Gündem

Ve Can Dündar ile Erdem Gül tutuklandı!

Cumhuriyet Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve Ankara Temsilcisi Erdem Gül, MİT TIR'ları haberlerinde "terör örgütüne yardım, casusluk ve devlet sırlarını ifşa etmek" iddiasıyla tutuklanarak Silivri Cezaevi'ne gönderildiler

26 Kasım 2015 23:17

Adana'da durdurulan MİT TIR'larının içinde silah ve mühimmat bulunduğunu ortaua koyan haber ve görüntüleri yayımladıkları için "terör örgütüne yardım, askeri ve siyasi casusluk, devlet sırlarını ifşa etme" iddialarıyla suçlanan Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ile Ankara Temsilcisi Erdem Gül tutuklanarak Silivri Cezaevi'ne gönderildiler. Çağlayan Adliyesi'nde yaklaşık 10,5 saat süren ifade ve duruşma sürecinde "devletin güvenliğini düşünmediniz mi" türünde sorulara "kamuoyunun bilgi alma hakkı doğrultusunda gazetecilik görevi yaptıkları" karşılığını veren Dündar ve Gül hakkında İstanbul Nöbetçi 7. Sulh Ceza Hâkimliği'nin kararı tutuklama oldu. Eviliğinin 28. yıldönümünde eşi Dilek Dündar'la birlikte geldiği adliyede tutuklanan Can Dündar, tutuklama kararını "şeref madalyası" olarak değerlendirdi.
Türkiye basın tarihine geçecek tutuklamalarla sonuçlanan davanın davacılarından olan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, şikâyet dilekçesinde ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası talep etti.
MİT TIR’ları haberi, Cumhuriyet gazetesinde Can Dündar'ın imzasıyla “İşte Erdoğan’ın yok dediği silahlar” manşetiyle 29 Mayıs 2015'te yayımlandı. 12 Haziran 2015'te de, Erdem Gül'ün "Jandarma 'var' dedi" başlıklı haberi gazetenin manşetinden duyuruldu.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Hadi Salihoğlu, yayın üzerine “Devletin güvenliğine ilişkin bilgileri temin etme”, “siyasi ve askeri casusluk”, “gizli kalması gereken bilgileri açıklama”, “terör örgütünün propagandasını yapma” suçlamalarıyla soruşturma başlatıldığını açıkladı.

Erdoğan da şikâyetçi oldu

Cumhurbaşkanı Erdoğan da, Cumhuriyet ve Dündar'dan kişisel  olarak şikâyetçi oldu. Erdoğan, dilekçesinde, “Devletin menfaatlerini gerçeğe aykırı görüntü ve bilgileri yayınlamak suretiyle hedef alan şüphelinin bu eylemi kesinlikle gazetecilik olarak değerlendirilemez” iddiası öne sürüldü ve Dündar’ın bir kez ağırlaştırılmış müebbet, bir müebbet ve 42 yıl hapsi cezası ile cezalandırılması istendi.


İfade, duruşma ve karar 10,5 saat sürdü


Can Dündar ve Erdem Gül, haklarında yaklaşık 5,5 ay önce başlatılan soruşturma kapsamında bugün İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın daveti üzerine bu sabah(26 Kasım 2015) saat 10.45'te İstanbul Adliyesi'ne geldiler.

Dündar ve Gül'e, çok sayıda meslektaşı  ve CHP milletvekilleri Mahmut Tanal, Utku ÇakırözerEnis Berberoğlu, Barış Yarkadaş, Sezgin Tanrıkulu, DİSK Genel Sekreteri Arzu Çerkezoğlu'nun aralarında bulunduğu çok sayıda kişi destek verdi.

 

"Bizzat Cumhurbaşkanı'nın şikâyetçi olduğu bir soruşturma bu"

 

İfade vermeden önce adliye önünde meslektaşlarına açıklama yapan Can Dündar, "Biliyorsunuz MİT tırlarında silah taşındığına dair yaptığımız haberden dolayı bir soruşturma yürütülüyor. Bizzat Cumhurbaşkanı'nın şikâyetçi olduğu bir soruşturma bu" dedi. "Gazeteciliği, halkın haber alma hakkını, kamuoyunun hükümet yalan söylüyorsa bunu bilme hakkını savunmaya geldiklerini" dile getiren Dündar, "Hükümetlerin hiçbir şekilde illegal yollara sapmaması gerektiğini göstermeye, kanıtlamaya, bunun savunmasını yapmaya geldik" dedi.

 

"Bu sır devlete ait bir sır mı?"
 

Cumhurbaşkanı'nın bu durumu kendi kişisel davası olarak ele aldığını, "Takipçisi olacağım" dediğini söyleyen Dündar, Cumhurbaşkanı'nın tek başına şikâyetçi olmasının nedenini bilmediğini söyledi. Dündar, "Bu sır devlete ait bir sır mı? Kendi şahsi sırrı mı? Bunu da herhalde bu soruşturma gösterecek" dedi.

Casuslukla suçlandıklarını ve Cumhurbaşkanı'nın "Vatana ihanet" dediğini belirten Dündar, "Bizler casus değiliz, hain değiliz, kahraman değiliz. Bizler gazeteciyiz. Burada yapılan şey de baştan sona gazetecilik faaliyetidir" diye konuştu. Cumhurbaşkanı'nın iddialarına ilişkin haklarında iki kez müebbet istendiğini belirten Dündar, olayın bu çapta büyümesini anlayabildiğini, çünkü ortada bir suçüstü olduğunu söyledi. Dündar, "Suçüstü yakalanmış bir hükümet var. Bunun yarattığı bir panik var. Bu anlaşılabilir bir şey. Ama bütün bu soruşturma sürecinin bu paniği daha da büyüteceğini düşünüyorum. Bunu uluslararası boyuta taşıyacağını ve bize de burada gizli ibaresi altında yapılan silah ticaretini, insan ticaretini belgeleme ve bütün dünyaya kanıtlama şansı vereceğini düşünüyorum" dedi.
 

"Türkeş tanıklık yapacaktır!"



Cumhurbaşkanı'nın önceki gün "Silah taşınsa ne olur taşınmasa ne olur" dediğini hatırlatan Dündar, "Ben de aynı şekilde yayınlansa ne olur, yayınlanmasa ne olur diyorum" dedi. TIR'lar için önce gıda yardımı dediklerini, sonra içinde silah çıktığını, bunun da Türkmenlere gittiğini söylediklerini vurgulayan Dündar, "Başbakan Yardımcısı Tuğrul Türkeş 'Vallahi de billahi de Türkmenlere gitmiyordu' açıklamasını yaptı. Herhalde bizim soruşturmamızda gelip tanıklık yapacaktır. Bugünkü hükümet adına o sözünü tekrarlayacaktır diye düşünüyorum" dedi. Dündar, "Türkmenler'in de bize gelmediğini söylemeleri üzerine bu kez asıl suçluları değil, bu suçu ortaya serenleri soruşturma konusu yaptılar" dedi.  

 

"Milletin devletin yaptığını bilmeye hakkı var"



Can Dündar, bir gazetecinin "Rus uçağının düşürülmesinin ardından MİT TIR'larının Türkmenler'e gittiği yönünde yapılan iddianın tekrar gündeme getirildiği gün ifadeye çağrılmasını nasıl değerlendirdiğini" sorması üzerine "Hikmet diyelim. Biliyorsunuz bazı TIR'lar tekrar bombalandı Rus uçakları tarafından. Devlet bir şey yapıyorsa milletin bunu bilmeye hakkı var. Çünkü bu devlet bizim devletimiz. Ve biz de gazeteci olarak millet adına, kamuyu denetlemekle görevliyiz. Bu kez karşılarında hemen sinmeye hazır gazeteciler yok. Bu kez kararlılıkla bu işi takip edecek, dik duracak, sonuna kadar arkasında duracak gazeteciler var" diye konuştu. 

Cumhuriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Erdem Gül de, "Gazeteci aynı zamanda, eğer ülke tehdit ve tehlike altındaysa bu tehlikeyi halka bildirmek zorundadır. Geriye doğru dönersek, Suruç katliamı ve Ankara katliamı var. Bu haberler biraz da bununla ilgili haberler. Dolayısıyla halk tehlike altındaysa gazeteci bunu yazmakla görevlidir" diye konuştu.

Açıklamanın ardından Can Dündar ve Erdem Gül, ifadelerini vermek üzere adliyeye girdiler. Dündar ve Gül, saat 11.20 sıralarında İstanbul Cumhuriyet Başsavcıvekili İrfan Fidan'ın odasına alındılar. Bu arada savcının odasının bulunduğu 5. kattaki koridor gazetecilere kapatıldı.  

 

Erdem Gül'ün 'kirli operasyon' haberi
 

Bu haberden 2 hafta sonra da Erdem Gül’ün “Kirli operasyon” ve "Jandarma 'var' dedi" başlıklı haberi yayınlanmış, IŞİD bayrağının dalgalanmasına ve cihatçıların Atme kampına taşınmasına ilişkin göüntülere yer verilmişti. Haberde cihatçıları taşıyan otobüs şoförlerinin ifadeleri de yer almıştı. Gül, 12 Haziran’daki haberinde de Erdoğan’ın yok dediği silahların, Jandarma Genel Komutanlığı laboratuvarında yapılan inceleme raporunu yayımlamıştı.

Bu haberlerden 5,5 ay sonra, önceki gün İstanbul Başsavcılığı, Dündar ve Gül’ü, ifade vermeye çağırdı.

Can Dündar ve Erdem Gül'ün savcılığa ifade vermesine ve tutuklama istemiyle mahkemeye sevkine neden olan soruşturmayı başlatan belgeyi Cumhuriyet gazetesi muhabiri Alican Uludağ Twittre'da paylaştı. Belgede, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan da "müşteki" olarak yer alıyor.

Tutuklama ve Silivri


CHP İstanbul Milletvekili Enis Berberoğlu, İstanbul 7. Sulh Ceza Hâkimliği'nde yapılan duruşmada, Dündar ve Gül'e, "devletin güvenliğini düşünmediniz mi" dendiğini, tutuklamaya zemin hazırlayacak tuzak sorular sorulduğunu açıkladı.
Saat 21:15 sıralarında kararını açıklayan Nöbetçi 7. Sulh Ceza Hâkimliği, Can Dündar ve Erdem Gül'ün tutuklanmasına hükmetti. İki gazeteci daha sonra Silivri Cezaevi'ne nakledildi.