İstanbul Bilgi Üniversitesi Göç Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi'nin “Türkiye’de Kutuplaşmanın Boyutları 2020” araştırmasının sonuçları yayınlandı. Türkiye’nin 18 yaş üstü nüfusunu temsil eden 4.006 kişiyle, 29 ilin mahalle ve köylerinde yapılan araştırmanın sonuçlarını değerlendiren Prof. Pınar Uyan Semerci, "Kaygılar ve sorunlar konusunda ortak ama sorumlular konusunda kutuplaşmış bir durumdayız" dedi.
Seçmenler arasında ‘siyasi parti taraftarı’ olarak nitelenen grupların ‘sosyal mesafe’, ‘ahlaki üstünlük’ ve ‘siyasal hoşgörüsüzlük’ kavramları üzerinden incelendiğini belirten Prof. Semerci, duygusal kutuplaşma olarak tanımlanan sorunları anlamaya çalıştıklarını söyledi.
Prof. Pınar Uyan Semerci, Türkiye'deki kutuplaşmaya dair farklı başlıklarda yaptıkları araştırmanın sonuçlarını Murat Sabuncu'ya değerlendirdi.
"Uzak hissedilen parti taraftarına karşı ahlaki üstünlük duygusu baskın"
Duygusal ve siyasal kutuplaşmada parti kimliğinin egemen olduğunu ifade eden Semerci, “Katılımcılar, çok net biçimde bütün olumlu özellikleri kendi parti taraftarlarına söylüyorlar. Onurlu, açık fikirli, cömert olmak gibi aslında parti taraftarlığı ile birebir ilişkisi olmayan sıfatları kendi parti taraftarlarımıza, kibirli, bağnaz, zalim, cahil gibi sıfatları da karşı tarafa söylüyoruz. Bunu çok ciddi bir şekilde ele almalıyız. Cömert olmanın parti taraftarlığı ile bir ilgisi yok ancak ‘her ikisi de uygun değil’ veya ‘cevap yok’ yerine bu kadar net bir biçimde uzak hissedilen parti taraftarına karşı ahlaki üstünlük duygusu olması tam da bizim ötekileştirme başlığı altında ele aldığımız nokta” dedi.
"Diğer parti taraftarlarının ‘öteki’ haline geldiğini görüyoruz”
Çok farklı gruplar arasında ötekileştirmenin olduğunu tespit ettiklerini belirten Prof. Semerci, ‘uzak hissedilen parti taraftarına yönelik siyasal hoşgörü’ sorusuna verilen yanıtlarda, “Kendimizin sahip olmasını isteyeceğimiz haklara, uzak gördüğümüz parti taraftarının erişememesini sorun olarak görmüyoruz. Temel haklar konusunda aynı yerde olmazsak ortak çözüm üretmek de zorlaşıyor... Diğer parti taraftarlarının ‘öteki’ haline geldiğini görüyoruz” diye konuştu.
TIKLAYIN - Kutuplaşma: HDP taraftarları tüm partilerin ötekisi; 'uzağımdaki partinin taraftarıyla komşu bile olmam'
"Kapsayıcı iklimler yaratmamız gerekiyor"
Parti taraftarlarının dışlanmasına ilişkin anketteki ‘kötü davranıyorlar’ sorusuna verilen yanıtları değerlendiren Prof. Semerci, HDP taraftarlarının neredeyse yarısının ‘kötü davranıyorlar’ yanıtını vermesine ilişkin de “Bunu önemli bir nokta olarak koymak lazım. CHP taraftarlarında da her 5’inden 1’inin dışlandığını görüyoruz. Bu bizim düşünmemiz gereken bir nokta. Bu kişinin algısı yani olduğu anlamına gelmez ama bunu ifade ediyor olması, bizim çalışmamız açısından önemlidir. Kapsayıcı iklimler yaratmamız gerekiyor ki birbirimizi daha rahat duyabilelim. Kimleri içine alan bir sistemimiz var, kimler toplumsal dışlanma yaşıyorlar. Bu bizim oldukça fazla konuşmamız gereken bir nokta” ifadelerini kullandı.
"Deprem, ekonomi ve kadına şiddet ortak kaygı"
Akademisyen Semerci, çok farklı başlıkta çok fazla bölünmüşlük olduğunu ancak deprem konusunda yüzde 95 oranında bir konsensus olduğunu belirtti. Salgın konusunda ve ekonomik kaygılar konusunda da yüzde 90’ın üzerinde ortak bir kaygı olduğunu kaydeden Prof. Semerci, “Bunu söyledikten sonra belki beraberce o zaman nasıl çözmeliyiz, siyasetçiler bunu nasıl öncelemeli bunu konuşmalıyız. İçinde olduğumuz Covid-19 sürecinin yarattığı kırılganlıklar ve bu kırılgan grupların daha da kırılgan hale gelmesi, bizim bunu öncelememiz, sosyal devletin bu temel alanlarda destek sağlaması çok önemli bir nokta olarak araştırma sonuçlarında var” dedi.
Prof. Semerci, kadına yönelik şiddete ilişkin de bir genel kabulün olduğunu ve bunun da ortak bir kaygı olduğunu belirterek “İstanbul Sözleşmesi tartışmasını bilmediğini söyleyen önemli oranda parti taraftarı var. Partiler arasında fark var ama genel anlamda bu tartışmada bir bilgi eksikliği olduğu görülüyor. Bu, konuya dair bilgi üretmek, tartışmak ve ne olduğunu söylemek gibi aşamalarda eksiğimiz olduğunu gösteriyor” diye konuştu.
TIKLAYIN - Kutuplaşma araştırması: Türkiye paramparça ama toplum 'ekonomik kriz' konusunda ortak düşünüyor!
Türkiye’de Kutuplaşmanın Boyutları 2020” araştırması
Projenin Bilimsel Koordinatörü Prof. Dr. Emre Erdoğan, İstanbul Bilgi Üniversitesi Göç Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Pınar Uyan Semerci
Türkiye’de Kutuplaşmayı Azaltmaya Yönelik Stratejiler ve Araçlar Projesi (TurkuazLab) kapsamında yapılan araştırma, Marshall Fonu (GMF – The German Marshall Fund of the United States) ve İstanbul Bilgi Üniversitesi Göç Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi (BİLGİ-Göç) tarafından İsveç Uluslararası Kalkınma İşbirliği Ajansı’nın (SIDA) finansal desteği ile yürütüldü.
Araştırma, Türkiye’nin 18 yaş üstü nüfusunu temsil eden 4.006 kişiyle, 29 ilin mahalle ve köylerinde 500 örneklem noktasında Kasım-Aralık aylarında yapılan yüz yüze görüşmelerle gerçekleştirildi.
Türkiye’de Kutuplaşmayı Azaltmaya Yönelik Stratejiler ve Araçlar Projesi (TurkuazLab) kapsamında yapılan araştırmanın ilki 2015 yılında, ikincisi 2017 yılında yapıldı. Türkiye’deki kutuplaşma konusunun detaylı fotoğrafını çeken “Türkiye’de Kutuplaşmanın Boyutları 2020” araştırma sonuçları, öncekilerde olduğu gibi dikkat çeken bulguları ortaya koyuyor.
Araştırmanın tamamı için tıklayın: Türkiye’de Kutuplaşmanın Boyutları 2020
|