Politika

Bülent Arınç'tan 'Tayyip' esprisi

İstanbul CNR Expo'da Helal ve Sağlıklı Ürünler Fuarı'na katılan Bülent Arınç'ın "Tayyip " esprisi herkesi güldürdü

05 Eylül 2013 16:42

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Malezya Devlet Bakanı Hacı Abdülkerim Kasım ile birlikte CNR Expo alanında düzenlenen fuarın açılışını yaptı.
Açılışta yaptığı esprili konuşmasında Türk siyasetine ince göndermeler yapan Arınç, helal sertifikalı ürünlerle birlikte ve aynı zamanda fuarın sloganı olan "Lets get together for halalen tayyiben life" ifadesindeki 'Tayyip' kelimesine atıfta bulundu.
Fuara "Helal ve tayyip ürünler fuarı" denilmesiyle ilgili konuşan Arınç, "Helali anladık da bu Tayyip neyin nesi diyebilirler. Çünkü bu kelime konuşulduğunda Türkiye'de hemen akla Başbakan Erdoğan gelir. İçimizde o kadar laikliği yanlış anlayan, yanlış yorumlayan ve particilikten gözlerinin içi kızarmış o kadar gafil insan var ki, böyle bir konferansın adına bakarak şunu söyleyebilirler:
Gördünüz mi yine bir konferansın içinde Başbakan'ın propagandasını yapıyorlar, zaten Türkiye'de helal falan denince bu yobazlar mutlaka parti propagandası yapacak olabilirler. Yanılıyor muyum, yanılmıyorum" dedi.
'Tayyip' kelimesinin dini bir kavram olduğunu ve sağlıklı temiz gibi anlamlara geldiğini belirten Arınç, buradaki ifadelerin siyasi olmadığını belirterek, "Herkesin içi rahat olsun" dedi.
Dini kavramların bu gibi toplantılarda zikrediliyor olmasının tamamen Kur'an ve İslam'a bağlı olanların kabulleriyle ilgili bir durum olduğunun altını çizen Arınç, "Günümüzdeki politikayla kesinlikle ilgisi yok, herkes rahat bir nefes alsın." ifadesini kullandı. Arınç'ın sözleri salondakileri güldürdü.
 

'Laiklik, dini yoksaymak değildir'

 
'Helal' kelimesini ürünler bazında, günlük hayatta kullanmanın Türkiye'de bir kısım çevreler bazında yanlış anlaşıldığını söyleyen Bülent Arınç, "Türkiye Cumhuriyeti Devleti laik, sosyal bir hukuk devleti. Buna hiç bir itirazımız yok. Laik bir ülkede yasama meclisi kanun yaparken, Kuran'daki bir ayeti kanun haline getiremez. Bunu da anladık. Ama laikliğin, gerçek anlamıyla yaşandığı bir ülkede devlet, dindarların taleplerine bigane kalamaz, onları reddedemez. Onların tercihlerini gerçekleştirmek üzere özel sektöre destek verir, bu istek ve arzularına uygun düzenlemeler yapılmasına hiç bir zaman karşı çıkmaz. Ama yanlış bir laiklik anlayışı Türkiye'de yıllarca helal-haram kavramlarını istihzayla karşıladı, alay etti, hakaret etti. 'Bu da nereden çıktı, hangi çağdayız, bu da neyin nesi, bu ülke şeriatla mı yönetiliyor' filan. Kendi ülkemi şikayet etmek noktasında bunları söylemiyorum. Ama nüfusu 75 milyon olan Türkiye, dünyada 2 milyar nüfusa yakaşan İslam nüfusu içerisinde bu düzenlemeleri 20-30 sene evvel yapabilseydi, bugün helal gıda ve içecekler konusunu, tayyip gıda ve içecekler veya sektör konusunu biz bugünkü endişelerle konuşmuyor olacaktır. 'Benim inancım bunu emrediyor' denildiğinde, sadece ona saygı duymamız lazım. Bunu tartışmak abestir. Bunu arzu edenlere, bu ürünleri sunmak mecburiyetindeyiz. 
Laiklik, din ve vicdan özgürlüğüdür. Laiklik, din ve vicdana uygun yaşamak isteyen insanlara hayat sunabilmektir. Zorlayıcı bir devlet anlayışıyla laikliğe bakarsanız, bu bir ülkeyi açık cezaevi haline getirmektir. Benim inancım bunu emrediryori, ben bunu yiyeceğim. Başkasına karışmam, başkası ne yerse yesin kardeşim. Ben böyle yemek istiyorum ve bunu paramla satın almak istiyorum. Devlet bunu zorla, herkes için mecburi hale getirsin demiyoruz. Ama bu talepte bulunan insanlara bir belge, sertifikasyon verilmesi gerekiyorsa, bunu yapmak zorundayız. Dikkat edersek, inancımıza uygun bir iş yaptığımızı düşüneceğiz. Bu hassasiyettir. Bu hassasiyeti gözeten insanlara laiklik düşmanı veya irticacı gözüyle bakmak da, dünyanın en büyük aptallığıdır. Dolayısıyla 'Ben böyle arzu ediyorum, inancım böyle emrediyor' diyen bir insana sadece saygı duyulur. Bunu isteyen alır, istemeyen almaz. Kimse için mecburi şartını koymayız. Çünkü, laik bir ülke bunu yapamaz. Ancak dindarların taleplerine de bigane kalamayız. Bu bilincin Türkiyemizde daha güçlendiğini biliyorum. 'Türkiye yıkılsın, bitsin, ne olursa olsun ama içinde helal ve tayyip kelimesi geçen bir şey olmasın' diye düşünenler çok şükür giderek, azaldı" dedi.