Geçen yıl 8 Kasım'da yapılan başkanlık seçimlerini Donald Trump kazandığında taraftarları büyük bir sevinç yaşadı. Bazıları karmaşık hisler yaşamış, bazıları şaşkınlığını ifade etmişti. Bazıları ise Amerika'yı tümüyle terk etmeyi bile düşünüyordu.
İngiltere'nin Avrupa Birliği'nden ayrılmasının oylandığı Brexit gibi ABD'de Trump'ın seçilmesi de yakın tarihin halk arasında en çok ayrılık yaratan seçimiydi.
İnsanlara belirsizlik ve siyasi iklim nedeniyle ABD'yi terk etme planlarının olup olmadığını sorduk. Ülkesini terk etmek istediğini veya Amerika'ya dönüş planlarını ertelediklerini ifade eden yüzlerce endişeli mektup aldık.
ABD'yi terk etmek kimi için daha kolay. Bazıları çifte vatandaşlık başvurularının sonuçlanmasını bekliyor.
"Seçimin ertesi günü, 9 Kasım'da bir avukatla görüşüp İspanya'da oturum başvurusunda bulundum. Eşim AB vatandaşı. Aileme ABD'de bir gelecek görmüyorum. İçim sızlıyor." diye yazmış Jonathan Allen.
Marie-Denise Jolie ise "8 Şubat'ta Kanada'ya taşınıyorum" diyor. "ABD'de doğup büyüdüm, askerlik bile yaptım. Ama ebeveynimden biri Kanadalı olduğu için çifte vatandaşlığım var. Kanada'ya gideceğimi hiç düşünmezdim. Kısa ziyaretler dışında bir daha geri geleceğimi de sanmıyorum."
"ABD'den buruk bir kalple ve tiksinti duygusuyla ayrılıyor olacağım. Bir zamanlar hizmet ettiğim bu ülkeden utanç duyuyorum."
"Homoseksüel bir çiftiz, Haziran'da evlenmeyi planlıyorduk" diye yazıyor Jim Brunk. Ama planlarını öne çekmek zorunda kalmışlar. "Eşimde AIDS var, ayrıca Yahudi. Yeni kurulan Cumhuriyette üç koldan dezavantajlı durumdayız yani."
"Nereye gideceğimizi tam bilmiyorum, belki Kanada olur" diyor. Mennoncu adıyla bilinen Hristiyan tarikat üyesi olduğu için Kanada'da onların kurumuna başvurarak giriş için yardımlarını almayı umuyor.
Phil Morel de ülkesini terk etmek isteyenlerden. "Eşim Meksikalı, bende AB pasaportu var. Buradaki gericilik, kışkırtıcı dil, tehlikeli tutum bizi rahatsız ediyor, California'da yaşıyor olsak bile."
Alexa Tenjou ise yurt dışında öğretmenlik yaptığını, ülkesindeki siyasi iklim nedeniyle geri dönmeye niyeti olmadığını söylüyor. "Siyahi bir Amerikalı kadın olarak iyice dezavantajlı duruma düştüm" diyor.
Catherine Hannan gelecekten öyle endişeli ki eşiyle birlikte bir an önce gitmek istiyor. "Kırsal kesimde yaşıyoruz; insanlar Trump'a oy verdiklerine pişman olmaya başladı bile. Onları uyarmaya çalışmıştık, ama katı dini inançları gözlerini kör etmişti" diyor. "Yarı emekli sayılırız, sosyal yardım da alıyoruz, ama Trump bunları kesebilir… Beslediğimiz hayvanlarımız da dahil her şeyi geride bırakıyoruz. Olacak değişimi şimdiden görüyor ve kısa sürede kitlesel bir dış göç olacağına inanıyoruz."
Bazıları için geçici yurtdışı planları kalıcılaşıyor; Amerika'ya dönüş planları erteleniyor.
Angelina Velarde şöyle yazıyor: "ABD vatandaşıyım ama İngiltere'de yaşıyorum. Burada yüksek lisansımı bitirince ABD'ye dönmeyi planlıyordum. Ama Trump seçilince erteledim planımı. Neyse ki kocam Britanya vatandaşı da burada 2,5 yıllık vizem var."
Daha önceki planlarını hayata geçirerek Aralık'ta Sydney'e taşınan Emily Ann Granger ise eşinin Avustralya vatandaşı olduğunu, önce onun ABD'ye gelmesi üzerinde durduklarını, ama sonra bunun yerine Avustralya'ya gitme kararı almaktan çok memnun olduklarını söylüyor.
Bazıları için Amerika'yı terk edip yurt dışına çıkma kolay bir karar olabilir; ama bazıları da istese de kişisel sorumluluklarından dolayı bunu mümkün görmüyor.
John Lebsack "Yapabilsem ayrılırdım. Yaşım ve torunum beni burada tutuyor" diyor.
Jeanne Dross da yaşı ve sağlık sorunları yüzünden çok fazla seçeneği olmayanlardan.
"Çoğu arkadaşım gibi ben de emekliyim. Avrupa, Avustralya ve Yeni Zelanda'ya taşınmak için puan sistemi kullanıldığından buna puanımız yetmiyor. Portekiz, Bulgaristan, Kosta Rika ve Panama gibi bizi kabul eden yerlerde de sağlık sigortasını karşılayabilecek maddi gücümüz yok. Burada yıllarca vergi ödemiş olsak da ülkeden ayrıldığımızda hiçbir şeyden yararlanamıyoruz."
Birçok kişi de ülkeyi terk etmek yerine kalmanın çok daha değerli olduğunu düşünüyor. Örneğin Simon Derry, gidenlerin sorunu daha da büyüteceğini söylüyor.
"Trump'ın politikalarından en fazla etkilenecek olan yoksullar ve azınlıklar bu ülkeden ayrılamıyor, başka bir yere gitmelerini sağlayacak maddi olanaklardan, beceri ve kalifikasyonlardan yoksunlar.
"Ülkeyi terk etmeyi planlayan pek çok iyi insan var, oysa geride kalanlara yardımcı olmaları için ABD'nin bunlara ihtiyacı var. Anlıyorum onları, ama yazık oluyor."