Biden'ın Suudi Arabistan ziyaretini tanımlayan çarpıcı fotoğraf
ABD Başkanı Joe Biden ve Suudi Veliaht Prensi Muhammed bin Salman'ın yumruklaşarak selamlaştıkları fotoğraf, geziyi özetleyen bir kare olarak görülüyor. Peki, iki liderin görüşmesi ortaya bu fotoğraftan fazlasını çıkarttı mı? BBC Muhabiri Anna Foster'ın analizi.
16 Temmuz 2022 18:24
Çarpıcı bir fotoğraftı. ABD Başkanı ve "parya" diye tanımladığı Suudi Arabistan Veliaht Prensi'yle Cidde'deki Kraliyet Sarayı'nın iştihamında, yumruklarıyla selamlaşıyorlardı.
Suudi Arabistan, Joe Biden'ın ABD Başkanı olmasından bu yanaki ilk Ortadoğu ziyaretinde hep tartışmalı bir başlık olacaktı.
Sadece dört hafta önce Biden, Suudi Arabistan ziyareti sırasında Veliaht Prems Muhammed bin Salman ile görüşmeyeceğini söylemişti.
Biden, Beyaz Saray'a yerleştiği, görevdeki ilk birkaç haftada Suudi Arabistan'ın fiili lideriyle konuşmayı bile reddetmişti.
Biden, "parya" tanımlamasını 2019'da başkanlık seçimi kampanyası sırasında yapmıştı.
CIA'in, gazeteci Cemal Kaşıkçı'nın Suudi Arabistan'ın İstanbul Konsolosluğu'nda hunharca öldürülmesini Veliaht Prens'in onayladıağı sonucuna varmasından sonra gelmişti bu tanımlama.
İlişkiler soğuktu. Sonra başkanın ziyaretinin duyurusu yapıldı.
Hazırlıklar yapılmıştı. Yeşil Beyaz Suudi Arabistan bayrakları, ABD bayraklarıyla yan yanaydı. Havaalanından kraliyet sarayına giden ana güzergah boyunca dizilmişlerdi. Güvenlik önlemleri çok sıkıydı.
Suudiler, tüm dünyanın bu görüşmeyi izleyeceğini biliyordu.
Ortadoğu'nun ve uluslararası toplumun, oturup, ABD Başkanı'nın bu jestinin farkına varmasını istiyorlardı.
İki liderin Cidde'deki görüşmelerinden saatler sonra, Suudi Dışişleri Bakanı Adil bin Ahmed el Cübeyr ile konuştum.
Suudi Arabistan'daki modernleşmeye karşın, ifade özgürlüğü, aktivizim ve rejime muhalefete neden kötü bakıldığını, hatta cezalandırıldığını sordum.
"Sizin muhalefet dediğinize biz terörist diyoruz. Görüşünü ifade ettiğini söyleyebileceğiniz birine biz kışkırtıcı diyoruz" yanıtını verdi.
"Birisi, insanları öldüren bir örgüte para verirse bu görüş açıklamak mıdır, yoksa cinayeti fonlamak mıdır?
"Bu aktivizm değil. Yani mahkemelere bu suçlamalarla geliyorlar. Ama Suudi Arabistan dışında, aktivistlermiş gibi, sadece görüşlerini açıklayan ılımlılarmış gibi gösteriliyorlar"
Peki ya, parya tanımlaması? Biden'in Suudi-Amerikan ilişkileri konusunda neden fikrini değiştirdiğini düşünüyordu?
"Siyasi kampanyalarda olanlar, genelde iktidarada gelince pek yaşamaz. Başkan Trump, kampanya sırasında Suudi Arabistan ile ilgili şeyler söyledi ama iktidardayken kendisiyle harika ilişkilerimiz vardı. Kampanyalarda olanlara 'saçmalık mevsiminde' olanlar derim"
Biden, Veliaht Prens ile görüşmesinde Kaşıkçı cinayetini ve Muhammed bin Salman'ın rolünü konuştukları konusunda ısrarcıydı.
Bu da bizi fotoğrafa geri döndürüyor. Söylenenlere karşı yapılanlar. Bu gezide, Suudiler'in umdukleri her şeyi aldıklarını tarımlayacak bir fotoğraf.
Yenilenen bir stratejik ortaklığa işaret ediyor. Toplantıda ne konuşulmuş olursa olsun, dünyanın geziyi hatırlayacak ve Biden'ın politika değişikliğini gösteren bir fotoğrafı var.
Peki bu durum halkta nasıl yankı buluyor? Başkan'ın ziyareti ve ABD'yle dalgalı ilişkiler konusunda ne düşünüyorlar ?
Gittiğim bir alışveriş merkezindeki birçok kişi ziyaret hakkında konuşmak istemedi. Bazıları umurlarında olmadığını söyledi.
Ama geziyi takip edenlerin aklında tek bir şey vardı: Seyahat.
Bir adam bana "ABD'ye belki on yıldır gitmedim. Hep vizede sorun yaşıyorum" dedi.
"Umarım aramızdaki iletişim yeniden kurulur. Amerika hep iyi bir müttefik oldu. Ama son dönemde işler pek iyi gitmedi. Umarım bu sorunlar düzelir ve herşey eskisinden iyi olur."
"Oraya gidip, okuyabilirsek iyi olur" diyor Shatha el Cemale.
"Ülkelerimiz arasındaki ilişkiler iyi olursa, oraya gitmekten korkmayız. Bazen Amerikalılar oraya gitmemizden korkuyor. Ülkemizle ilgili kötü bir imajları var. Dolayısıyla bu görüşme, bizim zararsız olduğumuzu bilmeleri açısından önemli"
Biden'ın Ortadoğu gezisini eleştirenler, İsrail ve işgal altındaki Batı Şeria'da önemli bir sonuç alınamadığını söylüyor.
Ama, dünyanın en büyük petrol üreticilerini daha çok petrol pompalamaya ikna edip, fiyatları düşürebilirse bu Amerikan seçmenlerince bir zafer gibi görülecek.
Ancak şu ana dek, almak istediğini alıp gideceğine dair çok az işaret var.
Haber, değiştirilmeden kaynağından otomatik olarak eklenmiştir