Gündem

Berkin Elvan, komadayken şüpheli sıfatıyla ifadeye çağrılmış!

Emniyet'in raporunda Berkin Elvan'ın üzerinden ‘torpil’ çıktığı belirtilerek piyasadan rahatlıkla satın alınan torpiller ‘küçük çaplı bomba’ diye nitelendirilmiş

14 Mart 2014 11:23

İstanbul ’daki Gezi Parkı gösterileri sırasında başına gaz fişeğinin isabet etmesi üzerine ağır yaralanan ve 269 gün sonra hayata veda eden 15 yaşındaki Berkin Elvan’la ilgili soruşturmada Emniyet’in skandal bir rapora imza attığı ortaya çıktı.

Radikal gazetesinden İsmail Saymaz’ın haberine göre, Elvan’ın hastaneye getirildiği gün üzerinden torpil çıktığı iddia edildi. Bu torpiller 2 gün sonra savcılığa iletildi ve uzmanlık alanına bile girmediği halde Terörle Mücadele Şubesi’nden (TEM) ‘torpil raporu’ alındı. TEM, tarihleri yanlış aktararak, Elvan’ın 15 Haziran’da 4 polisin yaralandığı korsan gösteriye katıldığını iddia etti. Oysaki Elvan, ertesi gün yaralanmıştı. Bu yetmezmiş gibi, piyasadan rahatlıkla satılan torpilin ‘küçük çaplı bomba’ olduğunu iddia eden polis, 2004 yılında bir gösteride yakılan bir torpili ‘delil’ gösterdi. Elvan’ın ‘korsan gösteriye hazırlıklı şekilde katılarak yaralanmış olabileceğini’ savunan polisin raporu sonrası, Berkin’in şüpheli sıfatıyla ifadesinin alınması kararlaştırıldı. Elvan’ın zan altında bırakılmasına yönelik dosyada 2 ay gibi bir sürede raporlar hazırlanırken, aradan geçen 7 aya rağmen Berkin’in vurulduğu sokağa ait kamera görüntülerine de görevli polislerin ismine de ulaşılamadı. Tanıkların ifadesi ise aylar sonra alındı. Onlar da “Biz Berkin’in elinde torpil görmedik” dedi.

 

Eylemin tarihleri bile yanlış verildi

 

Berkin Elvan, başından gaz fişeğiyle vurulduğu gün Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırıldı. Bilincini yitirmiş Elvan’ın ameliyata alındığı saatlerde, polisler de ‘delil’ arayışına girdi. Dosyadaki ‘Hasta Eşyaları ve İlaçları Teslim Formu’ adlı ilk tutanağa göre, acil servisteki üst aramasında Elvan’ın üzerinden ‘11 torpil’ çıktı. Fakat bu tutanağın altında, hasta yakını olarak belirtilen kişinin adının yazılıp sonradan üzerinin karalanması dikkat çekti. Ardından ikinci bir form daha düzenlendi. Bu kez de eşyalar arasında; Elvan’ın pantolonu, ayakkabısı, kemeri, çorapları ve kemeri de yazıldı. Eşyalar dayıya teslim edildi. Bu tutanaklardan aynı gün haberi olan Şişli Emniyet Müdürlüğü’ne bağlı Çocuk Büro, savcılığa 2 gün sonra torpilleri bildirdi.

Bunun üzerine savcılık, Emniyet’e “Malzemelerin fotoğrafının çekilmesi, malzemelerin satışının yapıldığı yerden benzerliği ile ilgili olarak araştırmasının yapılarak, suç teşkil edip etmediğinin tespit edilmesi, Berkin Elvan isimli çocuğun ve ailesinin ifadesinin alınması” talimatı verdi. Çocuk Büro Amirliği’nce hazırlanan fezlekeye göre, ‘Yapılan araştırmada, piyasada satılan torpillerle görünüş olarak benzerlik gösterdiği’ ifade edildi ve tedavisi devam ettiği için Elvan’ın ifadesinin alınamadığı kaydedildi. Çocuk Şube, daha sonra TEM’e başvurarak, ‘torpil raporu’ düzenlemesini istedi. TEM de 2 Ağustos 2013’te hazırladığı raporu gönderdi.

TEM’in hazırladığı 2 sayfalık raporda, Elvan’ın “Bazı basın ve yayın organlarında bakkala ekmek almaya giderken polisle göstericiler arasında kaldığı ve gaz bombasının başına isabet etmesi sonucu yaralandığı yönünde haberler yapıldığı” kaydedildi. Ve 15 yaşındaki Elvan hakkında ‘adı geçen şahıs’ ifadesinin kullanıldığı raporda, “Adı geçen şahsın yaralandığı iddia edilen olay hakkındaki araştırmada, Gezi Parkı olaylarını protesto etmek amacıyla 15.06.2013 günü saat 20.50 sıralarında Şişli’de korsan gösteri düzenlendiği ve eyleme yapılan müdahale neticesinde dört güvenlik görevlisinin yaralandığı” iddia edildi. Oysaki TEM’in zan altında bırakmak istediği Elvan, iddia edildiği gibi 15 Haziran akşamı değil, 16 Haziran saat 07.00 sularında yaralanmıştı.

Raporda, Elvan’ın üzerinde çıktığı iddia edilen malzemelerin “yakılarak atıldığında daha fazla ses ve basınç oluşturarak bir nevi küçük çaplı bomba etkisi oluşturmak üzere birbirine üçerli ve dörderli bağlandığı” savunuldu. Torpillerin, ‘marjinal gruplarca düzenlenen birçok toplumsal olayda polislere karşı kullanıldığı’ ileri sürüldü. Örnek olarak 2004’te Kadıköy’deki bir gösteride yakılan torpil gösterildi. Ayrıca 2010, 2012 ve 2013’te dört ayrı adreste torpil ‘ele geçirildiği’ bilgisi verildi. Torpillerden birinin, Elvan’da çıktığı iddia edilenle aynı marka olduğu ileri sürüldü. Raporun sonunda, “Gaz fişeğinin kafasına çarpması sonucu yaralandığı iddia edilen Berkin Elvan’ın, üzerinde 11 adet torpil bulunması göz önüne alındığında, bahse konu korsan gösteriye hazırlıklı bir şekilde katılarak yaralanmış olabileceği” savunuldu. Elvan hakkında, şüpheli olduğu iddiasıyla açılan bu soruşturma, daha sonra mağdur olduğu dosyayla birleştirildi. Berkin Elvan’ın ayrıca komada bulunduğu 27 Temmuz 2013’te de ‘mağdur’ sıfatıyla ifadeye çağrıldığı ortaya çıktı.

 

7 aydır şüpheliler bulunmuyor

 

Polisler maytapla ilgili jet hızda işlem yaparken, şüpheli polisler hakkında ise 7 ayda hiçbir ilerleme sağlanamadı. Berkin’in vurulduğu sokağa ait hiçbir görüntüye ulaşamadığını açıklayan polis ve savcılık, avukatların bulduğu iki tanığı da 5 ay sonra dinledi. O sokakta polis görevlendirilmediğini ileri süren Emniyet, yanlış bir saate ait polis listesini savcılığa gönderdi. İfadesi alınan 14 polis ya o gün gaz tüfeği kullanmadığını ya Okmeydanı’nda olmadığını ya da hiçbir şey ‘hatırlamadığını’ söyledi.

 

‘Biz de orada değildik’

 

Berkin Elvan’ın başından biber gazıyla vurularak öldürülmesine ilişkin soruşturmada 14 polisten sonra dün 4 polisin daha ifadesi alındı. Polislerin tümü de Okmeydanı Eren Sokak civarında bulunmadıklarını, başka noktalarda görev yaptıklarını ikisi ise gösteriler boyunca gaz tüfeğini hiç kullanmadığını öne sürdü. Daha önce ifadesi alınan 14 polis de ya Okmeydanı’nda olmadıklarını ya gaz tüfeği kullanmadıklarını ya da o günü ‘hatırlamadıklarını’ anlatmıştı. Polis Hasan Pekşen, olay günü Okmeydanı’nda değil, Mecidiyeköy’de görevli olduğunu ileri sürerek, “Bulunduğumuz mahallerdeyken, şeflerimiz tarafından telefonla aranarak başka yerlere sözlü olarak gönderildik. Sözlü verilen emirlerin daha sonra yazıya çevrildiğini sanmıyorum” dedi. Pekşen, gaz tüfeğini zorunlu olmadıkça kullanmadığını, belirtilen saatte Tarlabaşı’nda SDP önünde görevli olduğunu söyledi. Uğur Yan ise’kalkancı’ olarak görev yaptığını, sürekli E-5’te bulunduğunu öne sürerek, “Niçin gönderildiğimi bilmiyorum” dedi. Yalçın Şengör, Mecidiyeköy’de bulunduğunu ve gaz tüfeği kullanmadığını, Grup Şefi Mehmet Akif Yıldız, Cemal Kamacı Spor Salonu çevresinde durduklarını ve hiç tüfek kullanmadığını anlattı.

 

İlgili Haberler