Aydın’ın Çine ilçesine bağlı Topçam Köyü’nde 1990’lardan bu yana ÇED izni olmadan sürdürülen madencilik faaliyetlerine karşı açılan davada bilirkişi keşfi yapıldı. Latmos Platformu, madenin hukuka aykırı şekilde çalıştığını vurguladı.
Aydın’ın Çine ilçesine bağlı Topçam Köyü’nde, 1990’lı yıllardan bu yana çevresel etki değerlendirmesi (ÇED) izni olmadan sürdürülen madencilik faaliyetlerine karşı açılan davada bilirkişi keşfi yapıldı. Bölgede uzun süredir üretim yapan Eysim Madencilik’in hukuka aykırı faaliyet yürüttüğü gerekçesiyle açılan davada keşif sırasında yurttaşlar jandarma barikatıyla engellenmeye çalışıldı.
“Bu dava yaşam hakkı mücadelesidir”
Madencilik faaliyetlerinin iptali için hukuki süreci başlatan köylülerden Ali ve Cennet Coşkun çifti, Latmos Platformu üyesi ve hukukçu Mehmet Çilsal’ın danışmanlığında ruhsat iptali talebiyle dava açtı. Bilirkişi keşfi sırasında konuşan Çilsal, “Bu dava, kendi topraklarında 600 yıldır yaşayan insanların yaşam hakkını savunma davasıdır” ifadelerini kullandı.
1990’ların muafiyetiyle 2025’te madencilik
Topçam Köyü’nde madencilik faaliyetleri, Aydın Valiliği’nin 1990’lı yıllarda verdiği ÇED muafiyeti kararıyla başladı. BirGün'ün aktardığına göre, ruhsat sahibi Mehmet Dağ tarafından kurulan Topçam Madencilik, daha sonra maden sahasını kiracı şirket Eysim Madencilik’e devretti. Ancak şirketin ruhsat sahası dışına taştığı, iş yeri açma ruhsatı dışında üretim yaptığı ve halen geçerli bir ÇED izni bulunmadığı tespit edildi.
“ÇED’siz madencilik olmaz”
Hukukçu Mehmet Çilsal, Aydın Valiliği’nin 30 yıl önce verdiği ÇED muafiyeti kararının bugün geçerli olmadığını vurguladı. “ÇED yönetmeliği bugüne dek en az 30 kez değişti. Ama şirketler bu değişikliklerin hiçbirini dikkate almadı. ÇED’siz madencilik olmaz. Bir paçavra kağıda dayanarak 100 yıl madencilik mi yapılacak?” diyerek hukuksuzluğa dikkat çekti.
Tek bir ailenin mücadelesi
Bölgedeki madencilik faaliyetlerine karşı şu ana dek yalnızca Coşkun ailesi tarafından dava açıldı. Davanın gerekçeleri arasında, ruhsat dışı üretim, zeytinlik alanların tahribi, mera ve tarım alanlarında faaliyet gösterilmesi ve çevresel denetim eksikliği bulunuyor.
