26 Eylül'de İstanbul'da meydana gelen 5.8 büyüklüğündeki depremden sonra İstanbul Üniversitesi Çapa Tıp Fakültesi öğrencileri, eğitim gördükleri binalarda meydana gelen hasar sebebiyle başlattıkları eylemlerine devam ediyor. Öğrenciler, fakültelerinin olası bir afet durumunda yıkılması halinde en erişilebilir ve aktif hizmet sağlaması gereken kurumun yok olacağını kaydettiler.
Klinik binalarının da 1999 depremi sonrası yapılan değerlendirmelerde güvenli olmadığının raporlandığını belirten öğrenciler acil olarak harekete geçilmesi çağrısında bulundu. En acil taleplerinin hasarlı binaların tahliye edilmesi ve kampüs içinde ve çevredeki arazilerde hızla kurulabilecek prefabrik binalarla eğitim ve sağlık hizmetinin sürdürülmesi olarak belirten öğrenciler sorunların çözümüne aktif olarak katılmayı talep etti.
Twitter'da da "çapatıpbağırıyor," "çapabildiriyor" etiketleriyle eylemlerini sürdüren öğrenciler, fakültede gerçekleştirilen eylemde şunları söyledi
"Bizler yaygın olarak Çapa Tıp Fakültesi adıyla bilinen İstanbul Üniversite, İstanbul Tıp Fakültesi’nin öğrencileriyiz. İstanbul tıp Fakültesi; ülkemizin ilk ve en köklü tıp fakültesi olmasının, halen verdiği hastane hizmeti, eğitim faaliyetleri ve geniş kitleler için nitelikli sağlık hizmetine ulaşmayı kolaylaştıran konumuyla Türkiye’nin en önemli tıp fakültelerinden biridir. Yüksek puanlarla okumaya hak kazandığımız bu fakültede, tüm imkânsızlıklara rağmen çok değerli hocalarımızda eğitim alarak herkese faydalı hekimler olmak için çalışıyoruz. Bu nedenle, sizlere sadece öğrenci kimliğimizle değil geleceğin hekimleri olarak sesleniyoruz.
"Unutulan gerçeklerle çok sert bir şekilde yeniden yüzleştik"
26.09.2019 13.59’daki deprem sonrasında, daha önce raporlanmış hasarı olan hastane ve öğretim binalarımız gözlerimizin önünde yeniden hasar aldı. Rektörlüğümüzün yaptırdığı incelemeler sonucunda, kampüsümüzde yer alan Diş Hekimliği Fakültesi’nin ve İstanbul Tıp Fakültesi ve Temel Tıp Bilimleri binası, kütüphane ve öğrenci yemekhanesinin güvenli olmadığı saptandı. Ancak daha önemlisi, diğer klinik binalarımızın da 1999 depremi sonrası yapılan değerlendirmelerde güvenli olmadığı raporlanmıştır. Kısacası, büyük deprem sorası unutulan gerçeklerle çok sert bir şekilde yeniden yüzleştik.
"Afet durumunda en erişilebilir ve aktif hizmet sağlaması gereken kurum"
Beklenen depremin şiddeti göz önüne alındığında ülkenin dört bir yanından gelmiş hastaları bu binalarda tedavi etmenin kabul edilemez olduğunu düşünüyoruz; çok endişeliyiz. Oysa fakültemiz, birikimi ve kapasitesiyle afet durumunda en erişilebilir ve aktif hizmet sağlaması gereken kurumdur. Bu fakültenin beklenen depremde yıkılması veya çalışamaz hale gelmesi sadece bizlerin, hocalarımız ve o sırada hastanede bulunanların yakınlarını üzmeyecek, yılda 400 civarında birikimli hekim ve uzman yetiştiren temel kurumumuzun en çok hizmet sunması gereken dönemde yok olmasına yol açacaktır.
"Acil olarak harekete geçilmesini istiyoruz
Bu bilinçle evimiz olarak gördüğümüz fakültede hizmetlerin güvenli binalarda yapılması için ACİL olarak harekete geçilmesini istiyoruz. Olası afet durumunda başvurulacak olan merkezi konumumuzda, Çapa yerleşkesinde yeniden yapılandırma projesinin hızla ve kararlı bir şekilde uygulanmasını, hizmet verdiğimiz halkımız başta olmak üzere hepimiz için talep ediyoruz.
"Sorunların çözümüne aktif olarak katılmayı talep ediyoruz"
Bu süreçte eğitimin üniversitemiz bünyesinde aksatılmadan devamının sağlanmasını ve öğrenciler olarak sorunların çözümüne aktif olarak katılmayı talep ediyoruz. En acil talebimiz hasarlı binaların tahliye edilmesi ve kampüs içinde ve çevredeki arazilerde hızla kurulabilecek prefabrik binalarla eğitim ve sağlık hizmetinin sürdürülmesidir.
Bu bildiri bağlamında halkımızın, hastalarımızın, yerel ve merkezi yönetimlerimizin, hocalarımızın, asistanlarımızın, hemşirelerimizin, bütün personelimizin desteğini ve halkımızla birlikte hareket etmeyi arzuluyoruz. Fikir ayrılıklarıyla bölünmek için değil, birlik olup ortak çözüm üretmek için buradayız."