Eski Antalya İl Emniyet Müdürü Ali Yılmaz, staj yaptığı Rixos Lares Hotel’de havuzda ölü bulunan Burak Oğraş'ın babası Murat Oğraş'ın iddialarına yanıt vererek, "Ticari itibarım zarar görüyor. Kişilik haklarıma saldırı oluyor. Ancak acılı bir baba var ortada ve bu yüzden kendisine dava açmıyorum" dedi.
Burak’ın ölümüyle ilgili baba Murat Oğraş’ın sorumlu tuttuğu dönemin Antalya İl Emniyet Müdürü Ali Yılmaz, Independent Türkçe'den Can Bursalı'ya konuştu. Söz konusu haber aynen şöyle:
Burak Oğraş, iş insanı Fettah Tamince’ye ait Rixos Lares Hotel’de 2011 yılında staj yaparken, otelin tahsis ettiği pansiyonda hayatını kaybetti. 9 yıldır cinayet mi, yoksa intihar mı olduğu aydınlatılamayan olayla ilgili, Burak’ın babası Murat Oğraş, dönemin Antalya İl Emniyet Müdürü Ali Yılmaz’ı da sorumlu tutuyor.
Çünkü o dönem Fethullah Gülen yapılanması henüz FETÖ olarak anılmıyordu ve otelin sahibi Fettah Tamince de yapılanma içinde önemli yeri olduğu iddia edilen bir iş insanıydı. Olayla ilgili soruşturmayı yürüten dönemin Antalya Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürü Nurullah Güler, 15 Temmuz 2016’daki darbe girişiminin ardından meslekten ihraç edildi ve hapis cezası aldı. Ayrıca olayın üzerine giden Cinayet Büro Amirliği’nde görevli komiser T.D.’nin, olaydan 20 gün sonra apar topar Van’a tayini çıkarıldı. Yine dönemin Antalya İl Emniyet Müdürü Ali Yılmaz ise olaydan yaklaşık 1 yıl sonra emekli olup, Rixos otellerinde yönetim kurulu üyesi olarak görev yapmaya başladı.
Tüm bu gelişmeler nedeniyle baba Murat Oğraş, olayın cinayet olduğunu ancak Fettah Tamince’nin kimliği nedeniyle emniyet mensuplarının olayı örtbas etmeye çalıştığını savunuyor.
"FETÖ mağduruyum"
Olayla ilgili ilk kez konuşan Ali Yılmaz, söze kendisinin de FETÖ mağduru olduğunu ifade ederek başlıyor ve “Ben 2009 – 2012 yılları arasında Antalya İl Emniyet Müdürü olarak görev yaptım. Ancak FETÖ’cülerin kumpasları nedeniyle merkeze çekildim. Buna tepki olarak da emekli oldum. Aslında 10 yıl daha görev yapabilirdim ancak, kumpas mağduruyum” diyor.
Hakkındaki FETÖ davası
Hakkında açılan FETÖ davasıyla ilgili de konuşan Ali Yılmaz, FETÖ’yle hiçbir ilgisi olmadığını ifade ediyor ve şunları söylüyor:
Hakkımda dava açıldı fakat, suçlama yöneltilen olay 2013 yılında yaşanmış. Ben ise 2012 yılında emekli olmuştum.
"Belki de doğu görevi zamanı gelmişti"
Yerel basında yer alan “Bütün kadrosu FETÖ’cü çıktı” yönündeki haberlere de yanıt veren Yılmaz, “Ben göreve geldiğimde, mevcut olan kadrolarla çalıştım” diyor.
Olayı araştıran Cinayet Büro Amirliği’ndeki komiserin, olaydan hemen sonra Van’a tayin edilmesini hatırlattığımızda ise Yılmaz’ın yanıtı şöyle oluyor:
Atamalar merkezden yapılır. Ben bilemem. Belki de o komiserin doğu görevi zamanı gelmişti.
"Fettah Tamince'yi tanımazdım, Menderes Türel'den teklif geldi"
Yılmaz, Burak’ın ölümünün üzerinden 1 yıl geçtikten sonra Rixos’ta yönetim kurulu üyeliği görevine getirilmesini ise şöyle açıklıyor:
Eski Antalya Büyükşehir Belediyesi Başkanı Menderes Türel, bana Rixos otellerinde yönetici olmam için teklif getirdi. Ben Fettah Tamince’yi tanımazdım. Türel’den gelen teklif doğrultusunda, kurumsal ilişkiler direktörü oldum. O dönem devlet erkanı Antalya’ya gelince Rixos’ta kalırdı. Ben de protokol konusunda tecrübeli olduğum için bu işle ilgilenmeye başladım. Ancak iş ilişkimiz 9 – 10 ay sürdü. Daha sonrasında ben görevimden ayrılıp kendi şirketimi kurdum.
"Benim ne ilgim olabilir?"
Murat Oğraş’ın kendisine sorumlu tutmasına yönelik konuşan Yılmaz, Burak’ın ölümüyle ilgili herhangi bir ihmali ya da sorumluluğu olmadığını ifade ediyor ve kendisini şöyle savunuyor:
İl emniyet müdürü, sahaya çıkıp soruşturma yapmaz. Antalya, bakanların, başbakanın, cumhurbaşkanının uğrak yeriydi. Ben onların kente her gelişinde, karşılama, uğurlama gibi protokol görevlerini icra ediyordum. Çok sayıda idari görevim de vardı. Bu tip olaylarla ilgili soruşturmayı önce karakol yapar sonra cinayet bulgusu varsa olaya cinayet bürosu el koyar. Benim ne ilgim olabilir?
"Asayiş Şube Müdürü'yle görüşmesini sağladım"
Murat Oğraş’ın “Benimle görüşmedi” sözlerini hatırlattığımız Ali Yılmaz’ın bu konuyla ilgili yanıtı ise, “O dönem özel kalemime ulaşıp benimle görüşmek istediğini iletmiş. Ben ise, özel kaleme direktif verdim ve Murat Oğraş’ı Asayiş Şube Müdürü’yle görüştürmesini söyledim” şeklinde oluyor.
Yılmaz’a yönelttiğimiz “Soruşturma yapamam diyorsunuz fakat, emniyet teşkilatındaki en yetkili isim olarak, ‘Bu konunun üzerine gidin’ talimatı verdiniz mi” sorusuna şu karşılığı alıyoruz:
Ben Asayiş Şube Müdürü’yle görüşmesini sağladım. O dönem Antalya’da 6 bin 500 polis vardı. Daha önce belirttiğim gibi, çok sayıda görev ve sorumluluğum vardı.
"Ticari itibarıma ve kişilik haklarıma zarar veriyor ancak..."
Ali Yılmaz, Murat Oğraş’ın iddialarına şimdiye kadar neden cevap vermediğine yönelik ise şu açıklamayı yapıyor:
Acılı bir baba var ortada. Kendisiyle sosyal medyadan yazıştım ve yargıya gitmesini söyledim. Benim ismimi bu şekilde kullanarak, ticari itibarıma ve kişilik haklarıma zarar veriyor ancak ben kendisine dava açmadım, tekzip de yapmadım.
"Kendini meşhur etmenin yollarını arıyor"
Yılmaz, telefonla yaptığımız görüşmeyi şu sözlerle noktalıyor:
Gerekli mercilere başvurmak yerine televizyon veya gazetelerde boy gösterip kendini meşhur etmenin yollarını arıyor.