Yazar Buket Uzuner’in bugüne dek 19 baskı yapan “Ayın En Çıplak Günü” adlı öykü kitabına sansür engeli geldi. Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı Küçükleri Muzır Neşriyattan Koruma Kurulu, Gebze Cumhuriyet Başsavcılığı Hazırlık Bürosu’nun 2018/20969 sayılı soruşturma dosyasına dayanarak, Buket Uzuner’in “Ayın En Çıplak Günü” adlı kitabının incelenmesi sonucunda, 18 yaşından küçüklerin maneviyatı üzerinde 'muzır tesir yapacak nitelikte' olduğuna karar verdi. Kurul bu nedenlerle Ayın En Çıplak Günü adlı kitabın 1117 sayılı kanunun 3266 sayılı kanunla değişik 4’üncü maddesindeki sınırlamalara tabi olmasına oy birliği ile karar verdi.
İlk baskısı 1986'da yapıldı
İlk baskısı 34 yıl önce yapılan ve bugüne dek tam 19 baskısı okurla buluşan kitaba gelen sansür kararı hakkında yazar Buket Uzuner şu açıklamayı yaptı:
“1986’da yayımlanmış ve 19 baskı yapmış, 34 yıldır binlerce kişinin okuduğu “Ayın En ÇıplakGünü” adlı bir öykü kitabının 34 yıl sonra âniden “ahlaka aykırı” olduğuna karar vermek, sansürlemek- eğer haber doğruysa?- gerçeküstü bir durum gibi görünüyor bana. Diyorum ki; Karantina Günleri”nde herkes can derdindeyken acaba sürrealist bir sanat şakası mı yapılmıştır? Ben hayatım boyunca şöyle düşünmüşümdür: Kitaplar insanların ahlakını bozmaz, ahlak; tecavüzcü, hırsız ve katillerin cezasız kalmasıyla bozulur.”
Yayıncı ve yazarlardan tepki
Türkiye Yayıncılar Birliği, PEN Yazarlar Derneği ve Türkiye Yazarlar Sendikası bir açıklama yayınlayarak, Buket Uzuner'in, ilk basımı 34 yıl önce yapılan ve bugüne kadar farklı yayınevlerinden toplam 19 kez baskısı yapılmış olan "Ayın En Çıplak Günü" başlıklı edebi eserinin "muzır" bulunmasına tepki gösterdi.
Yayıncıılar yaptığı açıklamada şunları söyledi:
"Yetişkinler için yazılan ve küçüklere yönelik olmayan, bugüne kadar birçok baskı yapmış sanatsal ve edebi eserin müstehcenlik iddiası ile soruşturma konusu olmasının ve muzır neşriyat kabul edilmesinin kabulü mümkün değildir. Türk Ceza Kanunu'nda edebi, sanatsal ve bilimsel eserler hakkında müstehcenlik hükümlerinin uygulanamayacağı açık bir şekilde belirtilmesine rağmen edebi, sanatsal bir eserin muzır neşriyat kabul edilmesi ve hakkında soruşturma başlatılması açık bir hak ihlalidir. İdari birimler ve yargı birimleri, demokratik bir toplum için büyük önem taşıyan ifade, bilim, sanat ve yayımlama özgürlüklerine müdahalelerde bulunmama yükümlülüklerini unutmamalıdır.
2011 yılında Muzır Neşriyat ilan edilen ve hakkında müstehcenlik davası açılan William Burroughs'un "Yumuşak Makine" (Sel Yayıncılık) kitabıyla ilgili Anayasa Mahkemesi'nin 26.10.2017 tarihinde 30284 sayılı Sel Yayıncılık'ın başvurusuna ilişkin verdiği kararda; kurulun yapısının edebi eser kavramını değerlendirecek uzmanlıkta olmadığı, kurulun "Yumuşak Makine" ile ilgili verdiği kararın hukuka aykırı olduğu ve ifade özgürlüğünü ihlal ettiği tespitinde bulunduğunu hatırlatmak isteriz.
İfade özgürlüğü demokratik toplumun temelini oluşturan ana unsurlardan; toplumun ilerlemesi ve bireyin gelişmesi için gereken temel şartlardan biridir ve vazgeçilmezdir. Demokratik toplum ilkesi de ifade özgürlüğünün korunmasını, zedelenmemesini gerektirir. Yetkilileri acilen, Türkiye'de ifade ve yayınlama özgürlüğünü engelleyen ve tarafı bulunduğumuz uluslararası sözleşmelere aykırı düşen ahlakçı ve yasakçı zihniyetle alınan "muzır neşriyat" kararlarını önleyecek somut adımlar atmaya çağırıyoruz."