Birgün gazetesi yazarı ve iletişimci Ümit Alan, "Doğrulama kuruluşları polemiğe girerse ne olur?" başlıklı yazısında T24'ün "Teyit.org, Boğaziçi öğrencisi Şeyma Altundal’ı hedef alan iktidar medyası yayınlarını raporunda paylaşmadı” başlıklı haberi ile doğrulama mecrası Teyit.org'un kurucusu Mehmet Atakan Foça'nın yanıtlarını değerlendirdi.
"Bu haftaki Köşe Vuruşu’nda Teyit.org ve T24 arasında yaşanan olaya ve doğrulamanın önemine değinmek istiyorum" diyen Ümit Alan "Bir doğrulama kuruluşunun önemine ve sosyal medya kuyusunda sözüne güvenebileceğimiz birilerinin kalmasının değerine inanan biri olarak bu tartışmayı son derece üzücü ve tehlikeli buldum. Gazetecinin işi doğrulanmak zorunda kalmayacağı bir haber yapmaktır evet ama doğrulama kuruluşunun işi de olayları asla kişiselleştirmemektir" ifadesini kullandı.
Alan değerlendirmesinde şöyle yazdı:
"Sosyal medya çağında bağımsız kalan ve tarafsızlığını yitirmeyen doğrulama kuruluşlarının gerekliliğine inanıyorum. Teyit.org konusunda da olumsuz bir önyargıya sahip değilim. Yaptıkları işin değerli olduğunu düşünüyorum. Sosyal medya platformlarının ülkeler bazında doğrulama kuruluşlarıyla iş birliğine gitmesi de önemli. Dolayısıyla Facebook’tan doğrulama hizmeti için ücret alıyor olmalarında da garipsenecek bir durum yok. Ancak şunu belirtmek gerekir ki hem bu alışveriş hem de doğrulama işinin niteliği, onlara bir hakem görevi yüklüyor ve bu son derece dikkatli olunması gereken bir pozisyon.
...
Teyit, iktidar medyasını koruyor iddiasına da muhalefete yakın medyayı koruyor iddiasına da aynı oranda katılmam. Yandaş medyayı koruyacak bir kuruluş, polisin yayımladığı videoyu teyit etmez zaten. Görünen o ki, bir iş eksik yapılmış. Olabilir, insan işidir. Ancak sistematik saldırı olduğunu, gelir kaybı yüzünden yaşandığını, birilerinin canını yaktığını düşünseniz dahi bunları belirten polemiklere girerseniz, ‘hakem’ konumunu korumak zorlaşır. Bu, futbol maçının hakeminin maçtan sonra yayına bağlanıp yorumcular ve takımlarla tartışmaya girmesine benzer. Konu ne olursa olsun taraf olmuştur artık. Bu tarz açıklamalar, son derece kurumsal bir dille yapılır, eksik varsa düzeltilir, hata varsa özür dilenir. Doğrulama gibi aşırı derecede güvene dayanan bir işin içindeyseniz, polemikçi üslup sadece polemiği yapana değil, hakikatin peşinde olan herkese zarar verir. “Biz hakikat için savaşıyoruz, onlar canı yandığı için bize saldırıyor” tarzı iddialaşmaların bana kalırsa bu işte yeri yok. Bir doğrulama kuruluşunun önemine ve sosyal medya kuyusunda sözüne güvenebileceğimiz birilerinin kalmasının değerine inanan biri olarak bu tartışmayı son derece üzücü ve tehlikeli buldum. Gazetecinin işi doğrulanmak zorunda kalmayacağı bir haber yapmaktır evet ama doğrulama kuruluşunun işi de olayları asla kişiselleştirmemektir.
*Yazıyı yazdığım cumartesi (20 Şubat) öğleden sonra, Teyit’e eklenen haber kuruluşlarının (TRT Haber, Yeni Şafak, Sabah) söz konusu paylaşımları Facebook’ta yanlış bilgi diye işaretlenmemişti."
HaberTürk yazarı Fatih Altaylı da bugün köşesinde "Uluslararası ilaç devlerinin ürettiği Quercetin'in Türkiye’de aynı kökenden gelen etken madde ile üretildiğini ancak tanıtımının Facebook tarafından da engellendiğini" belirterek "İlaç sektörünün kirliliği bilinmeyen bir şey değil. Teyit.org’un buna alet olması ise üzücü. En azından 'Ben bunu araştıracak yetkinlikte değilim' demesi gerekirdi" demişti.