13 Ocak 2025 14:15
Güncelleme: 13 Ocak 2025 15:14
T24 Haber Merkezi
Beşiktaş Belediye Başkanı Rıza Akpolat'ın gözaltına alınmasının ardından İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, ve CHP Genel Başkanı Özgür Özel açıklama yaptı. İhaleye fesat karıştırma davalarında yetkililerin birim amirler, belediye başkan yardımcıları, daire başkanları olduğunu kaydeden İmamoğlu, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ında geçmişte İBB'de Başkanlık yaptığına işaret ederek, "(Erdoğan'a) Sizin döneminizde birçok kişinin ihaleye fesat soruşturmasıyla hakim karşısına çıktığını biliyoruz. Ama siz çıkmadınız. Neden? Çünkü kanun ve nizam var. Ama yönettiğiniz Türkiye'de kanun ve nizam kalmamıştır." dedi. Özgür Özel de Akpolat'ın "şafak" operasyonu ile gözaltına alınmasına ilişkin olarak "Bu yapılanlar FETÖ yöntemleridir. Bu yöntemlere başvuranlardan biri 19 yılla şurada yatıyor, biri 24 yılla burada yatıyor. Kimi de Yunan sınırından kaçtı sıçan gibi!" ifadelerini kullandı. Cumhurbaşkanı Erdoğan'a sandık çağrısında da bulunan Özel, "Sokağa çık, meydana çık diyorum, çıkamıyorsun. Sandıktan kaçma, el mi yaman bey mi yaman! Millet sana mı hak veriyor, bize mi hak veriyor? Millet bir karar versin. Cesaretin varsa sandıktan ve milletten kaçma." şeklinde konuştu.
İstanbul'da ihale yolsuzluğu soruşturması: Beşiktaş Belediye Başkanı Rıza Akpolat gözaltına alındı
Beşiktaş Belediye Başkanı Rıza Akpolat'ın gözaltına alınmasının ardından İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, ve CHP Genel Başkanı Özgür Özel açıklama yaptı.
İhaleye fesat karıştırma soruşturmasında yetili kişinin belediye başkanı olmadığını söyleyen ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'a "İBB'de görev yaptınız. Sizin döneminizde birçok kişinin ihaleye fesat soruşturmasıyla hakim karşısına çıktığını biliyoruz. Ama siz çıkmadınız. Neden? Çünkü kanun ve nizam var." ifadeleriyle seslenen İmamoğlu'nun açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
" Beşiktaş Belediyemize ihaleye fesat suçlaması yapılıyorsa uygulamanın başka türlü olması lazım. Niçin belediye başkanımız Rıza Akpolat’ı gözaltına alıyorsunuz? Belediye Başkanımızın gözaltına alınmaması lazım. Başkanı apar topar gözaltına almak hukusuzdur. İhale ve harcama yetkilisi birim amirler, belediye başkan yardımcıları, daire başkanlarıdır. Kesinlikle ve kesinlikle itibar suikastidir. Varsa sıkıntılı bir durum bu insanlar savcılığa davet edilir onlar da koşa koşa gider. 23 yıldır şafak vakti operasyona uğrayan AK Partili bir belediye başkanı veya yetkilisi gördünüz mü?
Rıza Akpolat'a yapılan müdahale, yargı, hukuk, adalet ve insan haklarıyla hiçbir şekilde bağdaşmayan bir uygulamadır.
80 gündür tutuklu olan Ahmet Özer ve çalışma arkadaşlarına yönelik hukuksuz uygulamalar da burada devam etmektedir. Bu gözaltı işlemlerine gerekçe olarak 'ihaleye fesat karıştırma' iddiası gösteriliyor. Beşiktaş Belediyemize bu nedenle suçlama yöneltiliyorsa, uygulamanın başka türlü olması gerekirdi.
Belediye başkanımızın gözaltına alınmaması gerekirdi. Niçin gözaltına alıyorsunuz? Bu, hukuk dışı ve ahlak dışı bir uygulamadır. Açıkça bir insanı ailesinin yanındayken bu şekilde korkutmak, saat 04.30'da 'Kapıları kıracağız' tehdidiyle süreci yürütmek büyük bir problemdir. Bu kesinlikle bir itibar suikastıdır. -Belediye başkan yardımcısı ve devlet memurları elbette dokunulmaz değildir. Hukuka uygun bir şekilde ifadeleri alınabilir, ancak şafak vakti operasyona tabi tutulacak kişiler değildirler.
Herkes evinde, yuvasında, ailesinin yanındadır. Bu insanlar savcılığa davet edilse, koşa koşa giderler. 23 yıldır şafak vakti operasyona uğrayan bir AK Partili belediye başkanı ya da herhangi bir yetkilinin mağdır edildiğini gördünüz mü?
AK Partili belediye başkanları çok muteber insanlar, sütte leke var, onlarda yok! Tüm sorun CHP'li belediye başkanlarında, öyle mi? Bunlar bir de hâlâ partilerinin önünde "adalet" ismini saklıyorlar. Bizim dostlarımıza yapılan muamele, milletin iradesine yapılmış bir muameledir.
Elinizi neye attıysanız kirlettiniz. CHP'li belediyelere kayyum atamak için bir başsavcı atadınız. Buradan başsavcıya sesleniyorum: İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı'yla görüşemeyen bir başsavcı olarak hâlâ görevinize devam ediyorsunuz.
Aylardır çok sayıda ihale dosyamızı aldılar, didik didik ettiler. Savcılık dosya isteyebilir, ancak dosyaları polisle aldırıyorlar. Aynı ihaleyle ilgili tekrar başka bir savcı görevlendirip, yeniden talep ediyorlar.
Sayın Cumhurbaşkanı'na sesleniyorum, İBB'de görev yaptınız. Sizin döneminizde birçok kişinin ihaleye fesat soruşturmasıyla hakim karşısına çıktığını biliyoruz. Ama siz çıkmadınız. Neden? Çünkü kanun ve nizam var. Ama yönettiğiniz Türkiye'de kanun ve nizam kalmamıştır. Bizzat Cumhurbaşkanı'nın bilgisi dahilinde yürüyen İstanbul operasyonlarının adresi bellidir.
Şimdi sizlerle bir bilgi paylaşayım. Basına yansıyan savcılık bilgilendirmesinden anladığımız kadarıyla bir kişi, suç örgütü lideri olarak gösteriliyor. Bilmenizi isterim ki bu şirket, İBB'nin iştirak şirketlerinin de bazı ihalelerini kazanmıştır. Bu ihalelerin tamamı açık ihale usulüyle gerçekleştirilmiştir ve dosyalar belediyemizden alınmıştır.
Söz konusu şirket yalnızca CHP'li belediyelerden ihale almamıştır. Şirketin iş yaptığı kurumlar arasında Yargıtay, TBMM, THY, çok sayıda kamu hastanesi, Trabzon Büyükşehir Belediyesi, DHMİ ve birçok AK Parti ilçe belediyesi de bulunmaktadır.
Esenyurt için yaptığınız uygulamayı başka bir şafak operasyonu için de düşünüyorsanız, cesaretinizi sınıyorum... Peki TBMM için de aynı yöntemi uygulayacak mısınız? Yargıtay, TBMM, THY gibi kurumlarda bu şirketin aldığı ihale dosyalarını da incelediniz mi? Sayın Cumhurbaşkanı, görevlendirdiğiniz başsavcıya bir sorun: Şahsa suç örgütü diyor ve iltisaklı bulduğu iki belediyeden, Beşiktaş Belediye Başkanı Rıza Akpolat ile Esenyurt'taki memurları gözaltına alıyor."
İmamoğlu'ndan sonra kürsüye çıkan Özgür Özel'in açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
"Kirli bir gündemle hep birlikte meşgul ediliyoruz. Türkiye'nin çözülecek onca derdi varken böyle bir gündemin yaratılması, son derece sorunlu bir iktidarın tavrına yakışır bir durumdur.
Rıza Akpolat'ın resmi ikametgâhına polisler tarafından sert bir şekilde kapı çalınarak gidildi. İçeride uyuyan yaşlı annesi kapıya koştu. 'Kimsiniz?' diye sordu. Polis, 'Aç kapıyı, yoksa kırarız' dedi. Ardından, 'Rıza Akpolat'ı almaya geldik' diye eklediler. Yaşlı kadın, 'Evladım, Rıza burada yok ki. O babasının yanına, Balıkesir'e gitti' dedi. Bunun üzerine Balıkesir'deki baba ocağına yöneldiler ve herkesin artık aşina olduğu sahneler bir kez daha yaşandı.
Bu yapılanlar FETÖ yöntemleridir. Bu yöntemlere başvuranlardan biri 19 yılla şurada yatıyor, biri 24 yılla burada yatıyor. Kimi de Yunan sınırından kaçtı sıçan gibi! Daha önce Ataşehir Belediye Başkanımıza da aynı şeyi yaptınız. O gün ne iftiralar ne hakaretler savurdunuz. Sonra ne oldu? Ataşehir'de tekrar seçim yapıldı ve halk yine CHP'yi seçti.
Yalova'da belediye başkanımızı, başkasının yaptığı bir işi ihbar etmesine rağmen, bilirkişi 'göreve iade' dediği hâlde görevine iade etmediniz. Seçime kadar oyaladınız. Seçime gidildi, sonuç ne oldu? Halk bir kez daha CHP'ye oy verdi. Hâlâ mesajı almadınız mı? 'Burası bir sirk, herkes verilen rolü oynayacak, sirkin yöneticisi de Recep Tayyip Erdoğan olacak'... Böyle bir kurgu yok, arkadaşlar. Kendini sirk yöneticisi olarak gören varsa bilsin ki biz o sirkin oyuncuları değiliz.
(Cumhurbaşkanı Erdoğan'a) Sokağa çık, meydana çık diyorum, çıkamıyorsun. Sandıktan kaçma, el mi yaman bey mi yaman! Millet sana mı hak veriyor, bize mi hak veriyor? Millet bir karar versin. Cesaretin varsa sandıktan ve milletten kaçma.
Bir de şunu söyleyeyim. Öyle bir ruh halinde ki, geçen hafta bir belediye başkanım, başarılı bir belediye başkanım, bir büyükşehrin ilçe belediye başkanı. Kaybettiğine çıldırdığı bir ilçenin belediye başkanı Yana yakıla beni arıyor. ‘Benimle Sayın Cumhurbaşkanı özel bir görüşme yapacakmış, ne dersiniz Sayın Genel Başkanım?’ Dedim ki ‘Cumhurbaşkanı belediye başkanını çağırıyorsa bu devletin bir işidir. Mutlaka ya ilçemiz için büyük bir proje, önemli bir mesele, bilmeniz gereken bir şey vardır. Gidin, dönüşte görüşürüz.’ Gitti geldi, ne oldu biliyor musun? ‘Sen başarılısın, o ilçeyi nasıl aldın? Gözlerime inanamadım. Şubat ayında kongrem var, bize katılır mısın?’ Ya devletin başına, bir partinin öz evladı bir belediye başkanının ‘Yapacağım kongrede bana katılır mısın? Senin önünü açarım, şunu yaparım, bunu yaparım.’ Bir de böyle parantez içinde ‘Ya tertemiz adamsın biliyorum ondan çağırıyorum ama bir leke çalarlar, Allah korusun’ falan diye tehdit yapmalar.
Bir de sivil arabayla aldırmalar, saraya götürmeler. Yakışıyor mu ya? Orada onu yapan, burada bunu yaptırıyor işte. İşte size tükenmişliğin resmi Tayyip Erdoğan’ın. Ben bir partinin milletvekili istifa ediyor da ‘Hayırlısı olsun kararınız’ demeye çekiniyoruz. Yanlış anlar, yakın zamanda olmasın diye. Kendi ilimde bir partinin milletvekili istifa etti, ilimde, kendi listemden seçilen. ‘Kararınız hayırlı olsun’ demek için ararken bin dereden su getirdim, ‘İlimin milletvekilisiniz diye arıyorum, sakın yanlış yere koymayın’ diyerek arıyoruz. Adam Cumhurbaşkanlığı‘ndan arattırıp milletvekilinin sivil aracıyla AVM’de buluşturup, belediye başkanımı çağırıp ‘Bana katılır mısın?’ Belediye başkanı gelmeden de önce aradı, çıktıktan sonra da ilk benimle konuştu. Cumhuriyet Halk Partisi böyle bir parti kardeşim. Siz de böyle insanlarsınız. Gerçekten insan rakibinde biraz asalet, biraz da gerçekten centilmenlik, birazcık olsun insaniyet, birazcık olsun içinde bulunduğu durumu hazmetmesini bekliyor. Bu kadar olmaz. Özel görüşmelerle belediye başkanı çağırmalar, savcı eliyle belediye başkanı silkelemeler. Bütünüz, topunuz gelse, hep birlikte uğraşsanız Cumhuriyet Halk Partisi’nden yaprak kopartamazsınız. İki tane yaprağımızı düşürürseniz, oradan koca bir dal, koca bir ağaç çıkar. O yüzden Tayyip Erdoğan’a şunu söylüyorum. Bu hallere düşeceksen, kendini düşürdüğün o halden milletin haberi olacak. Sen yapmaya utanmıyorsan, ben anlatmaya utanmam kardeşim"
2024’ün gözden kaçan 26 dizi ve filmi |
_____________________________________________________________________________________________________
© Tüm hakları saklıdır.