Bodrum'da Kent Konseyi Ekoloji Ve Bodrum Kimliği inisiyatifi, plajların işgal ediliyor olması üzerine çağrı yaptı. Kent Konseyi adına basın açıklamasını okuyan Çiğdem Erko, “Bizler kendimize ait olanın peşindeyiz, onlarsa rantın. Bizler denizlerin özgürleşmesini talep ediyoruz, onlarsa işgali. Bizler halkı kumsalla, kumsalı ise denizle buluşturacağız diyoruz. Onlarsa tel örgüler ile hayatı kuşatıyorlar" ifadelerini kullandı. Erko ayrıca "Bizler çok basit bir şekilde Anayasa’nın 43. maddesi kıyıların kullanımını kamuya yani bizlere bırakmıştır diyoruz. Son sözü biz söyleyeceğiz" dedi.
Ayhan Karahan’ın haberine göre çevre aktivistlerinden ve aynı zamanda Turgutreis’te işletmecilik yapan Osman Akkuş, “Bu konuda çok hassasız. Bizlere, kamuya ait olan bu alanların işgaline bu zamana dek yeterli tepkiyi göstermememiz zaten ayıbımızdı. Bu ayıbı elbirlik temizleyeceğiz” görüşünü dile getirdi.
Kent Konseyi’nden Funda Çavdar ise; “Her ay bir etkinlik düzenleyeceğiz. Bu ayın etkinliği plaj işgalleri üzerine. Yanlış bir algı var. Ecrimisili kiralama sanıyorlar. Ecrimisil işgaldir ve suçtur” ifadesini kullandı.
Turgutreis Günbatımı Plajında gerçekleşen buluşma sonrası katılımcılar iş yerlerine, deniz kenarındaki kafeteryalarda oturan müşterilere, pazarda bulunan halka konuyla ilgili görüşlerini aktararak destek talep ettiler. Topluluk daha sonra La Blanche otele doğru plajdan yürüyüşe geçti. Ellerinde; “Plaj İşgaline Hayır”, “Denizde Eşkiya Var”, “Denizlere Özgürlük” gibi dövizler taşıyan eylemciler 2 kilometrelik plaj yürüyüşü boyunca da; “Kıyılar Halkındır, İşgal Ettirmeyiz”, “Plajlar Halkındır, Halkın Kalacak” sloganları attı.
Eylemcilere, tatilcilerden ve esnaftan destek
Plaj yürüyüşü esnasında plajda bulunan tatilcilerden ve yol boyu yürüyen vatandaşlardan alkışlı destek geldi. Turgutreis’te büfe işletmeciliği yapan Muhittin Dengiz, “Eylemciler çok haklı olarak yılların yarasına parmak basıyorlar. Plaj işgali bizleri de ekonomik olarak olumsuz etkiliyor. Haklarının olmadığı yerde aldıkları astronomik şezlong paraları ile bu sözüm ona turizmciler sadace kötü etkilemiyorlar. Kendi bindikleri dalı da kesiyorlar” dedi.
Turgutreis’te 2 çocuğu ile tatilde olan Buket Yetişsin: “Didim’den geldik. Orada da benzer sorun vardı. Halkın ve belediyenin işbirliği ile bu konuda önemli aşamalar kaydedildi. Şezlong parası ile turizmcilik olmaz. Bu dar bakış açısıdır. Burada söz konusu olan sadece tel örgülerle, duvarlarla, parmaklıklarla fiziki bir bölünme değildir. Bu uygulamalarla ortak yaşam kültürü de yok edilmektedir” ifadesini kullandı.
"Varsa yoksa benim cici rantım diyorlar"
Kent Konseyi adına basın açıklamasını okuyan Çiğdem Erko: “Bizler kendimize ait olanın peşindeyiz, onlarsa rantın… Bizler denizlerin özgürleşmesini talep ediyoruz, onlarsa işgali. Bizler halkı kumsalla, kumsalı ise denizle buluşturacağız diyoruz. Onlarsa tel örgüler ile hayatı kuşatıyorlar.
Bizler barış ve mutluluk uyumlu bir doğa ile mümkündür diyoruz. Onlar ise şu anda da tanık olduğumuz gibi acımasızlığı ve hoşgörüsüzlüğü şiar edinmişler. Bizler çok basit bir şekilde Anayasa’nın 43 maddesi kıyıların kullanımını kamuya yani bizlere bırakmıştır diyoruz. Onlarsa yasa, masa tanımam. Varsa yoksa benim cici rantım diyorlar. Ama son sözü biz söyleyeceğiz. Kazanan denizlerimiz, koylarımız, plajlarımız yani sadace bizler değil aynı zamanda hayatın kendisi olacaktır” dedi. Etkinlik sonrası etkinlik katılımcıları, “Donkişot Cafe’de” değerlendirme toplantısı yaptı.
Değerlendirme toplantısında plajlarla ilgili mücadelenin derinleştirilmesi gerektiği, peşinin bırakılmamasının önemli olduğu, etkinlikte de görüldüğü gibi işgalcilerin sonuna kadar şanslarını zorlayacağı görüşleri dile getirildi.