T24 Haber Merkezi
Çevresel ve sosyal yıkıma neden olacağı gerekçesiyle tartışmaların odağındaki Kanal İstanbul projesi için Bilim Akademisi hazırladığı raporda "ÇED olumlu raporu hatadır" dedi. Rapor Kanal İstanbul'un neden yapılması gerektiğine ilişkin gerekçelere tek tek yanıt veriyor.
Raporda Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın onayladığı ÇED raporu için de "Araştırma önceliği ve yetkinliği olmayan kuruluşlarca hazırlanmakta, projeler bunlara dayandırılmakta, ÇED yönetmeliği büyük ölçekli doğal sistemlere de AVM’lere ya da bir köprü veya yol projesine uygulandığı şekliyle uygulanabilirmiş gibi davranılmakta" deniyor.
Rapor, Bilim Akademisi üyeleri Prof.Dr. Naci Görür, Prof. Dr. Derin Orhon, Prof. Dr. Mehmet Özdoğan ve Prof. Dr. İlhan Tekeli ile ODTÜ Deniz Bilimleri Enstitüsü - İTÜ Avrasya Yer Bilimleri Enstitüsü öğretim üyesi Prof. Dr. Emin Özsoy tarafından hazırlandı.
Rapor, iktidar tarafından Kanal İstanbul için dile getirilen gerekçelere tek tek yanıt veriyor.
"İstanbul Boğazının gemi trafiğini taşımak için yetersiz ve riskli olduğu savı geçerli değildir "diyor.
Bunu da Boğaz trafiği izleme ve düzenleme rejimi içinde kaza istatistiklerine bakarak söylüyor. Kazaların tamamının gemi arızalarından ileri geldiğine vurgu yapıyor.
Kanal İstanbul nedeniyle oluşacak arazi rantına vurgu yapılan raporda "Kanal yapılırsa finansmanı geçiş bedellerinin ve kamu bütçesinden fonların yüklenici firmalara aktarılması ile sağlanacaktır" deniyor.
Kanal İstanbul nedeniyle İstanbul'un yeni göçlerle kontrolsüz büyüyeceğine dikkat çekiliyor.
Raporun diğer tespitleri şöyle:
Kanal İstanbul nedeniyle Sazlıdere barajı, yaklaşık %60 oranda tarım arazisi, ormanlık alanlar, mera ve çayırlar ortadan kalkacaktır.
Şehrin su kaynaklarını besleyen yeraltı suları boşalacak ya da tuzlanacaktır.
Karadeniz’in kirli suyunu Marmara’ya akıtarak Marmara’da oksijen
döngüsünü bozacaktır.
Hafriyat toprağından Karadeniz’e dolgu yapılması ve Küçükçekmece Gölü dibinden taranacak balçığın Marmara’ya etkisi büyük kirlilik ve ekolojik tahribata neden olacaktır.
Ayrıca Kanalın Marmara ağzında oluşturacağı değişiklikler zaten deprem etkilerine açık zayıf zeminli bu bölgede heyelan, kanal ağzının tıkanması ve deniz basması olaylarına yol açarak olası Marmara depreminin tahribatını artıracaktır.
İstanbul şehrini ve çevresini böyle büyük riskler altına atan bu proje Yarımburgaz mağarası gibi insanlık tarihinin en önemli miraslarını da gömmüş olacaktır.
Dünyadan 'yıkım' örnekleri
Bilim insanları Kanal İstanbul'un yaratacağı sonuçları için dünyadan da örnekler veriyor.
1960’larda Sovyetler Birliği’nde sulama projeleri için nehirlerin başka tarafa akıtılmasıyla Aral Gölü'nün kuruduğunu aktarıyor.
Süveyş ve Panama Kanalı örnekleri, uluslararası deniz ticareti kaynaklı ekonomik gerekçelere dayanmakla birlikte büyük sosyal, siyasal ve doğal yıkıma yol açtığı belirtiliyor.
Raporun sonuç bölümünde Kanal İstanbul için "Telafisi imkansız çevresel, sosyal ve
ekonomik etkiler barındıran bu proje ile ilgili ÇED olumlu kararı verilmesi büyük bir hatadır" tespiti yapılıyor.
Raporun tam metni için TIKLAYINIZ