Bilim Kurulu üyesi Prof. Dr. Ateş Kara, Ahmet Hakan'ın sunduğu Tarafsız Bölge programında Koronavirüs salgının seyrine ilişkin açıklamalarda bulundu.
"İllerdeki vaka sayısı etkili olacak"
Kurban Bayramı'nda sokağa çıkma kısıtlamasına karar verilmesi için henüz çok erken olduğunu dile getiren Ateş Kara,"Çok kritik bir süreç içerisindeyiz. Rakamların değişimiyle beraber o ilden olası nüfus hareketliliği önemli. Yani ilden nüfus çıkışı mı olur yoksa girişi mi olur? Hepsini değerlendirmemiz lazım. Bazı illerimizde rakamın çok düşük olduğunu biliyoruz. Daha değerlendirmek için biraz erken. Önümüzdeki hafta illerdeki rakamların ortaya çıkması daha değerlendirici olacak" ifadelerini kullandı.
Vakaların yüksek olduğu iller
Prof. Dr. Ateş Kara; İstanbul, Ankara, İzmir, Diyarbakır, Bursa ve Gaziantep'te Koronavirüs vakalarının yüksek olduğunu belirterek, "Ama böyle devam eder, ya da vaka azalır. Bir şey söylemek için gerçekten erken. 22-23'den sonra daha netleşmiş olur. 1 hafta öncesinden yani" diye konuştu.
Okullarda alınacak önlemler
31 Ağustos'ta açılması planlanan okullarda uygulanabilecek tedbirleri de paylaşan Bilim Kurulu Üyesi Ateş Kara, şu ifadeleri kullandı:
"Normal kısa süreli konuşmalarımızda 1 metrelik mesafe koymamız ideal, ama karşılıklı uzun süre konuştuğumuz durumlarda 1,5 metreye çıkartacaksak çok daha ideal.
Neleri yapmamız gerekir. 2 noktadan hareket etmemiz gerekiyor. Öncellikli olarak virüsü okula sokmamız gerekiyor. Birinci kuralımız, gencimiz virüs aldıysa ateşi, ishali, yorgunluğu olabilir. Bugünkü bulgularla bunlar çocuklarda daha ön planda. Okula gelirken tüm çocukların ateşine bakılması lazım. Ateşi varsa öncelikle Sağlık birimine göndermemiz gerekiyor. Sağlık kuruluşunda değerlendirildikten sonra ya eve ya okula öyle gelecek. Ama ateş çocuktan yüzde 40'ını yakalar yüzde 60'ında virüs varsa yakalama şansı olmayabilir. Bir çocuk özellikle kendi verilerimize baktığımızda, yüzde 90'ı evde başkasından virüsü alıyor. O zaman şunu yapmamız gerekir bizim.
"Okula gelmeden önce ailelerden her gün bir isteğimiz olacak..."
Okula gelmeden önce ailelerden her gün şöyle bir isteğimiz olacak; Bizim evimizde solunum yolu enfeksiyonu geçiren var mı? Bizim evimizde Covid-19 hastalığı tanısı alan var mı? Solunum yolu enfeksiyonuyla, nefes darlığıyla, öksürükle hastaneye giden var mı?
Böyle birisi var dendiği anda bizim çocuğumuzun o gün okula gelmek yerine sağlık birimine gidip değerlendirilecek, ondan sonra okula gelecek. Bu şekilde bir anketle soruları sorup, o çocukların evde kalmaları ya da sağlık kuruluşuna gitmeleri sağlanacak. Eğer ateşi yok ve bu soruların hepsine de hayır diyorlarsa okula gelecekler.
Buna rağmen yüzde 1-2'lik kaçış olabilir. O zaman içerideki yayılımı nasıl keseriz? İçeride yapmamız gereken en önemli şey; yoğunluğu azaltmak, çocuklar arasındaki mesafeyi 1 metrede tutmak. Ders dinlerken evet ama birbirleri ile aktivite yaparken de maskeli olmalarını sağlamak lazım. Eğer ortak alanlarda, kapalı alanlarda hep şunu düşünmek lazım. Hep aynı sınıf, aynı grup ve öğretmenleriyle. Bu sefer 4 metrekarelik alanı uygulamamız lazım.
Bizim bunlar olmadan hiçbir şekilde hareket etmememiz lazım. Belki şöyle olabilir, 3 gün ve 3 gün. 3 gün okullarda çocuklarımızın bir grubu aktif olur, aynı sınıfın diğer grubu da 2. 3 gün de aktif olur. Yani pazartesi, salı, çarşamba bir grup. Perşembe, cuma, cumartesi bir grup şeklinde olabilir. Önümüzdeki dönemin riski olduğunu biliyoruz."