Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Hüseyin Baş, Suriye'deki son gelişmeleri değerlendirerek, “ABD ve İsrail'in 40-50 yılı aşkın zamandır Orta Doğu'da kurmak istediği düzenin önündeki tüm engeller bir anda kaldırıldı. Şimdi İsrail kontrol ettiği bölgelerle karşısındaki Kıbrıs'la birlikte bir anlaşma yaparak oradaki doğal kaynaklara hükmetmek istiyor. Ben görüyorum ki siz yarın bu Kıbrıs'ı da Amerika'nın, İsrail'in emellerine feda edecek, oyuncak edeceksiniz, bunu yapmayın” diye konuştu.
NE OLMUŞTU | Beşar Esad devrildi, HTŞ iktidarda; neler oluyor?
BTP Genel Başkanı Baş, partisinin Adana 8. Olağan İl Kongresi’ne katıldı. BTP lideri Baş, Ahmet Haznedar’ın il başkanı seçildiği kongrede Suriye’deki son gelişmeleri değerlendirdi. İsrail’in Gazze, Lübnan saldırıları ve ardından yaşanan gelişmelere dikkati çeken BTP lideri, Akdeniz’in İsrail gölü haline getirilmek istendiğini belirtti. Baş, şunları söyledi:
“Amerika'nın ve İsrail'in 40-50 yılı aşkın zamandır Orta Doğu'da kurmak istediği düzenin önündeki tüm engeller bir anda kaldırıldı. Sonuçları bu olan hareketten daha öncesinden haberdar olan iktidar yetkilileri olayı sahiplenmek adına hemen çıktılar ve ‘Bu işin kontrolü bizde. Bu işi biz yaptık. Bu işi bu noktaya biz getirdik’ gibi rüzgar estiriyor. Sayın Cumhurbaşkanımız bu konulara ilişkin bir açıklama yaptı ve ‘Suriye'deki olaylara ilişkin akla ziyan komplo teorileri üretiliyor. Biz 2000 yıllık devlet aklıyla ilerliyoruz’ dedi. Ben haberi okuduğum anda, ‘Amerika kurulalı 2000 yıl oldu mu’ diye sordum. Sizin devlet aklı dediğiniz Amerika'nın aklı. Bunu biz 100 defa, 200 defa, 500 defa gördük. Şimdi bir de bu ‘2000 yıllık devlet aklı’ dediğimiz kavram Türk devleti aklıdır. Bugün ne hazindir ki Türklükle ve Türk’ün tarihiyle gece gündüz kavga eden adamlar bu kavrama sarılıyorlar, çok ilginç bir tablo.
“Gazze, Lübnan, Lazkiye… İsrail Akdeniz’de hakimiyet oluşturuyor”
Öcalan'ın Meclis’e davet edilmesi hususundan hemen sonra ben bir tweet atmıştım. O tweette, ‘Çok yakında Kıbrıs gündeme gelecek. ABD ve İsrail'in gözü Kıbrıs'ta ve bu konuda ayık olalım. Öcalan işin sosu, emperyal güçler Kıbrıs'ta belli oyunlar istiyor’ dedim. Şimdi Gazze dediğiniz yer bir sahil şerididir, Akdeniz'e açılan bir sahil şeridi. İsrail Gazze'yi işgal ettiğinde Akdeniz'de kendisine bir ekonomik alan oluşturdu. Gazze’den sonra Lübnan'a gitti ve Lübnan ve Beyrut üzerinden kendisine Akdeniz'de bir alan oluşturdu, daha sonra bugün olan olaylar… Bakın çok enteresan, Suriye'yi her türlü değerlendirebiliriz, bir de buradan bakınca Lazkiye ve Tartus üzerinden İsrail Doğu Akdeniz'in yine diğer kalan bir bölümünde artık hakimiyet oluşturuyor. Şimdi bu hakimiyetin taçlanabilmesi için ve doğal kaynakların en zengin olduğu alan Doğu Akdeniz'in o aradaki şeridi, Kıbrıs'la Suriye Lübnan ve Gazze şeridinin de içinde olduğu o aradaki kanal, Doğu Akdeniz'in en güçlü doğal kaynaklarının olduğu bölge. Şimdi İsrail kontrol ettiği bölgelerle karşısındaki Kıbrıs'la birlikte bir anlaşma yaparak oradaki doğal kaynaklara hükmetmek istiyor.
“Kıbrıs'ta KKTC varlığının yok sayılması demek, Akdeniz'in bir İsrail gölü haline gelmesi demek”
Dolayısıyla bize ne yapılacak? Bize şu yapılacak; daha yeni Amerika yıllardır diplomatik ilişki kurmadığı Güney Kıbrıs Rum yönetimiyle bir savunma anlaşması imzaladı ve Amerika artık Güney Kıbrıs'la sıcak temaslar kurmaya başlıyor. Bu şu demek arkadaşlar? Kıbrıs'ta KKTC varlığının yok sayılması demek, Akdeniz'in bir İsrail gölü haline gelmesi demek. Dolayısıyla bizim yöneticilerimiz… Körfez Harekatı başladığında kör gözle bakanlar, 2003'te Irak harekatında kör gözle bakanlar, 2011'de Suriye karıştırıldığında kör gözle bakanlar, Libya'ya sesini çıkarmayıp oradaki olaylara ortak olanlar… Tamam gelin oturalım, yanlış yaptınız ama bundan sonra da kör gözle bakmayın. Çünkü ben görüyorum ki siz yarın bu Kıbrıs'ı da Amerika'nın, İsrail'in emellerine feda edecek, oyuncak edeceksiniz, bunu yapmayın.
“Hükümet, Suriye’nin ikinci büyük nüfusu Türkmenleri neden gündeme getirmiyor”
Bir devlet inşa etmek istiyorsanız demografik çoğunluğu kendi elinizde bulundurmanız gerekiyor. Hadi burayı Suriyelilerle doldurdunuz. Yahu Suriye'yi konuşuyorsunuz da ülkelerin, milletlerin, devletlerin yüzyıllar boyu uğraşıp elde edemediği bir şey var Suriye'de. Kim var? Kendi Türkmen halklarınız var. Suriye'yi konuşuyorlar Suriye Suriyelilerin oluyor, diğeri çıkıyor Suriye Arapların oluyor, diğeri çıkıyor Suriye Kürtlerin oluyor, Suriye aşağıda Dürzülerin oluyor, bilmem kimlerin oluyor ama Türkmenlerin olmuyor. Suriye'de en büyük nüfus çoğunluğuna sahip ikinci sıradaki etnik grup Türkmenler ama bizimkilerin Türkmen diye bir derdi olmuyor. Gerçi senin Musul'daki Türkmen diye bir derdin oldu mu, olmadı. Kerkük'teki Türkmen diye bir derdin oldu mu, olmadı. Senin Uygur’daki Türkmen diye bir derdin de olmadı. Senin Balkanlarda bundan 30 sene önce güpegündüz meydanlarda katledilen Türkmenlerle ilgili de bir derdin olmadı. Senin Türk diye bir derdin hiç olmadı. Bizi kandırma. Şimdi Türk devlet aklına sahip çıkacaklarmış, Türk devlet aklıyla hareket edeceklermiş. Eğer bir Türk devlet aklı arıyorsanız o Türk devletinin aklı burada başka bir yerde değil. O devletin aklı burada.” (ANKA)