Ankara Üniversitesi Radyo Televizyon ve Sinema Bölümü’nde öğrenci olan Umut Delimehmet’e ait kısa film “Bıyık” Cannes Film Festivali’nde özel gösterimle sergilendi. Ancak Delimehmet, Fransız Konsolosluğu'nun hesabında yeterli miktarda para olmadığı için vize başvurusunu reddetmesi nedeniyle gösterime katılamadı.
Aynı filmle daha önce Bahçeşehir Üniversitesi’ndeki Kısakes Film Festivali’nde ödül alan genç sinemacı “Son gün vize başvurumun reddedildiği haberi geldi. Çok istedim ama gidemedim. Param olmadığı için vize vermediler. Fransa’ya gidip o süre zarfında kalacak kadar param olmadığını ve babamın hesabında da bu para olmadığı için reddedildiğimi söylediler” dedi.
Milliyet Cumartesi’nde Gizem Coşkunarda’nın sorularını yanıtlayan Delimehmet’in 7 dakikalık kısa filminin konusu, berbere giden bir adamın, sanatçılar, bilim adamları ve devlet adamlarının fotoğraflarının yer aldığı katalogdan Hitler’in bıyık modelini seçmesiyle gelişiyor. Umut Delimehmet, filmi ile ilgili olarak “Hitler varsa Charlie de var” demek istedim! Görünüşe aldanmamak gerektiğini anlatmak istedim. Filmde birçok şeyi de izleyiciye bıraktım” dedi.
Milliyet Cumartesi’de yayımlanan söyleşi şöyle:
-Sinemayla ilişkiniz nasıl başladı?
Lisedeki resim öğretmenimiz Hakan Sümer’in sayesinde oldu sinemaya ilgi duymam. Okulda film ekibi kurmuştu. Ben de katıldım. O zaman lise üçüncü sınıftaydım. O yıl Sürmene Anadolu Lisesi Film Ekibi adı altında Hakan Sümer’in yazıp yönettiği ilk filmimiz “Kaşık”ı çektik. Bu sayede sinemaya ilgim daha da arttı.
-“Bıyık” ondan sonraki ilk filminiz mi? Filmin hazırlık süreci nasıldı?
Evet. “Kaşık”tan sonra gelen “Bıyık”, yönetmen koltuğundaki ilk filmim. “Kaşık”tan sonra bir kısa film yazmaya karar verdim. İlk birkaç denemem gerçekten komikti. Sonra “Bıyık”ın fikri aklıma geldi. Senaryoyu yazdım ama emin değildim. Nasıl bir şey olacak bilmiyordum hiç. Hakan hoca senaryoyu beğendi ve çektik.
'Boş işlerle uğraşmayı bırak, derslerine çalış'
-Başrol oyuncusu Cevat Zengin, aynı zamanda Sürmene Lisesi’nde felsefe öğretmeni. Oyuncularla nasıl buluştunuz?
Cevat Zengin’in karakteristik bir yüzü vardı. Film için uygun olabileceğini düşündüm. Çocuk oyuncu da kuzenim. Film çekeceğimizi söyledim. “Oynamak istersen oynatalım seni” dedim. Bir dondurma karşılığında kabul etti oynamayı.
-Okuldaki öğretmenlerle ve ailenizle iletişiminiz nasıldı?
Hakan Sümer bu konuda bana destek olan tek kişiydi. Arkadaşlarım senaryo yazmaya başladığımda “Bu boş işlerle uğraşmayı bırak, ders çalış” gibi sözler söylüyordu. Ailemse bu işleri bırakıp derslere sıkı sıkı sarılmamı, güzel bir meslek seçmemi istiyordu. Ama ben zaten en güzelini seçmiştim. Üniversite sınavında Ankara Üniversitesi Radyo Televizyon ve Sinema Bölümü’nü kazandım. Şu an hazırlık sınıfındayım. Ailemse yönetmen olmaya karar verdiğimi duyunca tepki koydu. Yine de kendi kararımın arkasında durdum.
-Filmin Cannes Film Festivali’nde gösterilmesi için yetkililerle siz mi iletişime geçtiniz?
Daha önce Bahçeşehir Üniversitesi’ndeki Kısakes Film Festivali’nden ödül almıştık. Yine Kısakes aracılığıyla Cannes Film Festivali’ne kabul edildik. Kısakes Film Festivali’nde ödül alan dört filmi gönderdiler. Biri “Bıyık”tı.
'Kısa film çekmeye devam edeceğim'
- Cannes’da gösterileceğini duyduğunuzda ne hissettiniz? Bu haberi ilk kiminle paylaştınız?
Duyduğumda tabii çok sevindim. İlk önce Hakan Sümer’i aradım. Sonrasında ben de gitmeye karar verdim ama son gün vize başvurumun reddedildiği haberi geldi. Çok istedim ama gidemedim. Param olmadığı için vize vermediler. Fransa’ya gidip o süre zarfında kalacak kadar param olmadığını ve babamın hesabında da bu para olmadığı için reddedildiğimi söylediler.
'Hitler varsa Charlie de var'
-Bıyık adlı kısa filminizin tamamı sessiz çekim. Kısaca konusunudan bahseder misiniz?
Filmin konusu, berbere giden bir adamın, sanatçılar, bilim adamları ve devlet adamlarının fotoğraflarının yer aldığı katalogdan Hitler’in bıyık modelini seçmesiyle gelişiyor. Olay örgüsünde, aynı bıyık modelini kullanan Charlie Chaplin de var. Filmle neyi anlatmak istediğime gelince; “Hitler varsa Charlie de var” demek istedim! Görünüşe aldanmamak gerektiğini anlatmak istedim. Filmde birçok şeyi de izleyiciye bıraktım.”