Gündem

Bir ‘saldırı’ hikâyesi: Her şeye rağmen, İstanbul’dan ayrıldığımıza üzgünüz

“Dün hayatımızdaki en kötü günlerden biriydi, bugünse en iyilerinden bir”

03 Temmuz 2016 22:45

Peş peşe meydana gelen terör saldırıları Türkiye’deki insanların ‘güvenlik’ hissiyatını yerle bir etmişken, bu topraklarda yaşamanın direnmeyi, misafirperverliği ve kucak açmayı da beraberinde getirdiğinin farkında olan bir aile, İngiltere’den gelip de Vietnam’a gitmeye hazırlanırken kendilerini Atatürk Havalimanı’nda meydana gelen saldırının ortasında bulan 3 genç kadına hem evinde hissettirdi hem de yola devam etme gücü verdi.

İstanbul’dan aktarma yaparak Vietnam’a gitmeyi planlayan Sophia, Anina ve Molly’nin yaşananlardan sonraki kararı seyahatlerine son vererek eve dönmekken; fırsatçı taksicilere inat ‘temiz birer nevresim, Türk kahvaltısı ve en önemlisi aile kucağıyla’ onları evlerinde misafir eden Uzun ailesi sayesinde, bu üç genç kadın şimdi Hanoi'de bir postanede yeni ailelerine de kart yolluyor.

Neler olduğundan habersiz bir şekilde saat 22.30 sularında Atatürk Havalimanı’na inen Sophia Reeve, Anina Atkinson ve Molly Midgley’e terminale gitmek için bindikleri otobüslerin uçağa dönmesinden sonra söylenen ilk şey, havalimanında ‘küçük bir saldırı’ yaşandığıydı.

“Bize ‘küçük bir saldırı’ nedeniyle uçağa geri dönmemiz gerektiği söylendi. İki saat boyunca uçakta oturduk ve İngiltere'deki ailelerimiz bize neler duyduklarını anlattı. Uçuş görevlileri de bir şey bilmiyordu. Hosteslerden biri sesli bir şekilde ağlıyordu ve çok üzgündü, diğerleri ise su ve sandviç dağıtıyordu. -Molly”

İki saatlik bir beklemenin ardından yeniden otobüslere bindirilerek alana gönderilen kızlar, kendilerini hiç beklemedikleri bir kaosun içinde bulurken, aynı anda İngiltere’yle Türkiye arasında yetkililerin beceremediği bir iletişim ağı kuruldu.

“Otobüslere ikinci kez bindirilip de havalimanına doğru yola çıktığımızda gerçekten çok gergin, yorgun ve açıkçası neler yaşandığından habersizdik. İnmemiz için otobüsün kapılarını açtıkları anda binadaki insanların çığlık attığını ve koştuğunu gördük. Bizi otobüsten attılar ve hemen geri döndüler. Tükenmiştik ve durumun ne kadar kötü olduğunu o an anladık. Seyahate devam etmek istemediğimize ve eve dönmenin doğru olacağına karar verdik. -Sophia”

'Dün gece için neredeyse teşekkür edeceğim. Bu garip ama sanki birbirimizi yıllardır tanıyormuşum gibi hissetiyorum. Bu dünya daha güvenli olmayacak, en azından bizim jenerasyonumuz için. Ama hala iyi insanlar var ve onlar yardım etmeye devam ediyor.'



Kızlar havalimanındaki kaos ortamından çıkmaya çalışırken Molly’nin annesinin en yakın arkadaşı Ebru Garnett’in panik içindeki yardım çağrısına İstanbul’dan cevap veren kuzeni Özgür Uzun da onları almak için havaalanına doğru yola çıktı.

“İlk başta saldırının şiddetini ve Özgür’ün ne kadar cesurca davrandığını anlamamıştık. İngiliz arkadaşlarımla konuşurken hepsi Özgür’ün hiç tanımadığı kişiler için yeniden saldırı yaşanması ihtimali olan bir yere hiç düşünmeden gitmesinden çok etkilendiler. -Ebru Garnett”

Yaşananların boyutunu havalimanı binasına varmalarının ardından fark eden kızlar, ne yapmalarını ya da nereye gitmelerini söylecek ‘minimum yardımla’ karşılaştı.

“Çevrede yardım isteyebileceğimiz kimse yoktu. Turistler neyin en iyisi olduğuna karar vermek için kendi aralarında konuşuyordu. Önceliğimizin panik yapmamak ve bir an önce alandan ayrılmak olduğuna karar verdik. Yerler cam kırıklarıyla ve kanla kaplıydı ama çatının tamamen çöktüğü ana alanı görmememiz için etrafını kapatmışlardı. -Anina”

Kalabalığı takip ederek alandan çıkmalarının ardından çevredeki polislerden birinin telefonundan ‘kahramanları’ Özgür’e ulaşan kızların sonrasında hissettikleri ise, modern çağın kesişim noktalarından biri sayılan havalimanlarına saldırı düzenleyerek hayatın akışını sekteye uğratmak ve ‘yüreklere korku salmak’ isteyen terör örgütünün amaçlarını alt eder nitelikteydi.

“Özgür’e ulaştığımızda inanılmaz şekilde mutluyduk ama bir taraftan da hala şok içindeydik ve neler yaşandığına inanamıyorduk. Özgür’ün ailesinin evine vardığımızda neler yaşandığına inanamadık çünkü onlar bizi kucaklarını açarak karşıladılar ve kendimizi evimizde hissettik. -Anina”

Sophie, Molly ve Anina için kötü başlayan ve bitirmeye karar verdikleri yolculukla ilgili sıkıntıları, Uzun ailesinin evine varmalarıyla sona erdi. Saldırı sonrasında şok içinde olan kızlar, evlerinden ya da planladıkları varış noktasından binlerce kilometre mesafedeki bir evde, kendilerini yeni ailelerinin yanında buldu.

“O akşam mucizevi bir şey oldu, tüm aile bizim yanımızdaydı, sahilde dolaştık ve bir bara oturduk. Bebekle oynadık, konuştuk, hatta içeceklerimizi Türkçe nasıl sipariş verebileceğimizi öğrendik ve üçümüz önceki gece yaşananları unuttuk. Yeniden mutluyduk ve eve dönmemize gerek olmadığına, yola devam edebileceğimize karar verdik. Dünyada bizi ağırlayan aile kadar güzel insanlar olduğunu da biliyorduk. -Molly”

‘Aile evinde’ geçirdikleri günün ardından seyahatlerine devam etme kararı alan Molly, Sophia ve Anina şimdi Vietnam’da. Yaşananlara rağmen ‘İstanbul’dan ayrıldıklarına üzgün olduklarını’ söyleyen kızların, artık bayramlarda aramaları gereken bir aileleri daha var.

“Beni asıl mutlu eden şey, onların da ertesi gün biletlerini alıp yolculuklarına kaldıkları yerden karar vermeleri oldu. 19 yaşında bu cesaret ve kararlılıkta olmaları beni çok mutlu etti. Bence bu açıdan bizler kadar kızlar da çok güzel bir mesaj verdiler ve terörün yolculuklarına bir şekilde engel olmasının önüne geçtiler. -Özgür”

“Saldırıdan sonraki gün kuzenimin evini aradığımda arkadan gülüşmeler geliyordu. Molly telefona geldiğinde, ‘Dün hayatımızdaki en kötü günlerden biriydi, bugünse en iyilerinden biri. Aylardır yaptığımız diyet vakit kaybıymış, bugün dünyayı yedik’ dedi. Seyahatlerine devam edecekler ve bir sürü dost edindiler. İşte bu, bize saldıranları nasıl yeneceğimizin cevabı. - Ebru Garnett”