Emekli büyükelçi Oğuz Demiralp, ABD Başkanı Donald Turmp’ın George Floyd'un polis tarafından öldürülmesinin ardından ülkeye yayılan protestolara yönelik tutumunun otoriter rejimlere örnek olduğunu ve diğer otoriter ülkelerin ABD’ye bakarak kendi uygulamalarını aklama yoluna gittiğini söyledi.
ABD’nin George Floyd protestolarından ders çıkarması gerektiğini ancak bunun Trump’tan çok Demokratların adım atmasıyla mümkün olabileceğini ifade eden Demiralp, “Demokratlara önemli rol düşüyor. Biden’deki karizma bir Obama veya Clinton karizması değil. Belki de Obama’nın çıkıp yüksek sesle bir şey söylemesi gerekiyor. Demokratlardan kendilerinden beklenen siyasi tavrı gösteremiyorlar” dedi.
Emekli büyükelçi Oğuz Demiralp, ABD'deki protestoları, protestoların ABD ve dünya siyasetine olası etkilerini Murat Sabuncu'ya değerlendirdi.
ABD’de daha önce de birçok kez kitlesel protestoların yaşandığını ve bunların hepsinin atlatıldığını ancak bu kez yaşanan protestoların Trump faktörü ve dünyadaki otoriter eğilim nedeniyle farklı olduğunu ifade eden Demiralp, son eylemlerin ABD için hem sosyal hem de ekonomik sonuçlar doğuracağını söyledi.
George Flyod’un boynuna basılarak öldürüldüğünü hatırlatan Demiralp, ABD’de polisler için böyle bir müdahale protokolü olduğuna ancak gelişen bunca olaya rağmen hala kimsenin bu protokolü gündeme getirmediğine dikkat çekti. Trump’ın “yangına körükle gittiğini” ifade eden Demiralp, Rusya ve Çin’den gelen tepkilere de dikkati çekerek bu ülkelerin kendi otoriter yönetimlerini güçlendirme adına yaptıkları uygulamaları, aklamak için ABD’yi örnek gösterdiklerini söyledi.
Yeni tip Koronavirüs döneminde ABD’nin içinde bulunduğu durumun “parlak” olmadığını ve bunun Trump’a 2020 Kasım ayında yapılacak seçimlerde bir dezenavantaj yarattığını belirten Demiralp, “ Demokratlar eğer aktif davranmazlarsa önümüzdeki seçimi kaybedebilirler. Sessiz çoğunluk güvenlik kaygısı taşıdığı için Trump’tan yana görünüyor. Trump, salgındaki durumu tersine dönüştürdü” diye konuştu.
Demiralp ayrıca Çin’de de Hongkong ile yaşanan gerilimlere dikkat çekerek burada yaşanan gelişmelerin sonuçlarının dünyanın geleceğinde etkili olacağını ifade etti. "Çin ile Hongkong arasındaki mücadele aynı zamanda iki yaşam tarzı arasındaki mücadeledir” diyen Demiralp, “ İnsanlardaki güvenlik endişesi değerlerden daha öne geçtikçe, Çin modeli insanlara cazip gelmeye başlıyor” ifadelerini kullandı.
