Çevre

Çevrecilerden Cumhurbaşkanı Erdoğan hakkında suç duyurusu

20 Ocak 2025 17:38

Güncelleme: 20 Ocak 2025 17:56

Uşak Eşme’deki Tüprag Kışladağ Altın Madeni’nin, AİHM kararı doğrultusunda yeniden yargılama sürerken işletmeye açılması yeniden yargıya taşındı. Ege Çevre ve Kültür Platformu Sözcüsü Uğur Sümer, madenin işletilmesine izin verdikleri gerekçesiyle Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Çevre ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum ile söz konusu karara imza atan Anayasa Mahkemesi ve Danıştay üyeleri dahil yargı mensupları hakkında suç duyurusunda bulundu.

Dilekçesinde maden ocağının doğa katliamına sebep olduğunu belirten EGEÇEP Sözcüsü Sümer, Uşak Cumhuriyet Başsavcılığı’na verdiği suç duyurusunda “Her şeyi bildiğinizi ve bilerek yaptığınızı da herkes biliyor! Kuşlar, balıklar, karıncalar, börtü böcek bütün canlılar, çiçekler, ağaçlar doğa adına; çocuklarımızın, torunlarımızın yaşam hakları ve ülkemizin geleceği için davacıyım ve cezalandırılmalarını istiyorum” ifadelerini kullandı.

“Bilirkişiler kararlarını nasıl değişirdi, neden değiştirdi?”

ÇED olumlu kararına karşı Manisa 2. İdare Mahkemesinde açılan davanın 2003 yılından bu yana devam ettiğini belirten Sümer, suç duyurusunda yargılama sırasında yaşananlara yer verdi.

Suç duyurusunda, Manisa 2. İdare Mahkemesince alınan bilirkişi raporunda önce yeraltı sularının kirleneceğinin belirtildiğini vurgulayan Sümer, aynı bilirkişilerin mahkemenin “kirletme oranına” ilişkin ek rapor istemesi üzerine bu tespitten vazgeçtiklerine dikkati çekti. Sümer dilekçesinde “ÇED raporunda 1000 metre çapında, 400 metre derinliğinde olacağı belirtilen açık maden ocağı gölü için bu kez ‘bir iki metrelik bir su birikintisi’ olacak  diyerek kararlarını değiştirmişlerdir. İlk raporlarında ‘yeraltı sularının kirleneceği’ kararlarından bir daha söz etmemişlerdir. Bilirkişiler kararlarını nasıl değiştirdi? Neden değiştirdi?” dedi.

Mahkeme tarafından atanan ikinci bilirkişi heyeti hakkında da suç duyurusunda bulunan Sümer, bu heyetin de maden şirketinin istediği yönde rapor hazırlandığını öne sürdü. Sümer, bilirkişi heyetinin Eşme’de siyanürden zehirlenen insanlar olduğunu dosyalarında belirtmediklerini, hayvanların ölü ve sakat doğumlarını göz ardı ettiklerini belirtti.

Sümer, “Mahkeme heyeti, bilirkişiler, Danıştay ve Anayasa Mahkemesi üyeleri Ege Bölgesini ve Ege deniziyle birlikte insan ve doğa yaşamının katledilmesi kararını göz göre göre vermişlerdir. Suçludurlar. Cezalandırılmalarını istiyorum” dedi.

Suç duyurusunda, Tüprag Kışladağ Altın Madeni’nin verdiği zarar ve maden sahasının genişlemesi şöyle anlatıldı:

“Kışladağ siyanür ve ağır metaller dağı haline gelmiştir. Kanadalılara dur denilmezse Uşak’ı yerinden kaldırıncaya kadar Ege Bölgesinin her karış toprağını yaşanmaz, her damla suyunu içilmez hale getirinceye kadar bölgede zehir üretmeye devam edeceklerdir. Ruhsat sahaları bu denli genişlemiştir. Uşak merkeze 3 kilometre mesafedeki Yeşildere köyünde sondaj yapmışlardır. Bütün bölgeyi işaretlemeye ve numuneler almaya devam etmektedirler. Şirketin söylediğine göre şu anda 535 Milyon ton siyanürlemiş zehir deposu  ve ağır metaller üreten pasa dağı oluşmuş durumdadır. Bu Zehir dağı Hitler’in gaz odalarında kullandığı HCN-hidrojen siyanürün milyarlarca kat fazlasını üretmeye canlı yaşamı zehirlemeye yüzyıllarca devam edecektir.”  

Suç duyurusunda 100 yıllık örnek: “Balya’daki 3.5 milyon ton nerede, Kışladağ’ın 535 milyon tonu nerede?”

Uğur Sümer, suç duyurusunda siyanürle altın madeni çıkarmanın çevre üzerindeki etkilerini 1932 yılında kapatılan Balya maden sahası üzerinden anlattı.

“Balıkesir Balya’da 1892-1938 yılları arasında Fransızların işlettiği ve 3.5 milyon atığı kalan son döneminde kısa bir süre siyanür kullanılan maden bölgesinin zehri Manyas barajındaki ve Manyas gölündeki canlı yaşamın yüzde 80’ini yok etmiştir. Osmanlı’da saraydan sonra elektriğin ilk geldiği yer olan Balıkesir’in Balya ilçesinin nüfusu 50 binlere çıkmışken bugün Balya merkezinin nüfusu 2000’in altına düşmüştür. Çevresiyle birlikte 12 bin civarındadır.  150-200 hanelik köyler 5’er, onar haneye düşmüştür. Kaçabilen insanlar bölgeden kaçmışlardır. Balya’daki atık 3,5 milyon tondur. Aradan geçen yüzyıldan fazla bir zamandan sonra kaç yüz yıl daha geçeceği bilinmemektedir. 3.5 milyon ton nerede, Kışladağ’ın 535 milyon tonu nerede?”

“Süreçte imzası bulunan herkes cezalandırılmalı”

Uğur Sümer suç duyurusu dilekçesinde “başta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Murat Kurum olmak üzere bu süreçte imzası bulunanlar ve yargılama sürecinde imzaları olanlar insanlık suçu işlemişlerdir ve aynı suçu işlemeye devam etmektedirler. Eldoradogold ve Tüprag patronlarıyla birlikte yargılanmalılar ve cezalandırılmalılardır” ifadelerini kullandı.

Kızılcık Şerbeti kamera arkası: Nursema, Pembe, Fatih, Doğa ve diğer karakterler konuştu