi, tasarruf ve ücret artışlarının bir türlü harcama ve tüketime dönüşmemesiyle beraber enflasyon oranının da bir türlü yükselememesine neden oluyor. İçeride ve dışarıda şartları sağlamayacak bir Fed'in Haziran ayından önce faiz artırması zor görünüyor. Piyasa "4 faiz artırımı" gibi bir havucu önümüze koydu. Haziran'dan sonra 4 faiz artırımı olabilmesi ihtimali ise sadece ABD ekonomisine bağlı olmayacak. Küresel ekonomilerdeki stabilizasyon durumu da çok önemli. Bu nedenle Çin'in teşvik hamleleri, Avrupa Merkez Bankası'nın varlık alımları ya da Japonya Merkez Bankası'nın parasal genişlemesinin çok iyi okunması gereken bir dönem içinde olacağız. Küresel ekonomilerdeki yavaşlama trendi ister istemez ABD'yi de aşağı çekecektir. Bizim beklentimiz, 2016 yılının 2 faiz artırımı ile geçirilmesi ve Fed hedef fonlama faiz oranının yılsonunda yüzde 1 seviyesinde olması" dedi.