Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, "Birinci sınıf demokrasi, hukuk devleti şart, hukuk yoksa zenginler olur ama ülke zenginleşemez" dedi. "Bir ülkenin kendine demokratik cumhuriyet demesi yetmiyor" diyen Babacan, "Çok önemli reformlar yaptık. Herkesin kolayca anlayacağı açık net sağlam bir anayasa lazım" ifadesini kullandı.
Babacan, dolar kurunun yükselmesiyle ilgili olarak, “Euro-dolar totosu oynanıyor bugünlerde. Kendi içimizdeki tartışmalar da kurun yükselmesinde etkili oldu. Ama bu durum bize özel değil” diye konuştu.
Babacan, Uludağ Ekonomi Zirvesi’nde açıklamalarda bulunuyor.
Babacan'ın açıklamalarından satır başları şöyle:
"4.'sünü gerçekleştirdiğimiz zirvede dünya konjonktürünü ele almak istiyorum. Dünya ekonomisine Türkiye olarak G20 olarak nasıl katkıda bulunucağız sizinle paylamak istiyorum. Küresel ekonomiden bugüne kadar 7-8 yıllık bir dönem geçti. Finans sektöründe etkisi daha derin ve uzun sürüyor. Bir çok ülkede büyük sorunlar var.
Dolardaki artışta içerideki tartışmalar da etkili oldu. Şu sıralar Euro-Dolar totosu oynanıyor. Herkes bir rakam söylüyor. Ama şuna inanın ki böyle bir şeyi ne Amerikan Merkez Bankası, ne de Avrupa Merkez Bankası başkanları bilebilir. Ancak beklentilerini dile getirebilirler. Bu tarz dalgalanmalar bir çok ülkede gerçekleşti."
AB'de önemli problem yapısal reformların gerçekleştirilmemesi. AB'deki durgunluk temel ihraç pazarımız olduğu için bizi ilgilendiriyor.
Gelişmekte olan ülkelerin büyüme hızı son 10 yılda daha düşük. Bu yıl yüzde 50'yi tutturabilirmiyizin endişesine tutuldular. Brezilya'ya baktığımızda büyüme durdu. Gelilmekte olan ülkelere baktığımızda tablo eskisi kadar iç açıcı değil.
‘İç tartışmalar lirayı zayıflattı’
İçimizdeki tartışmalar TL'deki dalgalanmanın boyunu arttırdı. Tüm para birimleri dolar karşısında değer kaybetti. G20 bünyesinde kurulacak kobi platformunun anlaşması kısa zamanda imzalanacak.
Yatırımlar akıllıca yapılırsa o yatırım yıllarca ülkenin verimliliğine katkısı olur. Her yatırım aynı değer ve katkıda değil. Artık kaynaklar çok bol değil pek çok ülkede bütçe sorunu var. Bazı ülkelerde mali alan yok. Bu noktada kamu özel ortaklıkları çok önemli. Bununla ilgili başta Dünya Bankası olarak görev verdik. Hukiki ve finansman olarak standartlaşması için hukuki çerçeveyi nasıl daha güvenilir hale getirebilirz ki özel sektör yatıırm yapabilsin.Bu projelere menkul kıymetler vasıtasıyla yatırım yapmalarını nasıl sağlayabiliriz bu da önimizdeki gündemin konusu.
‘Demokrasi var demekle demokrasi gelmiyor’
Her ülke kendi kendini demokratik olarak tanımlıyabilir. Daha ne istiyoruz ki diyebilir. Hukuk devleti olmak konusunda tamam benim kanunlarım var daha ne istiyorsunuz diyebilir. Oysa gerçek bu değil. Hukuk konusunda uluslararası ölçütlerde uluslararası mukayese edilebilir şekilde başarı ortaya koymak gerekiyor. Bunun için bir ülkenin kendi kendine bakabileceği ayna. Bir ülkenin kendine demokratik cumhuriyet demesi yetmiyor. Çok önemli reformlar yaptık. Herkesin kolayca anlayacağı açık net sağlam bir anayasa uluslararası. Hukukun üstünlüğü, güvenliği…
‘Birinci sınıf demokrasi için...’
Gri alanların olmadığı, yasaların açık açık yazılıp çizildiği bir düzen… Birinci sınıf demokrasi olmamız için hukuk devleti olmamız şart. İşte ancak bunları sağlarsak Türkiye'de gerçek anlamda bir hukuk devleti olabiliriz. İleri ekonomi olmak için hukuk devleti olmak şart. Hukuk olmazsa demokrasi kendi başına yeterli değil, halkı kaosa götürebilir. Hukuk yoksa bir ülkede zenginler olabilir am tüm ülke zenginleşemez. Adalet Bakanlığımızda 3 bakanımız ayrılmak zorunda kaldılar. Adalet Bakanlığı'nın çalıştığı bir taslağı bizimle paylaştı. İyi bir çalışma, güzel tespitler var. Belki seçimden önce bunun her yönünü tartışmak doğru değil ama seçimde sonra yargı reformunu gerçekleştirmek önemli.
‘Güven büyük tahribat aldı’
17-25 Aralık süreci Türkiye'yi en çok yaraladığı nokta yargıya olan güvenin çok büyük bir tahribat alması. Bir paralel yapının yargı sistemini kullanarak kendi amaçlarına ulaşmaya çalışma ve böylesi sıkıntılı bir ortama sürüklemesi kabul edilebilir değil. Yargının mutlaka hakimlerin hür vicdani ile çalışması lazım. Ben artık hazine borçlanmalarıyla ilgili haber görmüyorum gazetelerde. Eskiden ekonomi sayfalarında şöyle oldu, böyle oldu yazıyordu. Ortadan kalktı çok şükür. 2018'e kadar kalkınma planı açıkladık ve takvime bağladık. Yeter ki uygulayalım. Bunlar kolay işler değil. Bu kadar kendini bağlamak, sonra gelin beni denetleyin demek kolay değil. Her ülke yapamıyor bunları.
‘MB'nin bağımsızlığı var’
Sorumlu Merkez Bankası. Tabii ki hükümet genel çerçeveyi çiziyor, yasada çok açık yazılı. Ama MB'nin araç bağımsızlığı var kendi hareket alanı var. O noktada şu an ihtiyaç duyduğumuz öngörülebilirlik. Sadece MB tarafından yapılan iyi bir iletişim ve güven uyandıran uygulamalar. Zor bir dönemden geçiyor olsak da kendi içimizde kendi politikamızı iyi yaparsak Türkiye için korkulacak bir şey yok. Her türlü senaryoya hazır olalım.
‘Belirsizlikleri aşmamız lazım’
Para politikalarıyla ilgili belirsizlikleri aşmamız lazım. Geçen senenin istihdam durumları çıktı. Yüzde 5.8'lik artış var istihdamda. Bu artış olağanüstü bir şey. Özel sektörün geleceğe güvenle baktığını gösteriyor. Özellikle kadınların iş gücü çok hızlandı, iş gücüne katılma oranlar erkeklerle eşitlendi. Bu iyi bir trend… Üretimde verimliliğin artması. Geçici suni büyüme değil. Yapısal ayağı sağlam olan bir büyümeyi artırmak gerek. İç dinamiklerimizde büyüme oranımız yüzde 3 gözüküyor."