Politika

İmamoğlu'nun diploma belgeleri tek tek paylaşıldı: Tüm şartlar sağlandı, YÖK'ün 'üniversiteyi tanımama' kararı, yatay geçiş kabulünden sonra alındı

"Suç dahi belirtilmeden gönderilen davetleri, yargısal taciz olarak görüyoruz"

Ceza hukukçusu Prof. Adem Sözüer - Av. Mehmet Pehlivan 

25 Şubat 2025 11:06

Güncelleme: 25 Şubat 2025 13:21

T24 Haber Merkezi

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun soruşturmaya konu olan üniversite diplomasıyla ilgili detaylar avukatları tarafından tek tek paylaşılırken, KKTC'de okuduğu üniversiteden İstanbul Üniversitesi'ne yatay geçiş yaptığı dönemde şartların tamamını sağladığı da belgelerle anlatıldı. Yüksek Öğretim Kurulu (YÖK) tarafından İmamoğlu hakkında hazırlanan raporda da, "İmamoğlu'nun yatay geçiş yaptığı dönem itibarıyla şartları taşıdığına karar verildiği" görüldü.

İmamoğlu'nun lisans okurken KKTC'deki Girne Amerikan Üniversitesi'nden İstanbul Üniversitesi'ne yatay geçiş yapmasıyla ilgili 'usülsüzlük' iddiaları yeniden gündeme getirilirken, İmamoğlu hakkında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından soruşturma başlatıldı. İddialara yanıt vermek için İmamoğlu'nun avukatları ceza hukukçusu Prof. Dr. Adem Sözüer ve Mehmet Pehlivan, basın toplantısı düzenledi.  

İmamoğlu'nun yatay geçiş yaptığı 1990 yılıda YÖK'ün, 'başvuru tarihi, derslerdeki başarı durumu ve not ortalaması' şartlarını koştuğu belirtilirken, İmamoğlu'nun hepsini yerine getirdiğinin belgeleri paylaşıldı. Üniversite sınavında alınan puanın, yatay geçiş şartlarından biri olmadığının altı çizildi.

İmamoğlu'nun İstanbul Üniversitesi'ne geçişinin kabülünün rektör ya da dekan tarafından değil, üniversitenin komisyonu ve kurulu tarafından karar verildiği anlatıldı. İmamoğlu ile birlikte 50 öğrencinin daha aynı şartlarla yatay geçiş başvurusu yaptığı ve kabul aldığı, İmamoğlu'na "torpil geçilmediği" belirtildi. Avukatları tarafından "istismar edildiği" belirtilen YÖK'ün 'üniversiteyi tanımama ve denklik kararının' ise İmamoğlu'nun başvurusundan 1,5 yıl sonra alındığı, 6 yıl sonra yürürlüğe konulduğunun altı çizildi. 

İmamoğlu'nun avukatı Pehlivan, "YÖK'ün tanıma ve denklik kuralı, İmamoğlu'nun yatay geçiş müracaatından 6 yıl sonra getirilmiştir. 6 yıl sonra getirilen bir kuralı geriye yürütmeyi hukukla açıklamak mümkün değildir" derken, Prof. Sözüer de, "Soruşturma yazısında bile bir suç belirtilmemiş. Suçun olmadığı bir konuda soruşturma başlatılıyor, 'İmamoğlu şunu yanlış yapmıştır' denilmiyor" dedi ve durumu 'yargısal taciz' olarak nitelendirdi. 

"Ceza hukuku meselesi olmadığı halde ne mütalaa yazacağız?" 

Prof. Sözüer, diploma konusuyla ilgili şunları söyledi: 

"İmamoğlu, KKTC'den Türkiye'ye yatay geçiş yapıyor. Orada İngilizce işletme okuyor, burada da İngilizce işletmeye geçiyor. Burada bir sorun yok. O zamanki mevzuata göre, çalışkan öğrenciler için bu imkân var, ÖSS puanına da gerek yok. 1990 yılında YÖK'ün ya da başka kurumun 'biz bunu üniversite olarak görmüyoruz' dediği bir yazı da yok.

İmamoğlu başvururken not ortalamasını veriyor, o belgede de sorun yok... Başvuruda da sorun yok, koşullarda da sorun yok. Daha sonra fakülteye başlamış, dersleri başarıyla geçmiş diplomasını almış, yüksek lisans yapmış. İmamoğlu bakımından nasıl bir savcılık soruşturması haline geliyor? Raporda da diyor ki, 'İmamoğlu koşulları sağlamış, başvurusunu yapmış.' İmamoğlu'nun soruşturulacak, ceza hukukuna konu olacak bir meselesi yok ki o zaman... Burada ceza hukuku meselesi olmadığı halde ne mütalaa yazacağız, olan kanunlara baktığımızda bir sorun yok ama son zamanlarda hep olmayan kanunlar uygulanıyor. Yine olmayan kanunla mı karşı karşıyayız?" 

"İstanbul Üniversitesi, gazeteye ilan veriyor" 

Avukat Mehmet Pehlivan da şöyle konuştu:  

"Bu konu, siyasi saiklerle YÖK'ün devreye sokulduğunu düşündüğümüz bir duruma evrildi. Tüm işlemlerin yasaya uygun olduğunu evraklarla göstereceğiz. İmamoğlu, 5 Eylül 1988'de Girne Amerikan Üniversitesi İngilizce İşletme'ye giriyor. Bu üniversitede bir yıl hazırlık, bir yıl da 1. sınıfta okuyor. Ne oldu da İstanbul Üniversitesi'ne geçti? Bu, torpilli geçiş miydi? Bu sorunun gerçek yanıtı çok aleni! İmamoğlu'na yapılan özel bir uygulama yok. İsteyen herkes geçiş yapabilsin diye İstanbul Üniversitesi, Milliyet gazetesine ilan veriyor. Bu ilanda, işletme bölümü de bulunuyor. İlanı gören İmamoğlu; ailesi ve işi İstanbul'da olduğu için bundan yararlanıyor. 

"İmamoğlu not ortalaması dahil tüm şartları sağlıyor" 

Birinci kriter; başvurunun 14 Eylül 1990 tarihine kadar yapılması... İmamoğlu'nun başvuru tarihi 29 Ağustos 1990. İlk kriter tutuyor.

İkinci kriter; öğrencinin okuduğu kurumlarda sınavları başarıyla geçmesi. Transkripte İmamoğlu'nun tüm dersleri geçtiği belirtiliyor.

Üçüncü kriterde de not ortalamasının 60 olması gerekiyor. İmamoğlu'nun 1988 güz döneminde girdiği, 1990 yaz döneminde ayrıldığı okulda not ortalaması 4 üzerinden 2,5 yani 62,5... 

"Yatay geçiş komisyonu ve kurul, İmamoğlu'nun başvurusunu onaylıyor" 

İstanbul Üniversitesi bu kriterleri 1982 yılında Resmi Gazete'de yayımlanan yönetmelik ile belirlemiş. Bu kriterler tüm üniversitelere geçişte aynı. Üniversite bu kriterleri tutturamayanlara torpil yapamaz yani... 

İstanbul Üniversitesi'ne geçmek isteyen 51 öğrencinin dosyası, yönetim kurulu tarafından inceleniyor. Yatay geçiş komisyonu kuruluyor. Bu komisyon, ön inceleme yapıyor. İmamoğlu ile ilgili verilen kararda, komisyon oy birliğiyle yatay geçişin kabulünü yönetim kuruluna öneriyor. Daha sonra yönetim kurulu toplanıyor. Aralarında İmamoğlu'nun da bulunduğu öğrencilerin yatay geçişi onaylanıyor. Yatay geçişe onay vermekle yetkili tek makam olan yönetim kurulu kararıyla da İmamoğlu'nun geçişi resmiyet kazanıyor. İÜ Rektörü ya da dekanı değil karar veren; her üniversitede olduğu gibi kararı yönetim kurulu verdi. Yine bir kişi için değil, 51 kişi için bu karar veriliyor. 

"Girne'de işletme okuyordu, mühendislik değil" 

İmamoğlu, 2 Ekim 1990 tarihinde de üniversiteye kaydını yaptırıyor. İmamoğlu, Girne'de İngilizce işletme okuyordu, mühendislikten geçtiği iddiası da doğru değil. 

Bir gazeteci de 'İmamoğlu, İstanbul Üniversitesi Rektörü'yle 3 kez görüştü' diye bir iddiada bulundu. Basın danışmanından ya da İmamoğlu'ndan bu bilgiyi teyit etmek kolaydı. Bir telefon açıp sormak yerine, birbirini hiç tanımayan iki kişinin gece yarısı buluştuğu iddia edildi. Hukuki haklarımızı sonuna kadar kullanacağız.

"ÖYS puanı şartı aranmıyor" 

ÖSYM puanıyla ilgili de spekülasyon var. İmamoğlu'nun puanı tutmadığı halde yatay geçiş yaptığı iddiası var. Yatay geçiş başvuru şartlarında puan kriteri bulunmuyor. Yatay geçiş için ÖYS puanı şartı aranmaması, her başvuran için geçerlidir. Bu yönetmeliği hazırlayan İmamoğlu değil, puan tartışması abesle iştigaldir. 

YÖK tarafından İmamoğlu ile ilgili hazırlanan bir rapor da vardır. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın talebiyle hazırlanan YÖK raporu, şunun altını çiziyor: İmamoğlu'nun yatay geçiş yaptığı dönem itibarıyla yatay geçişe ilişkin tüm şartları taşıdığı belirtiliyor. YÖK, iddia edildiği gibi 'not ortalaması yetmiyor, ÖYS puanı yetmiyor' demiyor, yatay geçiş şartlarını sağlıyor diye rapor veriyor.

"Tanıma ve denklik şartı kuralı, sonradan getiriliyor" 

YÖK, İmamoğlu aleyhine hangi veriyi ortaya koyuyor? 18 Kasım 1991 tarihli YÖK yönetim kurulu kararı ise şunu söylüyor: Girne Amerikan Üniversitesi'nin bağlı olduğu ABD'deki üniversite YÖK tarafından tanınırken, Girne'deki kampüsünün tanınmadığı belirtiliyor. İstismar konusu yapılan belge budur. Yatay geçiş işleminin hukuka uygun olup olmadığı, geçişin yapıldığı tarihteki mevzuata göre incelenir. İmamoğlu'nun yatay geçiş müracaatı Ağustos 1990'da. YÖK'ün istismar edilen kararından 1,5 yıl öncesinden yapılan bir müracaat. İmamoğlu'nun yatay geçiş yaptığı dönemde, tanıma ve denklik şartı yok, böyle bir düzenleme bulunmuyor. Başvurunun uygunluğu değerlendirilirken tanıma ve denklik şartı aranması hukuken mümkün değil. Bu yüzden İÜ'nün ilanında da şartlar arasında tanıma ve denklik koşulu aranmıyor. İmamoğlu'nun ve birçok insanın yatay geçişi, tanıma ve denklik üzerinden istismar ediliyor. YÖK'ün tanıma ve denklik işlemlerinin yasal bir dayanağa kavuşması ancak 14 Temmuz 1996 tarihli RG'de yayımlanan yönetmelikle olmuştur. YÖK'ün tanıma ve denklik kuralı, İmamoğlu'nun yatay geçiş müracaatından 6 yıl sonra getirilmiştir. 6 yıl sonra getirilen bir kuralı, geriye yürütmeyi hukukla açıklamak mümkün değildir.

Peki, 1996'da yayımlanan yasal düzenleme öncesinde tanıma ve denklik işlemi neye göre yapılıyordu? 25 Ağustos 1983 tarihli YÖK kararıyla kurulmuş denklik birimince yapılmaktaydı. Daha sonra 1996 tarihinde yayımlanan yönetmelikle, yasal bir dayanağa kavuşmuştur. YÖK denklik birimi tarafından yapılan inceleme, yurt dışından yapılan diplomaların Türkiye'de geçerli olup olmadığını inceliyordu yani. Alınan diplomaların tanınmasına dair bir düzenlemeydi. 

İÜ'ye 1990 tarihli yatay geçiş işlemleri sırasında GAÜ'nün tanınmadığı kararı yoktur. Tanınırlık şartının aranması mümkün değildir. 

Soru - cevap 

(YÖK'ün 1991'daki tanıma ve denklik kararının detayları) 

Prof. Adem Sözüer: YÖK'ün o tarihlerde genel bir uygulaması yok. Şunları tanıyorum, bunları tanımıyorum diye bir belge yok. Tanınırlık diye bir şey söz konusu değildi. Denklik, diplomanın tanınırlığıyla ilgili. İmamoğlu İÜ'den aldı diplomasını, Kıbrıs'tan almadı. İmamoğlu'nun başvurduğu tarihteki uygulama değil bunlar. O tarihte komisyonun ve yönetim kurulunun yetkisinde. Bu sadece İmamoğlu için değil, binlerce kişi için yapılan bir uygulamaydı.

Mehmet Pehlivan: Konu, flu değil. Manipülatif haberlerle, YÖK'ün hukuka çok da uygun olmayan raporuyla algı oluşturulmaya çalışılıyor. Biz olan hukukla değil, yaratılmak istenen algıyla mücadele ediyoruz. Yatay geçiş başvurusunun yapıldığı tarihte tanıma ve denklik işlemlerinin yasal mevzuatta bir karşılığı yok. Yasal mevzuata dayanmıyor. 2010'lara kadar, yatay geçişlerde tanıma ve denkliğin bir muhatabı yok.      

(İmamoğlu 3 hafta önce ifadesini terör savcısına verdi. Bu soruşturmada hangi birime verecek?) 

Prof. Sözüer: Nerede konuşma yapılırsa yapılsın İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na gidiyor konu... 

Mehmet Pehlivan: Bu kez, örgütlü suçlar bürosunda ifadeye çağrıldı. Çağrı kağıdında hangi suçlamaların atılı olduğu yazmıyor. Bu, savunma hakkını kısıtlayan bir şey. Hukuka aykırı bir beklenti içinde değiliz, normalleştirilmesine dair cevap vermek de doğru değil. 

(İmamoğlu ile 51 kişinin geçiş yaptığını söylediniz. Diğer 50 kişi sürece dahil değil mi, değilse neden İmamoğlu hakkında bir çalışma var) 

Prof. Sözüer: Bizden istenen mütalaa, İmamoğlu'nun işlemlerinde hile/suç olup olmadığı. Biz belgelere baktık, her şey doğru yapılmış. Ceza hukukuyla ilgili bir sorun yoktur. İdari hukukçular da işlemlerde sorun yok dedi. 

Mehmet Pehlivan: Bir ihbar dosyası üzerine başsavcılık, Kasım 2024'te YÖK'ten bir araştırma talep ediyor. Sadece İmamoğlu hakkında talep ediliyor rapor.  

(Açılan bir sürü dava var, siyasi yasak da söz konusu. Adaylığının önüne ket mi vurulmak isteniyor?) 

Prof. Adem Sözüer: Bu soruşturma yazısında bile bir suç belirtilmemiş. Suçun olmadığı bir konuda soruşturma başlatılıyor. İmamoğlu şunu yanlış yapmıştır denilmiyor. Buna rağmen soruşturma konusu yapılıyorsa, meselenin hukuki temelinin olmadığı, siyasi amaçlı olduğu, adaylık gündemiyle ilgili olduğunu söyleyebiliyoruz. 

(Olumsuz sonuç bekliyor musunuz?) 

Prof. Adem Sözüer: Türkiye'deki hukuk uygulamasının büyük ve ağır sorunları olduğunu düşünüyoruz ama her zaman ve her an hukukun üstün geleceğini düşündüğümüz için, olumsuz bir sonuç içinde değiliz. İmamoğlu siyasi cevabı verebilir, ben ceza hukukçusu olarak veriyorum bu cevabı. 

(Üniversitedeki yetkililerle ilgili soruşturma söz konusu mu?) 

Prof. Adem Sözüer: Biz, ahmak davasından şunu biliyoruz ki, hâkim değişti. Hayatında ilk defa bir hakaret suçuna o kadar ağır bir ceza verdi o hâkim. Bu kadar olağan dışı bir şey olunca, biz buna yargısal taciz diyoruz. Bu yargısal taciz uygulamasının örneklerinden biri olarak görüyoruz suç dahi belirtilmeden gönderilen davetleri... 

Mehmet Pehlivan: Çağrı kağıdında atılı suçlamanın ne olduğu belirtilmiyor. Yararlanan mı, başka bir ithamla mı karşı karşıya kalacağız bilmiyorum. İdari hukukunda, idari işlemin geri alınmasının hangi şartlarda alınacağı belirtiliyor. Bu şartlardan hiçbirinde, İmamoğlu hakkında sonuç doğuracak karşılığı yok. 

Prof. Adem Sözüer: 1990 yılında idareciler bir hata yaptı diye onlar bakımından bir dava açılması, ceza yapılması söz konusu değildir. 

(Yatay geçiş döneminde özel üniversiteden devlet üniversitesine geçiş yapılabiliyor muydu, taban puan şartı sağlandı mı?) 

Prof. Adem Sözüer: O dönemdeki yönetmelikte böyle yasaklar var mı, komisyonu ilgilendirir. Böyle bir engel yok, düzenleme yok. Bugün de vakıf üniversitelerinden devlet üniversitelerine geçiş vardır. Yurt dışında olmasından da bir sorun yoktur, özel üniversite tartışması da sorun yoktur. Yatay geçişin gelmesinin sebebi, çalışkan öğrenciler kendiyle ilgili bölüme geçebilsin diye yapılmış. ÖSS puanıyla ilgili bir şey yok, o yüzden İmamoğlu'nun başvurusunda sorun yok diyor YÖK raporunda.