Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Kenan Midilli, İngiltere'de, Güney Afrika'da, ve Brezilya'da ortaya çıkan 3 farklı varyantın üçüncü dalga riski oluşturduğunu söylerken, kısıtlamaların gevşetilmesi için henüz çok erken olduğunu ifade etti.
Prof. Midilli virüsün bulaşıcılık özellikleri ve hastalık üzerindeki seyri üzerindeki etkilerini erkenden fark edebilmek için yakın takip edilmesi gerektiğini söylerken, "Bunu da belli orandaki pozitif örneklerden seçip bunlara tam genom analizi dediğimiz 30 bin bazlık RNA'sının dizilimini çıkararak yapıyoruz (sekanslama). Bunun belli periyodlarda değil, neredeyse gerçek zamanlı olarak izlenmesi gerekiyor. Dünya Sağlık örgütü de o gün ya da o hafta pozitif tespit edilmiş örneklerin, yüzde 2 ila 10'unda sekanslama yapılmasını öneriyor. Türkiye'de bu salgının başından itibaren düzenli dizi analizleri ile virüs takibi yapılamadı. Ciddi bir altyapı gerektiren bir işlem bu. Ancak bu varyantlar ve DSÖ'nün önerileriyle, bunun için harekete geçildi. Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü koordinatörlüğünde düzenli bir DNA dizi analizi ile takip sistemi kurulacak" dedi.
"Bağışıklık tedavileri mutasyonu tetiklemiş olabilir"
Covid-19 virüsünün bu kadar fazla mutasyon biriktirmesinin endişe yarattığını söyleyen Prof. Dr. Midilli, "Virüslerin normalde ayda bir kere değişime (mutasyona) uğramasının bekleriz. Yılda toplam 24, bilemediniz 30 tane mutasyon biriktirmesi bekleniyordu. Ama şu son zamanda karşımıza çıkan bu üç varyantta, neredeyse bir yılda biriktirecek kadar mutasyon var ve bunların biz atalarını (aşama aşama geçmişini) görmüyoruz. Virüs evrimleşmesini epey ilerlettikten sonra karşımıza çıkmış durumda" dedi. Pandemi süresince hastalığın tedavisinde kullanılan immün plazma gibi bağışıklıkla ilgili tedavilerin, bu mutasyonları tetiklemiş olabileceğinin düşünüldüğünü belirten Prof. Dr. Midilli, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu tip tedaviler virüs üzerinde seçtirici baskı dediğimiz (tedaviden kaçmayı öğreten) bir etki yaratıyor. Bu mutantlar büyük ihtimalle bağışıklık sorunu olan yani virüsü kolaylıkla kontrol alına alamayan ya da (immün) plazma tedavisi görmüş kişilerde meydana gelmiş ve ondan sonra toplum içinde yayılmaya başlamış gibi görünüyor"
"Pek çok açıdan sorun yaratan bir tablo"
İngiltere'de (varyant 1), Güney Afrika (varyant 2) ve Brezilya'daki (varyant 3) mutasyonların en büyük tehdit olarak algılandığını söyleyen Prof. Dr. Midilli, "Her üçünde de dikkat çeken noktalardan bir tanesi bulaşıcılıklarının daha yüksek olmasıydı. İngiltere varyantının bulaşıcılık ve ölüm hızının en az yüzde 30 daha yüksek olduğu ortaya çıktı. Bu, pek çok açıdan sorun oluşturacak bir tablo. Birçok ülkede Ocak başında ya da Aralık sonunda tek tük vakalar görülmeye başlandı. Ama o ülkelerde başta Portekiz olmak üzere, İsviçre, Danimarka'da (bu varyantı taşıyan) vaka sayıları çok kaygı verici oranlara ulaştı. Özellikle Portekiz'de şu anda vakaların neredeyse yüzde 60'ının kökeninde İngiltere varyantı olduğu tahmin ediliyor. Diğer ülkelerde de yapılan projeksiyonlara göre, eğer yeterince kontrol altına alınamazsa, bahar aylarında varyantı 1'in bütün Avrupa ve Kuzey Amerika'da baskın hale gelmesi bekleniyor" şeklinde konuştu.
"İki varyant, aşılarda sorun yaratabilir"
Bu üç varyantın içerisinde bağışıklık açısından en büyük sıkıntının Güney Afrika ve Brezilya varyantları olduğuna işaret eden Prof. Dr. Midilli, bunların özellikle aşılar açısından neden büyük endişe yarattığını ise şu şekilde açıkladı:
"Güney Afrika ve Brezilya varyantlarında özel bir aminoasit değişikliği var. Bunların hem doğal bağışıklık, hem de aşıların oluşturacağı bağışıklıktan daha az etkilenme, yani kaçabilme ihtimali olduğu gösterildi. Aşı firmaları da açıkladı bunu. İngiltere'deki varyantın ilk halinin aşılardan etkilenmeyeceği açıklansa da birkaç gün önce yayınlanan bazı bilgiler, İngiltere'deki mutasyonda, Brezilya ve Güney Afrika varyantlarındaki kilit aminoasit değişikliğinin de eklendiği yönünde. Baştan beri en çok korkulan şeylerden bir tanesiydi bu. Yani bu üç varyantta da benzer mutasyonların olması, birbiriyle ilgisiz, farklı coğrafyalarda böyle değişikliklere uğraması, virüsün bu yönde evrimleşmeye gittiğini ve evrimleşme hızının da artmaya başladığını işaret ediyor. Bu da virüsün daha fazla mutasyon biriktirerek, belki tamamen dirençli hale gelme riskini ortaya çıkarıyor."
"Üç mutasyon pandemiyle ilgili tüm planları değiştirdi"
Bu üç yeni mutasyonun dünyada pandemiyle ilgili tüm planları değiştirdiğini belirten Prof. Dr. Kenan Midilli, kısıtlamaların gevşetilmesi için henüz çok erken olduğunu söyledi. Midilli, "Şu anda bütün programlar ve beklentiler değiştirildi. Aşamalardan beklentiler, kısıtlama önlemlerinden beklentileri değiştirdi bu mutasyonlar. Virüs, antikorlara daha fazla direnç kazanmadan toplumun bir an önce aşı ile bağışıklanması, yani salgının kontrol altına alınması için aşılama çalışmalarının hızla yaygınlaştırılması gerekiyor. Ancak burada da bütün dünyada yaşanan aşı tedariği problemi söz konusu. Aşı firmalarının, bu yeni varyantlara karşı güncelleme yapmaları gerekecek. Tüm bunlar aşılamaların gecikmesine sebep olacak. Bu da salgının uzaması, hastanelerin yeniden dolması açısından büyük bir tehdit oluşturuyor. İşte bu nedenlerle elimizdeki en güçlü silah yine kısıtlayıcı önlemler maalesef. Halk sağlığı tedbirlerine devam etmemiz gerekiyor. Özellikle böyle bulaşıcılık hızı yüksek, mortalitesi (ölüm hızı) yüksek bir varyantın baskın hale gelme tehlikesi, hali hazırda devam eden kısıtlama tedbirlerinin çok dikkatli bir şekilde ve çok tartılarak gevşetilmesi zorunluluğunu ortaya çıkarıyor" dedi. (DHA)