DW: Sayın Avrupa Parlamentosu Başkanı, “Büyük Britanya'nın AB'de kalacağına iddiaya girerim”, diyorsunuz. Britanyalıların AB'de kalmalarını gerektiren nedenler hangileridir?
Schulz: “Büyük Britanya, Avrupa iç pazarının en büyük ikinci ekonomisine sahip. Yediler Grubu ve Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi daimi üyesi. Bu üç kriter Britanyasız AB'nin ekonomik olduğu kadar dünya politikasındaki ağırlığını da kaybedeceğini göstermeye yeter.”
DW: Diğer üye ülkelerin Britanya'yı örnek almaları ihtimali de var. Adanın kopması AB'nin çözülme sürecine önayak olabilir. Britanyasız kalması sadece AB'ye mi zarar verir?
Schulz: “Büyük Britanya neden Yediler Grubu'nda yer alıyor? Nasıl iç pazarın ikinci büyük ekonomisi haline geldi? Avrupa iç pazarından sınırsız yararlanabildiği için. Bu avantajı kaybetmesi Britanya'nın zararına olur.”
DW: Britanya ürettiğinin yarıdan fazlasını AB'deki ortaklarına satıyor. İthal ettiği malların da yarıdan fazlasını AB ülkelerinden alıyor. Bu Britanya'nın AB ülkeleriyle nasıl kenetlendiğini gösterir. AB'den ayrılması iç pazar avantajını da kaybetmesi anlamına gelir. Kalabilmesi için bir dizi yeni anlaşma yapılması gerekecektir. Sizce bu mümkün mü?
Schulz: “Britanya AB'den ayrılırsa iç pazara ortak olabilmek için Brüksel ile müzakere masasına oturmak zorunda kalır. Bunu az fedakârlıkla başarabileceğine ihtimal vermiyorum.”
DW: İç Pazar, ekonomi ve politika… Bunlar kulağa tutkunluk değil de mantık evliliği gibi çalınıyor. Britanyalıların birleşmiş Avrupa'da Avrupalı gibi yaşama isteklerine ne oldu?
Schulz: “Çoğunluğun kalmak istediğine iddiaya girebilirim. Ama hissi değil, pragmacı nedenlerle. Hayatta hissiyata fazla yer vermeyip pragmacı davranmanın kötü olduğu da söylenemez.”
DW: Pragmacılar kazanırsa Büyük Britanya 43 yıl önce katıldığı AB'nin üyesi olarak kalacak. Britanya ilk genişleme süreci sırasında İrlanda ve Danimarka ile birlikte topluluğa katılmıştı. Hissiyat ağır basarsa ipleri koparıp AB'den uzaklaşacak. Bu adımı atması sizce doğru olur mu?
Schulz: “21'inci Yüzyıl'ın çoklu iki taraflılık çağı, yani yüzlerce devletin aralarında ikili ilişkiler kurduğu bir yüzyıl olduğu kanaatinde değilim. Uzun vadede dünyayı çeşitli bölgeler arasındaki rekabet kadar işbirliğinin de beklediğini tahmin ediyorum.”
DW: Rekabet sadece ekonomik ve siyasi alanda olmuyor. Aynı zamanda herkesin tek bir topun peşinde koştuğu yeşil sahada da amansız rekabet var. Britanya AB'den ayrılsa bile İngiltere milli takımı Avrupa şampiyonalarına katılabilecek. Almanya'nın Avrupa Şampiyonası'nı kazanmasını arzuladığınızı biliyoruz. İngilizlere de şans tanıyor musunuz?
Schulz: “İngilizlerin birkaç maçını seyrettim. Ne kadar modern, alışılmışın dışında ve teknik beceriyle oynadıklarını görünce şaşırdım. Genç ve yetenekli futbolcuları var. Bu nedenle Avrupa Şampiyonası'nda da İngilizlerin sürpriz yapması beklenebilir.”
Aynı sürprizi AB referandumunda da yapabilirler. Kalarak, ya da ayrılarak. Top şimdi Britanyalılarda.