Milliyet yazarı Ali Eyüboğlu Sanatçı Yaşam Evi'ni ziyaret etti. Yeni yıla İBB'nin Yakacık'taki Sanatçı Yaşam Evi'nde giren Eyüboğlu, "Sanatçı Yaşam Evi’nde kalanların maddi hiçbir talepleri yok. Yıllarını şov dünyasının içinde geçirmiş, yaptıkları işlerle alkışlanmış, takdir edilmiş insanların tek eksiği yakınları, dostları ve sanatseverlerin manevi ilgisi" dedi.
Kütüphane, bilgisayar, televizyonlu odalar, spor salonu gibi hizmetler sunan Sanatçı Yaşam Evi'nde sinemacı Günay Kosova, yönetmen Tunca Yönder, tiyatrocu Ayten Erman, ses sanatçısı Müzeyyen Üner, yazar Hülya Tozlu, oyuncu Mehtap Anıl kalıyor.
Milliyet'ten Ali Eyüboğlu'nun "Sanatçı Yaşam Evi’nde yılbaşı" başlığıyla yayımlanan (02 Ocak 2015) yazısının tam metni şöyle:
İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin (İBB) Yakacık’taki “Sanatçı Yaşam Evi” daha açılmadan hakkında yazı yazdığım bir yerdi.
POPSAV Başkanı olduğu dönemde Hakan Peker’in eşi olan Arzu Öztoprak, belediyenin yaptırdığı huzurevinden sanatçıların da yararlanması için girişimlerini anlatmış, ben de yazmıştım.
Sanatçı Yaşam Evi’ne gitmekse bu yılbaşına kısmet oldu.
Beyoğlu’nda karşılaştığım sinemacı Günay Kosova, Sanatçı Yaşam Evi’nde nasıl konfor içinde yaşadıklarını öve öve anlatınca, merakımı gidermek için yeni yılı orada karşılamaya karar verdim.
2014’ü Kadir Topbaş’ın da katıldığı bir partiyle kutlayan sanatçıların 2015’e girerken duygularını öğrenmek için İBB’den gerekli izni aldıktan sonra Yakacık’ın yolunu tuttum. Yakacık’taki Sanatçı Yaşam Evi, 76 kişiyi ağırlayabilecek bir tesis. Şimdilik sinema, müzik ve edebiyat dünyasından misafirleri var.
Kimler mi bunlar?
TRT’de yayınlanan “Şair Evlenmesi”yle Türk televizyonlarının ilk drama yönetmeni olan ve yönettiği Üvey Baba, Küçük Besleme, Çökertme, Bir Aşk Uğruna, Ayaşlı ve Kiracıları, Yorgun Savaşçı, Bir Tren Yolculuğu gibi onlarca filmi, rol aldığı birçok film ve tiyatro oyunu olan, önemli festivallerden ödül kazanmış senarist, oyuncu ve yönetmen Tunca Yönder.
1959’da “Kanlı Sevda”yla başlayan ve çoğunun senaryosunu kendi yazdığı Otobüs Yolcuları, Karanlıkta Uyananlar, Harakiri, Sevmek, Yayla Kızı, Dertli, Öksüzler, İkibin Yılın Sevgilisi, Pamuk Prenses ve 7 Cüceler, Silah ve Namus, Bana Derler Fosforlu, Aşkım Günahımdır, Kan Davası, Beyoğlu’nda Vuruşanlar, Biraz Kül Biraz Duman, Kanun Benim, Bu Şehrin Belalısı, Kanunsuz Yol, Yiğit Yaralı Olur, Kızgın Delikanlı, Ayşecik Fakir Prenses, Rıfat Diye Biri gibi onlarca filmi yöneten Ertem Göreç.
Bataklıkta Bir Asansör ve Renkayistan gibi kitapların yazarı Hülya Tozlu.
120 civarında filmde ve Mahallenin Muhtarları dizisinde 13 yıl oynayan Mehtap Anıl.
Tosun Paşa, En Büyük Şaban, Şendul Şaban gibi filmlerin yanı sıra 80 yıllık ömrünün 65 yılını tiyatro sahnesinde geçiren, Ayşen Gruda ve Ayben Erman’ın ablası, Şemsi İnkaya’nın eski eşi Ayten Erman. Ses sanatçısı Müzeyyen Üner (Bursalı).
200 civarında filmin senaryosunu yazan, 10 yıl Yılmaz Güney’in daktilosunu taşıyıp söylediklerini senaryolaştıran ve yedi filmde oynayan Ali Fuat Kalkan. Ünlü kameraman Tosun Bayri.
Onlarca filme senarist, yönetmen ve yapımcı olarak imza atan Günay Kosova.
Oyuncu Bilal Gülcan, merhum oyuncu Mürüvvet Sim’in oğlu kameraman Zafer Caymaz, dansçı Mehmet Nuri Özpınar. Ve yakında burada yaşamaya başlayacak “Kız Sen İstanbul’un Neresindensin?” şarkısıyla tanıdığımız Ünal Narçın.
Otel gibi tesiste bir oda, beş ada.
Günay Kosova’nın deyimiyle “Bir oda, beş adalı ve 10 yıldızlı tesis”te konaklayan sanat dünyasının misafirlerine Fatih Aksu’nun yönetiminde 27 personel hizmet veriyor. Belediyenin haftada iki kez tiyatroya, bir kez sinemaya, bir kez de deniz kenarında kahvaltıya götürmek gibi ekstra hizmetler sunduğu Sanatçı Yaşam Evi’nin konuklarıyla karşıladık yeni yılı.
Belediyenin kütüphaneden bilgisayara, televizyonlu odalardan spor salonuna kadar her türlü konforu sunduğu misafirlerin dönüp dönüp vurguladıkları iki hizmet daha var.
Bunlardan biri 7x24 sağlık hizmeti, diğeri de kişisel giderlerini karşılamaları için 350 liralık harçlık. Emekli maaşını belediyeye bağışlayan da maaşı olmayan da alıyor bu hizmeti.
Tek eksikleri manevi ilgi
22.00 - 00.15 arasında tek tek sohbet etme imkânı buldum Sanatçı Yaşam Evi’nin ünlü misafirleriyle.
O kadar çok şey anlattılar ki kendilerine dair. Hepsini yazmam olanaksız. Ancak özetlemek gerekirse, Sanatçı Yaşam Evi’nde kalanların maddi hiçbir talepleri yok. Yıllarını şov dünyasının içinde geçirmiş, yaptıkları işlerle alkışlanmış, takdir edilmiş insanların tek eksiği yakınları, dostları ve sanatseverlerin manevi ilgisi.
Yaşları gereği sağlık sorunu yaşayanların üzerlerinde isimlerin yazılı olduğu ilaç dolapları var. Belediyenin sunduğu imkânlar, doktor kontrolü ve hemşire gözetiminde kullanılan bu ilaçlar fiziki ve maddi sorunlarına çare oluyor. Geriye kalan tek şey ise manevi tatmin. Sanatçı dostları ve yakınlarının ilgisiyle mümkün bu.
Aralarından ayrılırken senarist Ali Fuat Kalkan, kulağıma eğilip şöyle dedi:
“Burada kalmak isteyen muhtaç durumda çok sanatçı var, ama ‘Huzurevine düştü’ denmesinden çekiniyorlar.”
Belediye sırf bu nedenle olsa gerek tesisin adını “Yaşam Evi” koydu, ama demek ki bu, yılların algısını değiştirmeye yetmedi.
Günün sözü
“Bir insanı tanımak istiyorsanız, onu büyük bir mevkiye getirin.” (Jean de La Bruyere)